KKTC Barış ve Özgürlük Bayramı kutlamaları kapsamında Antalya Cumhuriyet
Meydanında gerçekleşen törene, KKTC Antalya Başkonsolosu Mustafa Kemal
Beyazbayram, Antalya Vali Yardımcısı, Muratpaşa Kaymakamı Sedat Sırrı ARISOY
Bölge Komutanları ve Vekilleri, Belediye Başkanlarının temsilcileri, protokol üyeleri,
KKTC Antalya Turizm Bakanlığı Tanıtma Ofisi Koordinatörü Nazmi Pınar, Sivil
Toplum örgütleri ve dernekler ile Kıbrıslı mücahitler, gaziler katıldı.
Antalya Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleşen 20 Temmuz Barış ve Özgürlük
Bayramı kutlamaları, Atatürk Anıtına çelenklerin konması ile başladı. Büyükşehir
Belediyesi Bandosu tarafından Saygı duruşu ve İstiklal Marşı;nın okunmasının
ardından ise Başkonsolos Beyazbayram günün anlam ve önemini belirten
konuşmasını gerçekleştirdi.
Beyazbayram: “20Temmuz Barış Harekatı, Kıbrıs Türkünü Rum mezaliminden
kurtarmıştır.Harekat, sadece Kıbrıslı Türkler için değil, Kıbrıslı Rumlar için de
Yunan Cuntası’nın baskılarından ve zulmünden kurtuluşudur”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Antalya Başkonsolosu Mustafa Kemal
Beyazbayram konuşmasında Kıbrıslı Rumlar’a atfen, “ 20 Temmuz Mutlu Barış
Harekatı,Yunanistan için Cunta’nın yıkılışı ve demokrasiye geçişin başlangıcı
olmuştur. Yani 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Harekatı gerçek anlamıyla Doğu
Akdeniz halklarına barış ve huzur getirmiştir” dedi.
45 yıl önce 1974 yılında gerçekleştirilen 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Harekatı’nın
yıldönümünde Antalya’da gerçekleşen resmi törende konuşan Başkonsolos
Beyazbayram, “ 20 Temmuz, Kıbrıs Türk halkının var oluşunda son derece önemli bir
dönüm noktasıdır. Kıbrıs adasını Yunanistan’a ilhak ederek, ENOSİS’i
gerçekleştirmek amacıyla 15 Temmuz 1974 günü yapılan Rum-Yunan darbesi
karşısında, Türkiye Cumhuriyeti, uluslararası antlaşmalardan doğan haklarını
kullanarak, adanın bağımsızlığını, Kıbrıs Türk halkı ve adada yaşayanların canlarını
kurtarmak için 20 Temmuz 1974 sabahı Barış ve Özgürlük Harekatını
gerçekleştirmiştir” dedi.
“OSMANLIDAN BU YANA TÜRK DÜNYASININ TOPRAKLARINI GENİŞLETTİĞİ
İLK ZAFER BARIŞ HAREKATI…”
Beyazbayram 20 Temmuz Harekatının Türk dünyası açısından ise son derece büyük
bir öeneme sahip olduğunu belirterek konuşmasına şöyle devam etti, “Mutlu Barış
Harekatı, Osmanlı gerileme döneminden bu yana Türk dünyasının topraklarını
genişlettiği ilk şavaşın zaferle sonuçlanarak, özelde tüm Türk dünyasını, genelde ise
tüm İslam alemini bahdiyar kıldığı bir başarı ve gurur öyküsü olmuştur”
“Geçen 45 yıl içerisinde Halkımız, adadaki iki halkın barış içinde yaşaması
içinbüyük gayret gösterdi”
Rum tarafının art niyetli tutumu, isteksizliği ve kibirli tavırları neticesinde Kıbrıslı
Türklerin barış elinin hep havada kaldığına da dikkat çeken Beyazbayram, bugüne
kadar ki liderler arası müzakerelerin sonuçsuz kaldığını belirtti.
Başkonsolos Beyazbayram, “Büyük mücadeleler vererek, birlik ve beraberlik içinde
bu günlere gelen halkımızın, bugün içinde bulunduğu sorunları ise ortak akıl
ile çözme iradesini ve becerisini göstereceğine inancımız tamdır. Kıbrıs Türk halkı en
zor şartlarda, en olumsuz koşullarda bile inancını hiç yitirmeyerek var olma
mücadelesine her zaman devam etmiştir. Anavatanla birlikte, bundan sonra da Kıbrıs
Türk halkı, kendini huzursuz eden tüm olumsuzlukların üstesinden gelerek
sorunlarını çözmeye ve daha iyiye, daha güzele ulaşma yolundaki mücadelesine
devam edecektir. Buradan Anavatan Türkiye’ye desteklerinden ötürü bir kere daha
şükranlarımızı sunarım” dedi.
DOĞU AKDENİZ VE HİDROKARBON YATAKLARI
Son zamanlarda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, Kıbrıs Türk tarafının ada etrafındaki
hidrokarbon kaynaklarına ilişkin tüm işbirliği çağrılarını görmezden geldiğini belirten
KKTC’nin Antalya Başkonsolosu Mustafa Kemal Beyazbayram, “ tek yanlı, hukuka ve
hakkaniyete aykırı faaliyetlerini artırarak sürdüren, 1960 ortaklık Cumhuriyeti’ni işgal
eden Rum Yönetimi’nin adanın geleceğine ilişkin vizyonunun ne olduğu Doğu
Akdeniz ve Hidrokarbon yatakları konusunda bir kez daha bir kez daha gözler önüne
serilmektedir. Bu vizyonda, Kıbrıs Türk halkının eşit hak ve çıkarlarına yer olmadığı
ve Kıbrıs Rum tarafının, var olan zenginlikleri paylaşmaya hiç de hazır olmadığı
aşikardır. Hal böyleyken, bu kabul edilemez adımlar ada ve bölgedeki istikrar ve
güvenliği de tehdit etmekte, tansiyonu tehlikeli bir şekilde artırmaktadır. Bu durumun
sorumlusu tek yanlı faaliyetlerini sürdürmekte ısrar eden Rum idaresi olduğu kadar,
söz konusu faaliyetleri cesaretlendiren AB ile uluslararası toplum ve ilgili şirketlerin
hakkaniyetten yoksun tutumlarıdır. Rumlar ada etrafındaki hidrokarbon kaynaklarına
ilişkin tek yanlı faaliyetlerini sürdürdüğü ve bizimle ortak haklarımıza ilişkin
işbirliğinden kaçındığı sürece, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak, Türkiye
Cumhuriyeti ile birlikte, halkımızın eşit hak ve çıkarlarını korumak amacıyla gerekli
tüm adımları kararlı bir şekilde atmaya devam edeceğimizi herkesin bilmesini isterim”
dedi.
Sayın Bakan Mevlüt Çavuşoğllu’nun da ifade ettiği gibi; “Doğu Akdenizdeki
zenginlikler ya hakça paylaşılır. Ortak çözüm bulunur, Ya da Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti olarak haklarımızı sonuna kadar savunmaya
devam ederiz.” Bu böyle biline. Diyerek sözlerine devam eden Beyazbayram,
“Özellikle bölgemizde yaşanan şavaşlar ve enerji güvenliği ile Doğu Akdenizdeki
zenginliklerin paylaşım mücadelesi bizleri çok dikkatli ve uyanık olmaya mecbur
etmektedir. KKTC ve Türkiye Cumhuriyeti olarak, atılması gereken tüm adımları el
birliğiyle atarak halkımızın çıkarları ile güvenliğini garanti altına almamız bakımından
dirayetli durmamızın şart olduğunu belirtmek isterim. Buradan Türkiye Cumhuriyeti
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan nezdinde tüm devlet yönetici ve
idarecilerine işbirliklerinden dolayı bir kere daha teşekkür ederim. Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti ve Kıbrıs Türk halkı olarak Türkiye Cumhuriyeti ve Anadolu Halkı ile
birlikte bundan sonra atılacak adımların bizi şu an bulunduğumuz noktadan daha da
iyi bir yere götürmesini sağlamamız için canla başla çalışmamız gerektiğini iyi
kavramamız gerekmektedir. Bunun yanında diğer dünya devletleri ve özellikle İslam
ülkelerinin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Kıbrıs Türk halkının izolasyonlar ve
ambargolardan kurtulması yönünde yaptığı çağrılara olumlu yanıt vermeleri için el
birliği ile çalışmamız da gerekmektedir. Bu duygu ve düşünceler içerisinde bu anlamlı
törende, öncelikle, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Harekatı’nı gerçekleştiren
Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerini ve o tarihe kadar tüm gücüyle yok olmasın diye
direnen, mücadele veren Kıbrıs Türk Mücahit Halkımızı saygıyla selamlar Liderimiz
Merhum Dr. Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanımız Merhum Rauf R. Denktaş’ı
minnetle anarım. Türkiye Cumhuriyeti Devletine, Anadolu Halkına ve Kahraman Türk
Silahlı Kuvvetlerimize şükranlarımı sunar, Gazi Mustafa Kemal önderliğinde derin
bağlılık ve vefa duyguları içinde Barış Harekatında savaşan Gazilerimize
şükranlarımı sunar saygıyla selamlar, özgürlüğümüz uğruna canlarını feda eden
Şehitlerimizi rahmetle yadeder Allahın rahmeti üzerlerinde olmasını dilerim. Ayrıca,
dönemin hükümet yetkilileri merhum Bülent Ecevit ile Necmettin Erbakan’ı da
rahmetle anar Yüce Türk halkına bir kere daha şükranlarımı bildiririm” dedi.
Tören sonunda, etkinliğe katılan protokol, sivil toplum örgütleri ve Antalya’da yaşayan
Kıbrıslı Türkler toplu fotoğraf çektirdi.