Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin’i Haliç Kongre Merkezi’ne gelişinde kapıda karşıladı.
Görüşmede Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin’e İletişim Başkanlığı tarafından hazırlanan “Doğu Akdeniz Denkleminde Stratejik Adım: Türkiye-Libya Mutabakatı” kitabını takdim etti. İngilizce ve Türkçe hazırlanan kitap; “Doğu Akdeniz’in Jeopolitik Önemi”, “Doğu Akdeniz’in Hidrokarbon Potansiyeli”, “Türkiye’nin Doğu Akdeniz Konusundaki Pozisyonu”, “Doğu Akdeniz’e İlişkin AB, GKRY ve Yunanistan’ın Tutumu” ve “Türkiye-Libya Mutabakatı” bölümlerinden oluşuyor.
Daha sonra Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen; Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç ve Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov’un da katıldığı törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuklarını Türkiye ve bölge açısından oldukça anlamlı bir açılış programı vesilesiyle İstanbul’da ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
“DOĞU AKDENİZ’DE ÜLKEMİZİN DIŞLANDIĞI HİÇBİR PROJENİN HAYATA GEÇME ŞANSI YOKTUR”
“Hedefimiz, ülkemizi küresel enerji merkezlerinden biri hâline getirmektir. Türkiye olarak kesinlikle bölgesel gerilim peşinde değiliz, asla da olmadık” şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Akdeniz’de süren hidrokarbon arama faaliyetlerinin tek amacının, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin menfaatlerinin korunması olduğunu belirterek, “Her fırsatta tekrarladığımız gibi, Doğu Akdeniz’de ülkemizin dışlandığı hiçbir projenin ekonomik, hukuki, diplomatik bakımdan hayata geçme şansı yoktur. Akdeniz’deki en uzun kıyı şeridine sahip Türkiye’nin, bu bölgeyle ilgili her türlü projede söz söyleme hakkı elbette olacaktır” dedi.
Akdeniz’e kıyıdaş tüm ülkelere yaptığı iş birliği çağrısını tekrarlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: “Gelin tarih boyunca medeniyetlere beşiklik yapmış Akdeniz’i çatışma değil, iş birliği sahasına dönüştürelim. Bize bir adım gelene çok daha fazlasıyla gitmeye hazırız. Karşılıklı saygı ve hakkaniyet temelinde her türlü iş birliğine varız. Gerek TANAP, gerekse bugün açılış gururunu yaşadığımız TürkAkım, ülkemizin işte bu vizyonunun en somut nişanesidir. Muhataplarımızdan beklentimiz, Türkiye’nin uzattığı bu samimi iş birliği elini geri çevirmemeleridir.”
“KÖRFEZ BÖLGESİNİN VESAYET SAVAŞLARININ SAHNESİ HÂLİNE GELMESİNİ İSTEMİYORUZ”
Son dönemde bölgesel hadiseler bakımından oldukça sancılı günler yaşandığını da ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Müttefikimiz Amerika Birleşik Devletleri ile komşumuz İran arasında bir süredir devam eden gerilim, hiç arzu etmediğimiz bir noktaya ulaştı. Türkiye olarak ne Irak’ın ne Suriye’nin ne Lübnan’ın ne de deniz yoluyla enerji ticaretinin yüzde 30’dan fazlasının yapıldığı Körfez bölgesinin vesayet savaşlarının sahnesi hâline gelmesini istemiyoruz” şeklinde konuştu.
Irak’ın zaten sıkıntılı olan istikrarını tamamen kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Irak Türkmenlerinin selameti de bizim için kendi vatandaşlarımızın güvenliği kadar önemlidir. Arap, Kürt, Türkmen, Şii, Sünni Irak halkının tamamı bizim özbeöz kardeşimizdir. Türkiye olarak bu konudaki hassasiyetimizi daha önce de farklı vesilelerle açıkça ortaya koyduk” dedi.