Haber : İrem KESİM /KKTC
Stresin,endişenin, korkunun, panik atağın sebeplerinin bilinçaltına ve geçmişe bağlı olarak yorumlandığını belirten Prof.Dr.Aysin Sinal; “Bir çocuğun gelişimi, büyümesi, yaşam tarzı geleceğini etkilemektedir. Bazı insanlarda bilinçaltı karmaşası varsa zaman zaman endişe yaşamaları görülür. Günlük hayatlarında yaptıkları işlerde aniden duygu karmaşası içine girip kendini değersiz hissetme, insan içine çıkma korkusu yaşayabiliyor. Çocuk aileden gördüğü davranışları kendine kazandığı için anksiyete yaşayan birinin çocuğunda da bu rahatsızlığın oluşma olasılığı çok yüksektir” ifadelerini kullandı.
Anksiyeteden kurtulmanın yollarından bahseden Sinal; “Psikolojik terapi ve ilaç ile kaygı bozukluğu tedavisi gerçekleştirilmektedir. Yapılması gereken şey ise psikiyatri uzmanına başvurmaktır. Tedaviye başlamadan önce kapsamlı bir değerlendirme sürecinden geçilmektedir. Anksiyete belirtilerinin fiziksel hastalıklar yüzünden oluşup oluşmadığını anlamak için çeşitli testler ve incelemeler yapılmalıdır. Düşüncelerimiz ne yaşadığımızı bize gösteririr. Korkularımızın,endişelerimizin, kaygılarımızın üzerine giderek bu rahatsızlıktan kurtulabiliriz. Anzeyatinin oluşturduğu olumsuz düşünceler kişinin vücut fonksiyonlarını etkiler. Düşünceler insanı yoklar. Eğer kişinin bilinçaltı sağlamsa o kötü düşünceden kolay bir şekilde kurtulma yolunu bulur. Bu durumdan kaçış yolunu kendisi bulamıyorsa profesyonel bir yardım alarak, psikoterapilere girerek zamanla bu düşünceden kurtulabilir..” dedi.
Günümüzde anksiyetenin artmasının nedenlerinden birininde insanların yaşadığı ekonomik sıkıntılarında büyük bir payı olduğunu belirten Sinal; İnsanların yeterince para kazanamaması, işsizlik gibi faktörlerin aile yaşamını doğrudan etkilediği durumlarda stresin, kaygının arttığı ve ilerleyen durumlarda psikolojik tedavilere ve bazı durumlarda psikiyatriye kadar gidebileceğini belirtti.