Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika Müslüman Cemiyeti'nin 23. Yıllık Kongresi'ne gönderdiği video mesajda, “Kutsallarımıza yönelik saldırılar karşısında tüm farklılıklarımızı bir tarafa bırakıp İslam ortak paydasında buluşmak hepimizin görevidir. Müslüman hak yemediği gibi, hakkına, hukukuna, onuruna el uzatılmasına da müsaade etmez” dedi.
Erdoğan :“Türkiye'deki 83 milyon kardeşinizin selamlarını sizlere iletmek istiyorum. Sizlerin vasıtasıyla dünyanın dört bir yanındaki kardeşlerimize, dostlarımıza, büyük bir heyecanla toplantımızı takip eden mazlum ve mağdurlara, selam ve muhabbetlerimi gönderiyorum” diyerek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika Müslüman Cemiyeti'nin 23. Yıllık Kongresi'nin başarılı geçmesi temennisinde bulundu.
Kongrenin tüm İslam âlemi için hayırlara vesile olmasını dileyerek düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkürlerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, koronavüris salgını nedeniyle bu yıl hem bu tarz programların hem de cihanşümul kardeşliğin timsali bayramların biraz buruk yaşandığını söyledi.
“GÖNÜL COĞRAFYAMIZDAKİ TÜM KARDEŞLERİMİZE YARDIM ELİMİZİ UZATTIK”
İnsanlığın büyük bir sağlık kriziyle, koronavirüs salgınıyla mücadele ettiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hemen her gün bir sevdiğimizin, yakınımızın, komşumuzun veya varlığıyla huzur bulduğumuz kadim bir dostumuzun vefat haberini alıyoruz. Dünya hayatının varlıkla ve yoklukla sınanmak olduğunu bilen insanlar olarak kaybettiklerimizin acısı yüreğimizi yaksa da sabrediyor, Rabbimizden bizi ve tüm insanlığı bu musibetten bir an önce kurtarmasını niyaz ediyoruz” dedi.
Hazreti Mevlana'nın "Ümitsizliğin ardından nice ümitler var. Karanlığın ardında nice nice güneşler var" sözünün salgınla mücadelede rehber olmaya devam ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yeise kapılmayı, ümitsizliğe düşmeyi küfürle eş gören bir dinin mensupları olarak umudumuzu asla yitirmedik, yitirmiyoruz. Dayanışmanın gücüne, paylaşmanın bereketine inanarak, tedbire sarılıp takdire ram olarak salgınla mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Bizim inancımızda her imtihan aynı zamanda bir ibret vesilesidir. Salgın bize sadece kulluğumuzu ve acizliğimizi değil, din, dil, ırk, renk, ülke ayrımı gözetmeden tüm insanlığın kaderi ve kederinin ortak olduğunu da hatırlatmıştır. Biz de bu süreçte 'Hayrun nas, men yenfeun nas' diyerek, 'İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olanıdır.' tavsiyesinden hareketle, elimizdeki tüm imkânları insanlık için seferber ettik. Kendi vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra, hiçbir ayrım yapmadan ülkemizden talepte bulunan 156 ülke ve dokuz uluslararası kuruluşa da tıbbi malzeme ve teçhizat gönderdik. Filistin'den Somali'ye, Yemen'den Libya'ya, Arakan'dan Afganistan'a, Gine'den Lübnan'a, Pakistan'a kadar gönül coğrafyamızdaki tüm kardeşlerimize yardım elimizi uzattık."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Nisan ve 1 Mayıs'ta ABD’ye gönderdikleri iki uçak dolusu tıbbi yardım malzemesiyle, Kovid-19'la mücadele eden sağlık çalışanlarına destek olduklarını dile getirdi.
“DEMOKRASİNİN BEŞİĞİ OLARAK NİTELENDİRİLEN ÜLKELERDE KÜLTÜREL IRKÇILIK GİZLENEMEZ BOYUTLARA ULAŞMIŞTIR”
"Yardımlarımızı, bir kamu diplomasisi veya koronavirüs diplomasisi olarak değil, inancımızın ve imanımızın, elbette Müslümanlığımızın gereği olarak yapıyoruz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerikan İslam Toplumu’nun da bu süreçte gerçekten takdire şayan bir duruş sergilediğini, online psikolojik destek hizmetinden salgın nedeniyle evinden çıkamayan yaşlıların ihtiyaçlarının giderilmesine kadar çok geniş bir yelpazede hepsi birbirinden kıymetli çalışmalara imza attıklarını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sene sadece Kovid-19 virüsüyle değil, ondan daha hızlı yayılan “İslam düşmanlığı” virüsü ile de mücadele etmek zorunda kaldıklarına dikkati çekerek, “Uzun yıllar demokrasinin beşiği olarak nitelendirilen ülkelerde kültürel ırkçılık, ayrımcılık, hoşgörüsüzlük artık gizlenemez boyutlara ulaşmıştır” diye konuştu.
İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığının, siyaseti esir alan, günlük hayatı zorlaştıran, devlet politikalarına yön veren bir akıma dönüştüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, birçok ülkede inancından, dilinden, adından veya kılık kıyafetinden dolayı Müslümanların ötekileştirilmesinin artık sıradan hâle geldiğini aktardı.
“İNSANLARIN KUTSALLARINI AŞAĞILAMANIN ÖZGÜRLÜKLE ALAKASI YOKTUR”
İsveç'te Kur'an-ı Kerim yakılması, Norveç'te Kur'an-ı Kerim'in yırtılması, Fransa'da ise basın özgürlüğü adına Hazreti Peygamberi tahkir eden karikatürlerin teşvik edilmesinin Müslümanların kutsallarına yönelik saldırılardan sadece birkaçı olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeni Zelanda, Kanada ve Chapel Hill’de Müslümanlara yönelik saldırıları anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan aşırı sağcı grupların Türkler kadar Afrikalı, Asyalı göçmenleri, Müslümanlar kadar Musevileri de hedef aldığına dikkati çekerek şunları kaydetti: “Zihniyet itibarıyla DEAŞ veya FETÖ'den hiçbir farkı olmayan bu ideolojik fanatizmin, giderek daha fazla zemin kazandığını, hatta devlet başkanı seviyesinde teşvik edildiğini görüyoruz. Son günlerde Fransa'da fikir özgürlüğü adı altında Peygamber Efendimize yönelik alçaklıkları sizler de yakından takip ediyorsunuz. İnsanların kutsallarını aşağılamanın özgürlükle alakası yoktur. Çünkü düşünce farklıdır, hakaret farklıdır. Hakarete fikir muamelesi yapmak, en başta düşünceye hakarettir. Kur'an-ı Kerim'i yakanların sırtını sıvazlayanlar, Peygamber Efendimize hakareti teşvik edenler, mescitlere yönelik saldırıları görmezden gelenler, tüm bunları özgürlük adına değil, içlerindeki faşizmi gizlemek için yapıyor. Dikkat edin, bizim mukaddes değerlerimize yönelik her türlü saldırıyı fikir ve basın özgürlüğü parantezine alırlarken, kendileriyle ilgili en küçük bir eleştiriye dahi tahammül gösteremiyorlar. Kimi zaman tehdit ederek, kimi zaman gazetecileri azarlayarak, kimi zaman da güvenlik kuvvetleriyle bizzat gazeteleri basarak, çıkarlarına zarar verenlere hadlerini bildiriyorlar.”
“HAKSIZLIK VE HUKUKSUZLUK KARŞISINDA SUSMAK BİR MÜSLÜMANA YAKIŞMAZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam ve insanlık düşmanlarının bu kadar pervasızlaşmasının en büyük sebebinin Müslümanların içinde bulunduğu atalet ve gaflet olduğuna değinerek, Müslümanların sadece ekonomi, siyaset, savunma ve diplomaside değil, en çok da kendi aralarında ayrılığa düşmüş durumda olduğunu vurguladı.
“Her kim kardeşini kökeninden, ırkından veya ten renginden dolayı hor görüyorsa, o İslam'ın ruhunu, rahmet ve merhamet, Peygamberi Efendimizin kutlu mesajını kavrayamamıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Çünkü biz Türk, Arap, Acem, Afrikalı, Malay, Hintli, Amerikalı olmadan önce 'Bezm-i Elestte Kalü Bela' demiş Müslümanlarız. Kutsallarımıza yönelik saldırılar karşısında tüm farklılıklarımızı bir tarafa bırakıp İslam ortak paydasında buluşmak hepimizin görevidir. Müslüman hak yemediği gibi, hakkına, hukukuna, onuruna el uzatılmasına da müsaade etmez. Müslüman şiddete bulaşmadığı gibi, kör şiddetle birilerinin haklarını gasletmesine de rıza göstermez. Müslüman, barış için, adalet için, tüm insanlığın huzur ve esenliği için sorumluluk üstlenen bir misyonun temsilcisidir. Müslüman çevresine güven aşılayan, insanların elinden ve dilinden emin olduğu insandır. Başka bir dinden olduğu için insanların canına, malına, haysiyetine el uzatma, hatta saygı göstermeme Müslümana yakışmaz. Kimden gelirse gelsin haksızlık ve hukuksuzluk karşısında susmak bir Müslümana yakışmaz. Kardeşine sırt çevirme, kardeşini sırtından hançerleme bir Müslümana asla yakışmaz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriyeli mazlumların, açlıktan ve hastalıktan kırılan Yemenli çocukların, Filistinli yetimlerin hukukunu da korumakla mükellef olduklarını kaydederek, “Bizler İslam ümmetinin harim-i ismeti, namusu, gözbebeği olan Kudüs'ün hakkını, canımız pahasına savunmak zorundayız. Türkiye olarak Filistin'den Libya'ya, Dağlık Karabağ'dan Suriye'ye kadar İslam coğrafyasının farklı yerlerindeki sıkıntılara bu anlayışla yaklaşıyoruz. Zalimler karşısında dik duruyor, sağlam duruyor, mazlumun kimliğine bakmadan elinden tutuyoruz. Terör örgütleriyle amansız bir mücadele yürütürken, kutsallarımıza yönelik hadsizlikler karşısında da tepkimizi göstermekten çekinmiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
“DİNÎ ÖZGÜRLÜKLER KONUSUNDA TÜM İNSANLIĞA ÖRNEK OLACAK DENGELİ, ADALETLİ BİR POLİTİKA İZLEMEYE ÇALIŞIYORUZ”
Dinî özgürlükler konusunda tüm insanlığa örnek olacak dengeli, adaletli ve özgüvenli bir politika izlemeye çalıştıklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kimsenin inancına, hayat tarzına müdahale etmediğimiz gibi, ülkemizde yaşayan tüm vatandaşlarımızın ibadet hürriyetini garanti altına alıyoruz. 86 yıl boyunca müze olarak kullanılan Ayasofya Camii'ni asli kimliğine kavuştururken, 1600 yıllık mazisiyle ülkemizin sembollerinden olan Sümela Manastırı'nın restorasyonunu da ihmal etmiyoruz” açıklamasında bulundu.
Müslümanlar arasında birlik ve beraberliğin perçinlenmesiyle küresel planda çok daha güçlü bir konuma gelineceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amerika Müslüman Cemiyeti'nin 'Vakti Kuşan' temasıyla düzenlediği bu seneki toplantısının bu çabalara katkı vereceğini düşünüyorum. Amerikan Müslüman toplumunun, giderek daha örgütlü hâle geldiğini görmekten ayrıca bahtiyarlık duyuyorum. Esasen bugünkü toplantı da bunun en büyük göstergelerinden biridir. Bugün bizleri bir araya getiren Amerika Müslüman Cemiyeti başta olmak üzere, Amerika'daki Müslüman kuruluşların çalışmalarını desteklediğimizi bilmenizi isterim” sözlerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika'da yaşayan Türk toplumunun, diğer Müslüman gruplarla geliştirdiği yakın kardeşlik ilişkisini memnuniyetle takip ettiklerini belirterek, 2016 yılında açılışını yaptıkları, Maryland eyaletinde bulunan Diyanet Amerika Merkezi'nin de tüm ABD'de yaşayan Müslümanların hizmetinde olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “New Haven Diyanet Camisi'ne yönelik geçen yıl gerçekleştirilen kundaklama sonrasında birlik ve dayanışma içinde hareket ederek, gerek saldırıya verdiğiniz hızlı tepki, gerekse camimizin onarımına yaptığınız değerli katkılar için teşekkür ediyorum” diye konuştu.
ABD kongre seçimlerinde Müslüman temsilcilerin tekrar seçilmiş olmalarından ötürü duyduğumuz memnuniyeti dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Hâlihazırdaki Müslüman temsilci sayısının giderek artmasını ve bu sayede Müslüman toplumun, kongre ve Amerika siyasetinde daha görünür olmasını temenni ediyorum. Amerikan Müslüman toplumunun bu yönde yaptığı her türlü girişime ve projeye Türk Devleti olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu belirtmek isterim. Allah kardeşliğimizi daim kılsın, muhabbetimizi ebedi eylesin diyorum. Amerika Müslüman Cemiyeti'nin 23. yıllık toplantısı vesilesiyle oluşan kardeşlik ikliminin, İslam ümmetine umut ve güç vereceğine inanıyorum. Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun diyor, hepinizi Allah'a emanet ediyorum. Kalın sağlıcakla.”