Başbakan Saner, “ kendilerinin de Anayasa’ya bağlı olduklarını ve din eğitimi almayı vatandaşın Anayasal bir hakkı, toplumsal bir ihtiyaç olarak gördüklerini” belirtti.
Başbakan Ersan Saner, “ Mahkeme’nin gerekçeli kararını aldıktan sonra dünyanın tüm medeni ülkelerindeki düzenlemelerin benzerleri ile bu konuya bir düzenleme getirme kararlılığında olduklarını” ifade etti.
Ersan Saner açıklamasında şunları kaydetti:
“ Anayasa Mahkemesi’nin bazı din görevlilerinin üyesi olduğu Hizmet Sendikası’nın (HİZMET-SEN) 2018 yılında açtığı bir dava ile ilgili olarak dün verdiği kararı basında yer alan haberlerden öğrendikten sonra Din İşleri Başkanımız ile görüştüm.
Kendisinin de basına açıkladığı üzere söz konusu sendika, Din İşleri Değişiklik Yasasının 8B Maddesinin 2. Fıkrasının A Bendinde yer alan “Din Hizmetleri Eğitimi ve Halkla İlişkiler Birimi bünyesinde eğitim işleriyle görevli Bakanlığın izniyle yapılan hafızlık eğitimi kurslarını düzenlemek, sınav yapmak ve başarılı olanlara hafızlık belgesi vermek” şeklinde düzenlenen ve Din İşleri Komisyonuna verilen hafızlık kursu açma yetkisinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmuştur.
Anayasa Mahkemesi de Hizmet Sendikasının (HİZMET-SEN) başvurusunu uygun bulmuştur.
Şimdi yapılacak olan Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararının ortaya çıkmasının ardından mahkemece eksik görülenleri gidermek ve hafızlık kurslarının devamını sağlamaktır.
Ama şu noktalara dikkat çekmeyi gerekli görüyorum;
Din İşleri Başkanlığımız da Devletin bir kurumudur. Dolayısı ile Devletin dışında bir kurumun hafızlık kursları düzenlemesi diye bir şey söz konusu değildir.
Din İşleri Başkanlığının dini alandan sorumlu bir Devlet kuruluşu olarak ilgili bakanlık ve diğer devlet kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak görevini yerine getirmesi gayet doğaldır ve esasen bu kurumumuzun görevidir.
Anayasamız açıkça hiç kimsenin bir inancın kitabını ve esaslarını öğrenme ve uygulama hürriyetinden mahrum bırakılamayacağını yazmaktadır.
Dolayısı ile Anayasa Mahkemesi kararı ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde hafızlık eğitimi kurslarının yasaklanması gibi bir durumun söz konusu olamaz.
Mahkemenin kararı ışığında gerekli yasal düzenlemeler yapılarak bu kurslara Devletin ilgili bakanlık ve kurumları vasıtasıyla devam edilecektir. Kurslar doğal olarak Din İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenirken, Milli Eğitim Bakanlığı da uzman müfettişleri ile denetimlerini yapacak, kurslar sonunda verilecek belgeleri onaylayacaktır.
Bizler Anayasa’ya bağlıyız ve din eğitimi almayı Anayasa’ya aykırı olarak görmüyor tam tersine vatandaşın bir hakkı, toplumsal bir ihtiyaç olarak değerlendiriyoruz.
Dolayısıyla dünyanın tüm medeni ülkelerindeki düzenlemelerin benzerleri ile bu konuya bir düzenleme getirme kararlılığındayız.