“GENÇLERİMİZE GÜÇLÜ BİR 2053 VİZYONU EMANET ETMEK İÇİN VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”
Toplantıda ele alınan konulara dair açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Aziz milletim, değerli basın mensupları; sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Son Kabine Toplantımızdan bu yana hamdolsun milletimizle pek çok güzel hizmetin, eserin, müjdenin sevincini paylaştık.
19 Mayıs vesilesiyle gençlerimizle birlikte basketboldan voleybola, güreşten karateye kadar pek çok branşta spor müsabakalarını izleyicisiyle buluşturacak olan yeni spor kanalımız TRT Yıldız’ın resmî açılışını gerçekleştirdik. Milletimizin esaret zincirlerini parçalama kararlılığının ilk adımı olan 19 Mayıs’ın ruhuna nüfuz edebilen, mesajını çözebilen gençlerimize güçlü bir 2053 vizyonu emanet etmek için var gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz.
Süper Ligi Şampiyon olarak tamamlayan Beşiktaş Futbol Kulübümüzün oyuncu, teknik heyeti ve yöneticileriyle bir araya gelerek kendilerini tebrik ettik. Salgın tedbirleri sebebiyle bu yıl seyircisiz oynanan Süper Ligi inşallah önümüzdeki sezonda tribünleri coşkuyla dolduracak olan taraftarlarımızla birlikte gerçekleştirebilmeyi ümit ediyoruz.
Basketbolda EuroLeague Şampiyonluğu’nu kazanan Anadolu Efes Takımı’nın hem Başantrenörü Ergin Ataman’ı hem de Kulüp Başkanı Tuncay Özilhan’ı arayarak sevinçlerine ortak olduk. Şampiyonluğun kazanılmasında büyük emeği ve katkısı olan Ergin Ataman’ın bu başarıyı şehitlerimize armağan etmesini de şahsım, milletim adına ayrıca çok ama çok önemli görüyorum.
Aerobik Jimnastik Dünya Şampiyonluğu’nu ilk defa ülkemize kazandıran Ayşe Begüm Onbaşı kızımızı da arayarak tebrik ettik ve başarılarının devamını diledik. Bu vesileyle son dönemde güreşten boksa, karateden pentatlona, judodan okçuluğa, yüzmeden voleybola pek çok farklı branşta ülkemizin bayrağını göndere çektiren tüm sporcularımızı bir kez daha şahsım, milletim adına tebrik ediyorum.
“KALKINMANIN TEMEL ALTYAPISI OLAN ULAŞIM MESELESİNİ KÖKTEN ÇÖZMÜŞ BULUNUYORUZ”
Önceki haftanın son Cuma’sında ülkemizin en önemli ulaştırma projelerinden olan Kuzey Marmara Otoyolu’nun sonradan eklenen kısım haricindeki son bölümünün açılış törenini gerçekleştirdik. Habipler-Hasdal kavşakları arasındaki kısımla birlikte 400 kilometrelik otoyolumuzu hizmete almış oluyoruz. İnşallah projeye sonradan eklenen Nakkaş-Başakşehir bölümünü de en kısa sürede tamamlayacağız. Bu otoyol, İstanbul ve Marmara Bölgesiyle birlikte tüm Türkiye’nin projesidir. Artık Edirne’den otoyola giren bir vatandaşımız bin 200 kilometre boyunca hiçbir engele, hiçbir ışığa, hiçbir yerleşim yerine girmeden Şanlıurfa’ya kadar kesintisiz seyahat edebilecektir. İnsan ve yük taşımacılığının böylesine hızlı, konforlu ve güvenli şekilde yürütülmesinin ülkemize sağladığı katkıları her alanda görüyoruz, bundan sonra da görmeye devam edeceğiz.
Pek çok yerde hâlen inşaatları süren hızlı tren hatlarımız da birer birer devreye girdiğinde Türkiye ulaşımda yeni bir devrim yaşayacaktır. Ülkemizin her köşesinde 56 adede ulaşan havalimanlarımızla zaten hava taşımacılığı sorunumuzu neredeyse tamamen hâllettik. Denizyolu taşımacılığında da dev projeleri ülkemize kazandırmaya devam ediyoruz. İnşallah bu hafta sonu Filyos Limanı’nı hizmete açarak bu alanda da büyük bir atılımı hayata geçirmiş olacağız. Kara, demir, hava ve denizyolu hatlarımızı birbirleriyle entegre şekilde, birbirlerine tamamlayacak şekilde planladığımız için kalkınmanın temel altyapısı olan ulaşım meselesini kökten çözmüş bulunuyoruz. Büyük ve güçlü Türkiye yolunda attığımız tüm bu adımların ülkemize hayırlı olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.
“TÜRKİYE’Yİ HEDEFLERİNE ULAŞTIRMAKTA KARARLIYIZ”
Kuzey Marmara Otoyolu’nun son kısmının açılışında da tekrar ettiğim gibi, bizim ülkemiz için yapacak daha çok hizmetimiz var. Bizim inşa edecek daha çok eserimiz var. Gençlerimize bırakacağımız en önemli mirasımız olan 2053 vizyonumuz için kat etmemiz gereken daha çok mesafe var. Sultan Alparslan’ın bin yıl önce açtığı yolda, Osman Gazi’nin 722 yıl önce diktiği çınarın izinde, Fatih Sultan Mehmet’in 568 yıl önce İstanbul surlarına diktiği sancağın gölgesinde, Gazi Mustafa Kemal’in 98 yıl önce emanet ettiği Cumhuriyetin kollarında maziden atiye kurduğumuz köprüyü aşkla, şevkle, heyecanla geçerek Türkiye’yi hedeflerine ulaştırmakta kararlıyız.
Milletimizin bize gösterdiği istikamet, tarihin bizi sevk ettiği hedef, dünyanın ve insanlığın yöneldiği ufukta gözüken ihtiyaç işte budur. Ülkemizi ve milletimizi kısır çekişmelerin, sahte gündemlerin, karanlık senaryoların kıskacına hapsetmek isteyenlere eyvallah etmedik, etmeyeceğiz.
“TÜRKİYE, ÜYESİ BULUNDUĞU ULUSLARARASI GÜVENLİK KURUMLARINA OLAN SORUMLULUKLARINI HAKKIYLA YERİNE GETİRMİŞTİR”
Geçtiğimiz hafta başında ülkemizde misafir ettiğimiz Polonya Cumhurbaşkanı ile verimli görüşmeler gerçekleştirmenin yanında Avrupa Birliği ve NATO üyesi bir ülkeye yapılan ilk insansız hava aracı satışımızla ilgili anlaşmayı da imzaladık. Türkiye, NATO başta olmak üzere üyesi bulunduğu uluslararası güvenlik kurumlarına olan sorumluluklarını hakkıyla yerine getirmiştir. Bu kurumlardan da aynı karşılığı gördüğümüz müddetçe ilişkilerimizi ve iş birliğimizi geliştirerek sürdürmekte kararlıyız. Çarşamba günü Meclis’te gerçekleştirdiğimiz grup toplantısında ülke gündemindeki önemli başlıklarla ilgili kapsamlı bir değerlendirme yaptık. Aynı gün akşam saatlerinde de Amerika merkezli şirketlerin üst düzey yöneticileriyle uzun ve verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Toplantımıza katılan şirketlerin temsilcilerine ülkemizin ekonomik durumunu ve uluslararası yatırımcılara olan bakışını bir kez daha ifade ettik. Ayrıca şirket temsilcilerinin tüm sorularını da bizzat cevaplayarak ülkemizin uluslararası yatırımcıları destekleme hususundaki kararlılığını ortaya koyduk.
“2053 VİZYONUMUZU ŞEKİLLENDİRMEK İÇİN ŞİMDİDEN HEP BİRLİKTE HAZIRLIKLARA BAŞLAMALIYIZ”
Yakın tarihimizin kara günlerinden biri olan 27 Mayıs 1960 darbesinin yıl dönümü vesilesiyle partimizin il başkanlarıyla eski adıyla Yassı Ada, milletimizin verdiği isimle yaslı ada, bizim dönüştürdüğümüz hâliyle Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nda bir araya geldik. Bu toplantıda Şehit Başbakan Adnan Menderes ve arkadaşlarını rahmetle yâd etmenin yanında ülkemizin demokrasi, özgürlükler, kalkınma yolculuğunu zafere taşıma irademizi milletimizle tekrar paylaştık.
Cuma günü ise milletimizin 150 yıllık hayali olan, nesiller boyunca hayata geçmesi için mücadele verilen Taksim Camii’nin açılış törenindeydik. Şimdiden İstanbul’un en önemli sembollerinden biri hâline gelen Taksim Camii milletimizin İstanbul’un Fethi’nin 568. yıl dönümüne bir hediyesi olarak şehrin siluetindeki yerini almıştır. Tabii birileri özellikle bu eseri kalkıp da İstanbul’umuz için böyle farklı veyahut da bir sembol olarak görmeyebilir. Sultanahmet’i görebilir, Süleymaniye’yi görebilir, Fatih Camii’ni görebilir, Eyüp Sultan’ı görebilir bunlar bizim için tabii ki sembol eserlerdir. Ama bilesiniz ki onlar o asrın veya o asırların sembol eserleriyse, işte şu anda bizim de Çamlıca’nın tepesindeki Büyük Çamlıca Camii bu asrın sembol eserlerinden bir tanesidir. Ve bu kule oradaki bütün o çevre pisliğini temizlemek suretiyle buraya bu kulenin dikilmesi 100 civarında radyonun ortak yayın yapabilecek kapasitede olması ve oradan tüm İstanbul’u bütün güzellikleriyle seyredebilme imkânını vermesi o da bu devrin, bu asrın inşallah sembol eserlerinden bir tanesidir.
Taksim Camii’nde yankılanan sese karşı dile getirilen rahatsızlıkların gerisinde güçlü ve büyük Türkiye’nin ayak seslerinden milletimizin istiklaline ve istikbaline sahip çıkma iradesinden duyulan korku vardır. Demokraside ve ekonomide Türkiye’yi dünyanın en önde gelen ülkeleri arasındaki seçkin yerine çıkartarak milletimize verdiğimiz sözü yerine getirmek için canla, başka çalışmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle Taksim Camii’nin milletimize armağan edilmesinde emeği geçen herkese, özellikle de hayır sahibi aile Elmas Ailesi’ne tekrar, şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum.
Cumartesi günü ise İstanbul’a kazandırılan ve yeni bir sembol olan Çamlıca Kulesi’nin açılışını yaptık. Çamlıca’nın eski hâlini bilenler kulesi ve çevre düzenlemesiyle yeni hâlinin şehrimize kattığı güzelliği çok daha iyi takdir edecektir. Büyük Çamlıca Camii’nin ardından kulenin de hizmete girmesiyle İstanbul Boğazı’nın silueti bu bölgede yepyeni bir çehreye kavuşmuştur. Bu kulenin de ülkemize ve şehrimize hayırlı olmasını diliyor, Bakanlığımıza, yüklenici firmalara, mimarından işçisine kadar herkese teşekkür ediyorum.
Aynı akşam fethin 568. yıl dönümü etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen Uluslararası Okçuluk Müsabakası’na katılan sporcularımızın heyecanını video konferans mesajı yoluyla paylaştık. Bu vesileyle ülkemizdeki tüm kurumlara, üniversitelere, sivil toplum kuruluşlarına, bilhassa da gençlerimize bir çağrıda bulunmak istiyorum. İstanbul’un Fethi’nin 600. yıl dönümüne atfettiğimiz 2053 vizyonumuzu şekillendirmek için şimdiden hep birlikte hazırlıklara başlamalıyız. İnsan ömrü üçün uzun sayılabilecek 32 yıl toplum hayatlarında göz açıp kapayıncaya kadar geçen bir süre hükmündedir.
Bizim 2023 hedeflerimizi ilk ifade etmemizin üzerinden on yıl geçtiğini göz önüne aldığımızda 2053 vizyonu için hemen kolları sıvamamızın şart olduğu ortaya çıkıyor. Fikir talimleriyle dar ve geniş kapsamlı toplantılarla, orta ve uzun vadeli analizlerle, siyasi, sosyal ve ekonomik yol haritalarıyla vizyonumuzu şekillendirecek gayretler içine girmeliyiz.
Darbe ve kriz dönemlerinin mirası üzerinde siyaset yapmış, ülke yönetmiş, eser ve hizmet üretmeye çalışmış bir nesil olarak böyle bir vizyonun ne kadar kıymetli olduğunu gayet iyi biliyoruz. Gençlerimize bırakacağımız en büyük mirasın işte bu vizyon olacağına yürekten inanıyoruz. Temennimiz 2023 seçimlerinin Türkiye’nin bu vizyonunun merkezinde olduğu bir tartışma iklimi içinde geçmesidir. Biz bunun için üzerimize düşen her sorumluluğu yerine getirmekte kararlıyız. İnşallah bir asır sonra Cumhuriyetimizi gerçek gündemine, asıl rayına oturtmuş olarak ülkeyi gençlerimize emanet edeceğiz.
“TÜRKİYE, DÜNYADA MİLLÎ GELİRİNE ORANLA HALKINA EN ETKİN, YAYGIN VE YÜKSEK TUTARLI DESTEKLERİ SAĞLAYAN ÜLKELERİN BAŞINDA GELMEKTEDİR”
Aziz milletim, yaklaşık 1,5 yıldır dünya ile beraber ülkemizi de esir alan bu mevcut salgınla mücadelemizi her cephede kararlılıkla sürdürüyoruz. Son Kabine Toplantımızın ardından yeni müjdeleri de içeren salgınla mücadelede milletimizin her kesimine verdiğimiz desteklerin ayrıntılı bir icmalini sizlerle paylaşmıştık. Toplamda 661 milyar lirayı bulan bu hibe ve desteklerin ülkemizin salgın sürecini çok ciddi ekonomik kayıplara, sosyal sıkıntılara, güvenlik tehditlerine maruz kalmadan geçirmesinde çok büyük katkısı olmuştur.
Bugün Türkiye, dünyada millî gelirine oranla halkına en etkin, yaygın ve yüksek tutarlı destekleri sağlayan ülkelerin başında gelmektedir. Dünyada her şey güllük gülistanlıkta, sadece Türkiye’de sıkıntı yaşanıyor gibi bir hava oluşturmaya çalışanlara verilecek en güzel cevap uluslararası kuruluşların işte bu tespitidir. Bu hususta nüfusu bizimle mukayese edilemeyecek ülkeler üzerinden yöneltilen tenkitlerin gerçekçi de, iyi niyetli de olmadığı açıktır. İşte bugün 2021 yılı ilk çeyreği büyüme rakamları açıklandı. Sizler medyanın içindesiniz, bunu sizler de takip ediyorsunuz. Ekonomimizin yılın ilk çeyreğinde yüzde 7 büyüyerek G-20 ülkeleri arasında Çin’in ardından ikinci sırada yer alması herhâlde ekranları başı bizi izleyen milletime ve siz değerli basın mensuplarına bir şeyler ifade ediyor.
Büyümede en dikkat çekici kalem makine ve teçhizat yatırımlarının yüzde 30,5 gibi gerçekten güçlü bir şekilde artmış olmasıdır. Bu durum yatırımların devam ettiğinin, dolayısıyla önümüzdeki dönemde üretimin ve istihdamın daha da artacağının işaretidir.
Bir diğer önemli gelişme, kırsal kalkınma yatırımlarında yaşanmaktadır. Kırsal kalkınmada bu yıl 925 ekonomik yatırım projesine 888 milyon lira, 2 bin 531 altyapı yatırım projesine 196 milyon lira hibe desteği verdik. Böylece ülkemiz yaklaşık 10 bin ilave istihdama karşılık buna karşılık gelen 3 bin 456 projeyle 1,1 milyar lirası hibe olmak üzere 2,3 milyar liralık kırsal kalkınma yatırımına kavuşmuştur. Ayrıca, kuraklık sıkıntının tehdidi altında olan bölgelerimizdeki çiftçilerimize sulama sistemlerini modernleştirmeleri için 150 milyon lira hibe vereceğiz.
Geçtiğimiz hafta Karadeniz’deki doğal gaz sevincimizin ardından karada da üç kuyuda petrol bulduğumuzun müjdesini milletimizle paylaşmıştık. İnşallah önümüzdeki günlerde enerji konusunda yeni sevindirici haberleri kamuoyuyla paylaşmayı sürdüreceğiz.
“AŞI ÇALIŞMALARINDA DÜNYADA İLK ON ÜLKE ARASINDAYIZ”
Diğer yandan, aşı çalışmalarında da dünyada ilk on ülke arasındayız. Üstelik bunu kendisi henüz aşı üretmediği hâlde başarmış bir ülkeyiz. İnşallah kendi aşımıza da yıl bitmeden kavuşmuş olacağız. Haziran ayını tam manasıyla bir aşı seferberliği ayına dönüştürmek için imkânları sonuna kadar zorlayacağız. BioNTech, Sinovac ve Sputnik gibi sözleşmesi yapılan farklı aşılardan Haziran ayında mümkün olan en yüksek sayıda miktarın ülkemize getirilmesi ve süratle uygulanması için yoğun hazırlık içindeyiz. Türkiye’nin salgınla mücadelesinin Avrupa başta olmak üzere gelişmiş ülkelerin gerisinde değil çoğu alanda onların ilerisinde olduğunu akıl ve vicdan sahibi herkes kabul edecektir.
“KARARLARIMIZI ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZ İÇİN EN HAYIRLISINI GÖZETEREK VERİYORUZ”
Salgın tedbirlerini sıkılaştırma ve normalleştirme takvimlerimiz de vaka sayılarımızın seyri birbirlerini takip ettiği için Avrupa ülkeleriyle benzer şekilde yürümektedir. Bütün bunları söylerken elbette gerçeklere gözlerimizi kapatmıyoruz. Son altı ayda işyerleri ancak 1,5 ay açık kalan esnaflarımız olduğunu biliyoruz. Sadece paket servis hizmeti gibi ciddi sınırlamalarla hizmet vermeye çalışan esnaflarımız olduğunu da biliyoruz. Sokağa çıkmak sınırlamalarının pek çok kişi ve kurumun faaliyetleri üzerinde yol açtığı olumsuz etkileri biliyoruz. Okula gidemeyen evlatlarımızın eğitim-öğretimdeki kayıpları yanında pek çok fiziki ve psikolojik sıkıntının eşiğine geldiğini biliyoruz.
Düğünden genel kurula, bütün bunlara kadar pek çok toplu etkinliğin uzun süre ertelenesinin yol açtığı sıkıntılar gayet iyi biliyoruz. Milletimizin bu süreçte fevkalade bunaldığını, tahammül sınırlarının zorlandığını görüyoruz. Yaz mevsiminin de gelmesiyle insanlarımızı evlerde uzun süre tutmanın hem zor hem anlamsız olduğunu, yurt içi ve yurt dışı ziyaretlerin yoğunlaşacağını da dikkate alıyoruz.
Yine bu süreçte sıfatları ne olursa olsun kafa karıştırıcı açıklamalarıyla milletimizi yanlış yönlendirmeye çalışanlar bulunduğunun da idrakindeyiz. Değerlendirmelerimizi tüm bu gerçekleri hesaba katarak yapıyor, kararlarımızı ülkemiz ve milletimiz için en hayırlısını gözeterek veriyoruz. Tek gayemiz, insanlarımızın sağlığını, milletimizin esenliğini, ülkemizin huzur ve güvenliğini korumak, telafisi mümkün olmayan hasarların oluşmasına engel olmaktır. Bunun için bulduğumuz her fırsatı, her kapı aralığını, her ışığı kullanıyoruz.
Salgının başladığı günden beri açılma kapanma kararlarının ardı ardına gelmesinin tek sebebi, şartları zorlama pahasına da olsa bu musibetin ülkemiz ve milletimiz üzerindeki etkilerini azaltmaktır. Nitekim Ramazan ayındaki kısmi ve tam kapanma şeklinde uyguladığımız sıkılaştırma tedbirlerinin bir kısmının yerini 17 Mayıs itibarıyla kademeli normalleşme adımları almıştır. Aradan geçen iki haftalık sürede vaka ve ölüm sayılarındaki nispi azalmanın hedeflediğimiz oranda değilse bile önemli ölçüde sürüyor olması tedbirlerin amacına ulaştığının aslında en güzel ifadesidir.
Bugün Kabine Toplantımızda yarından itibaren devreye girecek kademeli normalleşmenin yeni adımlarıyla ilgili istişarelerimizi gerçekleştirdik. Bu doğrultuda verdiğimiz ve biraz sonra açıklayacağım her kararı ülkemizi yeniden salgının pençesine düşürmeme anlayışıyla buna dayalı bir ihtiyatla alıyoruz.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yürütülen mücadelenin önündeki en büyük tehdit, virüsün farklı mutasyonlarının yol açtığı öngörülemeyen sonuçlardır. Nitekim kimi Avrupa ülkelerinde aşılama başta olmak üzere oldukça sert tedbirlerle binli rakamlara düşürülen vaka sayılarının mutasyonlu virüslerin yaygınlaşmasıyla yeniden yükselişe geçtiği anlaşılmaktadır. Sınırlarımızı kapatarak, vatandaşlarımızı evlerine hapsederek, kendimizi bölgemizden ve dünyadan tamamen soyutlama imkânımız olmadığına göre, ülkemizin de bu tehditlerle yüzleşmesi kaçınılmazdır. Salgınla mücadelede eldeki mevcut bütün bu imkânlar sonuna kadar kullanılarak sürecin mümkün olan en az maliyetle atlatılması için var gücümüzle mücadele etmeyi sürdüreceğiz.HAZİRAN AYINA İLİŞKİN KADEMELİ NORMALLEŞME TAKVİMİ
Değerli basın mensupları, ekranları başında bizi izleyen aziz milletim; şimdi Haziran ayına ilişkin kademeli normalleşme takvimini sizlerle paylaşmak istiyorum: Haziran ayı boyunca sokağa çıkma sınırlamaları hafta içi ve cumartesi günü akşam 22.00 ile 05.00 saatleri arasında uygulanmaya devam edecektir. Bu sınırlama hafta sonu ise Cumartesi 22.00 ile Pazartesi sabahı 05.00 arasında, yani pazar gününün tamamını da kapsayacak şekilde uygulanacaktır. Temmuz ayında bu kısıtlama süreleri ve günleri vaka ve vefat sayılarındaki değişime, aşılamada katedilen mesafeye göre yeniden belirlenecektir.
Restoran, lokanta, kafeterya, pastane gibi yeme içme yerleri sabah 07.00 ile akşam 21.00 saatleri arasında belirlenen kurallara göre masaya servis yapılabilecek, saat 24.00’e kadar da paket servisini sürdürebilecektir. Bu mekânlarda sokağa çıkma kısıtlaması olan pazar günü ise sadece paket servis hizmeti verilmeye devam edilecektir.
Yaklaşık 1,5 aydır faaliyetlerine ara vermiş olan kahvehane, kafe, çay bahçesi, halı saha, spor salonu, lunapark gibi işletmeler belirlenen kurallar çerçevesinde pazar günü hariç sabah 07.00 ile akşam 21.00 saatleri arasında yarından itibaren çalışabilecektir. Diğer iş yerlerinin pazar günü haricinde belirlenen saatlerde ve belirlenen şartlarda faaliyetlerini yürütebilmeleriyle ilgili uygulama sürecektir. Açık ve kapalı alanlardaki nikâhlar ve nikâh şeklindeki düğün törenleri belirlenen şartlara uygun şekilde 1 Haziran’dan itibaren başlayabilecektir.
Üniversiteler 2021-2022 eğitim-öğretim yılı akademik takvimi 13 Eylül itibariyle başlayacak şekilde yürütülecektir. Spor kulüpleri genel kurullarının Haziran’ın ilk gününden itibaren, diğer kuruluşlar da Haziran’ın ikinci yarısından itibaren gerçekleştirilebilecektir.
Kamu kurumlarındaki esnek mesai uygulaması yeni bir düzenlemeye kadar devam edecektir. Detayları İçişleri Bakanlığımızca yayınlanacak genelgede yer alan bu yeni kademeli normalleşme adımlarının ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
Rabbimden insanlığın tamamıyla birlikte milletimizi de bir an önce bu musibetten kurtarmasını niyaz ediyorum. Bu duygularla bir kez daha hepinize sevgilerimi saygılarımı sunuyorum. Kalın sağlıcakla.”