Verilemeyecek hiçbir hesabının olmadığını ifade eden Atun, “Ama ne yazık ki Başbakan’ın tamamlandığını açıkladığı Başbakanlık Denetleme Raporu ile ilgili bugüne kadar bana dönemin en yetkili kişilerinden biri olarak tek bir soru yönetilmemiştir” dedi.
Atun, KIB-TEK in TC kuruluşu olan TPİC ile bağlantı yapmaya çalıştığını ve bu konudan Başbakan Üstel’in de haberdar olduğunu ifade etti.
Ülkemin ileri gitmesinden, halkın hak ettiği refah seviyesine ulaşmasından başka bir amacının olmadığını belirten Atun, “Kimseyle şahsi bir sorunum yoktur. Bugüne kadar sadece akka ve doğruya hizmet ettim, etmeye de devam edeceğim” ifadelerini kullandı.
Sunat Atun ’un açıklamasının tam metni şu şekilde:
“Başbakan Sayın Ünal Üstel in dün sabah düzenlediği basın toplantısında KIB-TEKe yakıt alımı konusunda konuşurken bana yönelik bazı suçlayıcı ifadeler kullanması nedeniyle cevap hakkımı kullanma ihtiyacı duydum.
Bakanlık görevimden istifa öncesinde de belirttiğim üzere verilemeyecek hiçbir hesabım yoktur.
Ama ne yazık ki Başbakan’ın tamamlandığını açıkladığı Başbakanlık Denetleme Raporu ile ilgili bugüne kadar bana dönemin en yetkili kişilerinden biri olarak tek bir soru yönetilmemiştir.
Sayın Başbakan’ın benimle ilgili söyledikleri gerek ben gerekse partimiz ve ülkemiz açısından üzücüdür.
Keşke bana sorsa ve bu düşüncelerini benimle paylaşsaydı.
Sn. Başbakanın yeni başbakan olduğu tarih 12 Mayıs 2022 tarihidir. Benim Yurtdışına çıktığım tarih ise 1 Temmuz 2022 idi.
Bu süre içinde kendisi ile yakıt alımı konusunda konuşmalarımız oldu.
Ama bir kez daha anımsadık ki, hafıza-i beşer, nisyanla malulmuş.
Yurt dışında olduğum sürede telefonlarım kapalı değildi.
Rahatlıkla ispat edebilirim ki yurt dışındayken beni arayan bazı üst düzeyde kişilerle görüşmeler de yaptım.
Dolayısı ile Sayın Başbakan isteseydi bana ulaşabilirdi.
Anımsanacağı gibi, yürürlükte olan son ihaleye göre yüklenici son yakıt tankerinin 20 Haziran 2022 tarihinde geleceğini ifade etmiş, buna rağmen bu tarih geçtikten sonra gemi bağlantısı yapamadığını ve artık sevkiyat yapamayacağını KIBTEK’e bildirmişti.
KIBTEK de bunun üzerine temasta olduğu Türkiye Cumhuriyeti devleti kuruluşu olan TPIC’le bağlantı yapmaya çalışmaktaydı. Bu çalışmaların her aşamasından Sn. Başbakan haberdar idi.
Haziran ayının son haftasına denk gelen bir gün, tüm ülkenin yaşamını etkileyen bu konuyu Sn. Cumhurbaşkanına aktarmak üzere öğlen saatlerinde Cumhurbaşkanlığı ofisine gittim. Sn. Büyükelçi’nin de tesadüfen bulunduğu ortamda durumu anlattım.
Yine ayni ortamda, TC Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sn. Dönmez’i de telefonda arayarak, zor bir durum içerisine girmek üzere olduğumuzu ilettim.
Sn. Bakan bana konunun üzerinde ciddiyetle çalıştıklarını, Malta’da %1 kükürt içeren Fuel oil yüklemek üzere çalışma yapıldığını, geminin yükleme limanına varması, dolumun yapılması ve adaya gelişin 6-8 gün süreceğini, bu esnada ülkemizin yakıtsız kalmaması için de %3 kükürt oranlı fuel oilin 2021 yılında olduğu gibi kara tankerleri ile taşınarak yaşanabilecek sıkıntının önlenebileceğini ifade etti. TPIC’in teklifi gemi navlunu + $5 (beşdolar) idi.
Bu gelişme üzerine, Sn Cumhurbaşkanı Tatar, hemen Sn. Başbakan Ünal Üstel’i arayarak gelişmeden haberdar etti ve ülkenin karanlıkta kalmaması için en gerçekçi çözümün bu olduğunu belirtti.
Ancak Sn. Başbakan bir yıl önce içinde yer aldığı hükümetin onayladığı %3 kükürt oranı ile yakıt alınmasını bu kez aşanabilecek kriz kendisine ifade edilmesine rağmen yasalara aykırı iddiası ile reddetti. Oysa yasal bir aykırılık söz konusu değildir.
Ayni gün bakanlığa döndüğüm zaman, KIBTEK’in o dönemki Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Hasan Akyiğit, yanında bugün başrollerde olan bir firmanın temsilcisi olduğunu ileri süren bir beyefendi ile geldi. Firma yetkilisi bugün daha iyi anlamlandırdığım çok ilginç bazı şeyler söyledi ama ben dikkate almadım.
Bizim gündemimizde TPIC’den alım yapmak için Türkiye –KKTC devletlerinin iki Bakanlığı arasında ı prensip anlaşması varken, ve hale hazırda devletten devlete alım yapılabilmesi için kanun gücünde kararnamenin yürürlüğe geçmişken, bir özel firmadan, bahsedilen boyutlarda alım yapılması kabul edilebilir değildi.
Dolayısıyla ben TPIC’den bağlantı yapılması yönünde ısrarcı oldum.
Ama sonra ne olduysa oldu ve yokluğumda yönetim kurulu üyeleri değiştirilerek TPIC yerine başka firmalardan pahalı alımlar yapıldı.
Çok ilginçtir; son zamanlarda yaşananlar o beni ziyaret eden beyefendinin o gün söylediklerini doğrular nitelikte oldu.
İstifa etmemdeki esasları teşkil eden nedenlerden birisi de, KIBTEK’in akaryakıt alımı için teklif daveti yapması ancak KIBTEK yönetiminin teklifleri değerlendireceği yerde Başbakanlık müsteşarlığının teklifleri toplayıp kazananı belirlemesidir.
Bana göre esasen neden böyle yapıldığı üzerinde durulmalıdır.
Halkımız bu noktada bilmelidir ki, o dönem adı geçen teklif daveti TPIC’e ulaştırılmamış ve bu şekilde TPIC teklif süreci dışında kalmıştır. Bunu tekliflerin açıldığı günün akşamı bizzat TPIC Genel Müdürü’nden öğrendim. Neden teklif vermediklerini sorduğum TPIC Genel Müdürü, kendilerine çağrı gelmediğini ve konudan habersiz olduklarını bana bizzat ifade etmiştir.
Bu aşamada detaya girmek istemiyorum ama samimiyetle belirteyim ki ülkemizin Temmuz ayı başında elektriksiz kalmasında etken olan tercihler kesinlikle bana ait değildir.
Bu açıklamayı sadece ve sadece Sayın Başbakan’ın açıklamaları üzerine halkımızın, çok değerli partililerimizin kafalarında oluşabilecek yanlış izlenimleri önlemek, gerçeklerin bilinmesi adına yapıyorum.
Ülkemin ileri gitmesinden, halkımızın hak ettiği refah seviyesine ulaşmasından başka bir amacım, kimseyle şahsi bir sorunum yoktur. Bugüne kadar sadece Hakka ve doğruya hizmet ettim, etmeye de devam edeceğim.”