KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı,Kıbrıs İlim Üniversitesi Dekanı Prof.Dr. Ata Atunun ilgiyle okunacak gündeme dair özel köşe Yazısı
Dünya Siyasetinde Değişim Başlıyor
New York'ta düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) 78'inci Genel Kurulu görüşmeleri bu
yıl geçmişlerden farklı ve yeni bir dönemin başlayacağının habercisi konumunda zira
2023 yılında dünya siyasetini ve güç dengesini derinden etkileyecek çok önemli
gelişmeler oldu.
Mesela; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Avrupa Parlamentosu'nun 2022 Türkiye raporu
ile ilgili, "Avrupa Birliği Türkiye'den kopmanın gayreti içerisinde. Avrupa Birliği'yle
gerekirse yolları ayırabiliriz." açıklaması,
Rusya Federasyonu’nun Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi ile eskiden gelen din
birliğine dayalı dostluğunun son bulması ve Rusya Federasyonu’nun KKTC’de
Konsolosluk açmak kararı,
KKTC’nin ve Türkiye’nin, BM gözetiminde 1968 yılından beri Rumların her fırsatta
açgözlülükle masadan kalkması nedeniyle kopa kopa süregelen Kıbrıs
müzakerelerinde artık “Federasyon temelli çözümü” görüşmeyi reddetmesi ve
“egemen eşitliğe dayalı, uluslararası tanınmış iki devletli çözüm” önerisinde ısrarlı
olması,
Güney Afrika'nın Johannesburg şehrinde düzenlenen 15. BRICS Zirvesi'nde Suudi
Arabistan, Arjantin, Birleşik Arap Emirlikleri, İran, Mısır ve Etiyopya'nın BRICS
üyeliğine davet edilmesi kararının alınması,
BRICKS’in genişlemeden sonra dünya nüfusunun yüzde 46’sını oluşturacağı ve
Küresel Ticaretteki payının yüzde 30 olacağı ve ABD’nin küresel siyasi ve finansal
hegemonyasına darbe vuracağı tespiti,
ABD, AB ve Çin’de büyüme yerine ekonomik küçülme olacağı beklentisi,
Ermenistan’ın Rusya Federasyonu ile bağını koparıp, ABD’ye yakınlaşarak ortak
tatbikat yapması,
ABD’nin Suriye’de gücünü kaybetmeye başlaması, desteklediği terör örgütlerinin
sürekli başarısız olması nedeni ile Türkiye’nin güney hudutları boyunca kurmak
istediği kendi ve İsrail güdümündeki yapay devletin artık kurulamayacak olması,
Türkiye’nin, ABD ve AB’nin baskı ve ambargolarını saf dışı ederek bölgesel güç
haline gelmesi, dünya silah üretiminde ilk beş içine girmeyi başarması ve Türk silahlı
Kuvvetlerinin dünyanın sayılı askeri güçlerinden birisi haline gelmesi,
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar’ın, ABD’nin güdümünden çıkıp
Türkiye ile iyi ilişkiler içine girmek ve ekonomik işbirliği yapmak kararı alması gibi…
Artık Orta Doğu’daki ve Doğu Akdeniz’deki gelişmelerin Türkiye’nin tutumuna bağlı
olacağını, Türkiye’nin istemediği bir kararın alınmayacağını ve yürürlüğe
konamayacağını öngörmek yanlış olmayacak.
Kıbrıs konusunda ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın havaalanında ve BM Genel
Kurulunda yaptığı açıklamadan sonra konunun tamamen, Rumların ve Yunanların
üyesi olduğu AB’nin müdahale ve söz sahibi olmak olasılığından çıktığını, Türk
tezlerinin daha da güçlendiğini ve AB’nin Kıbrıs Rum Yönetimini 1 Mayıs 2004
tarihinde AB’ye üye kabul ederken karşılıklı imzaladıkları “10. Protokol”ün artık çöp
olduğu da şimdiden söylenebilir.
1945 yılından sonra emperyalist ülkelerin dünya üzerinde kurmayı başardıkları siyasi,
askeri, ekonomik ve finansal gücün, 2024 yılı itibarı ile büyük bir kayba uğrayacağını,
emperyalist ülkelerin uydusu olmayan ülkelerin birleşerek, siyasi, askeri, ekonomik ve
finansal güç ortaklığı kuracaklarını söylemek niyet okuma veya tahmin değil, görünen
köyün resmedilmesi.
Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN
Dekan, Kıbrıs İlim Üniversitesi
KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı