Türkçe En İyi İnternet Gazetesi
Günün Haberleri Giriş Sayfam Yap Favorilere Ekle Künye İletişim Son Dakika Ekle RSS
 
 
ANA SAYFA ANTALYA KKTC TÜRKİYE DÜNYA SPOR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
ANTALYA   19/29 °C
 
 
    KKTC 15 gündür tozlu havanın etkisinde  
 
    Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Yakup Ali Kahveci :Adliye lojmanları sayısını artırmanın gururunu yaşıyorum  
 
    Gönül Dağı’nın Asuman’ı Hazal Çağlar :“Benim Babam Oyuncu Olmamı İstemiyordu ama …”  
 
    Türk Yıldızları Antalyalıları büyüledi  
Modern Çağın en büyük sorunu Depresyon!
Modern Çağın en büyük sorunu Depresyon!
 
Dünya Sağlık Örgütü’nün son verileri, dünya üzerinde depresyonla mücadele eden yaklaşık 121 milyon insanın yüzde 20 ile 40'ının intihar girişiminde bulunduklarını, bu hastaların yüzde 10 ile 15'inin hayatını kaybettiğini gösteriyor.
 
30 Ekim 2012 Salı - 15:06

Dünya Sağlık Örgütü’nün yayınladığı son rakamlara göre, dünya üzerinde yaklaşık 121 milyon insan depresyonla mücadele ediyor. Mevsim değişimlerinde ve kış aylarının yaklaşmasıyla artış gözlemlenen bu hastalık çağımızın en büyük problemlerinden biri. Hayat boyu depresyona girme riskini daha fazla taşıyan grup ise kadınlar. Öyle ki bir kadının, hayatının herhangi bir döneminde depresyona girme olasılığı yüzde 10 ila 20 arasında değişirken bu rakam erkeklerde düşüyor. Ekonomik ve sosyal etkilerin tetikleyici olduğu depresyon hastalığının Türkiye'deki istatistiklerine bakıldığında, rakamların dünya ortalamasına paralel olduğu görülüyor. Özellikle 15 - 44 yaş aralığında gözlemlenen bu hastalığın belirtileri ve tedavi yöntemleri nedir? Neden depresyondayız? Giderek daha fazla mı depresyona giriyoruz?
 
Depresyonun, birçok faktörün bir araya gelmesiyle oluşan karmaşık bir psikiyatrik tablo olduğunun altını çizen DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Yetişkin ve Aile Bölümü’nden Uzman Psikolog Tuba Akyüz, bu konuda yaklaşık 50 yıldır yapılan araştırmaların sonucunda, hastalığı tek nedene ya da formülasyona dayandırmanın mümkün olmadığını söylüyor. Akyüz, “Birkaç farklı yaklaşım olsa da hâkim görüş, depresyonun biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörlerin bir araya gelmesiyle oluşan bir durum olduğu şeklindedir. Depresyonda genetik yatkınlık önemli bir faktördür. Araştırmalar gösteriyor ki, yakın aile fertlerinden birinde görülen depresyon, diğerleri için de depresyon riskini artırıyor. Bu durum özellikle iki uçlu depresyonda ve mevsimsel depresyonda daha da sık görülen bir durum. Ancak aile hikâyesinde depresyonun olmadığı örneklerde de depresyonu görmek mümkün” diyor.
 
Biyokimyasal değişimler tetikliyor…
 
Biyolojik açıdan bakıldığında ise beyindeki biyokimyasal değişimlerin depresyonda etkili olduğunu anlatan Akyüz, psikososyal faktörlere de dikkat çekiyor. Akyüz, “Özellikle norepinefrin ve serotonin olarak adlandırılan nörotransmitterlerin üretim, salınım, geri alım vb. metabolizmalarında anormallik gözlenir. İlaçlar bu sistemleri düzenlemede yardımcıdır. Psikososyal faktörler depresyon oluşumunda farklı düzeylerde önemli etki oluşturmaktadır. Özgüveni düşük, içe kapanık, kendilerine ve çevresindekilere kötümser bakma eğilimi olan, insan ilişkilerinde daha zayıf ve stres toleransı daha sınırlı olan kişilerde depresyona yatkınlık görülür. Erken dönem ebeveyn kaybı, taciz, yalnızlık, sosyal desteğin sınırlı olması, kronik hastalıklar, iş kaybı, maddi kayıp, boşanma gibi travmalar da kişinin depresyona girme riskini artırır” diyor.
 
Hastaların yüzde 15’i hayatını kaybediyor…
 
Endüstrileşme ve kentleşmeyle birlikte, bireyin üzerindeki ekonomik yükün ve çoğu zaman kronik bir hal alan stresin artması, sosyal çevrenin ve desteğin yetersiz hale gelmesi de depresyona karşı kişileri savunmasız bırakıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün rakamları, dünya üzerinde depresyonla mücadele eden yaklaşık 121 milyon insanın yüzde 20 ile 40'ının intihar girişiminde bulunduklarını, bu hastaların yüzde 10 ile 15'inin de hayatını kaybettiğini gösteriyor. Yani depresyon, intiharın başlıca nedenlerinden biri.
 
Bununla birlikte depresyonun, bireylerin kişisel, sosyal ilişkilerinin bozulmasına, boşanmaya, iş kaybına ve tıbbi hastalıklara neden olabildiğini anlatan Tuba Akyüz, “Örneğin yapılan çalışmalar, depresyonun koroner kalp hastalığını ve kalp spazmı riskini artırdığını göstermiştir. Bireylerin bu hastalıkla mücadelede destek alması şart” diyor.
 
Tedaviden çekinmeyin!
 
Nüfusa oranla ruh sağlığı uzman sayısının az olması, bireylerin yardım almaktan çekinmeleri, ekonomik ve sosyal güçlüklerden dolayı depresyon hastalarının sadece 4'te 1'inin tedaviye başvurduklarına dikkat çeken Akyüz: “Depresyonda ilaç ve psikoterapi, uygulanan yöntemlerdir. Psikoterapi, etkisini ilaç kadar çabuk göstermemekle birlikte uzun dönemde en az ilaç tedavisi kadar etkilidir. Terapi gören kişilerde rahatsızlığın yeniden baş göstermesi oranı daha düşüktür ve bu kişiler, iyileşme sürecinde kendilerini çok daha iyi hissederler. Psikoterapi, depresyonun etkilediği kişiye ve ailesine depresyonla baş etmede yardımcı olur. En etkili psikoterapi yöntemleri bilişsel terapi (çarpık düşünceyi tanımlamayı ve düzeltmeyi öğretir), davranış terapisi (daha etkili davranış biçimlerini öğretir) ve kişilerarası terapidir (ilişki becerileri öğretir). Bilinmelidir ki depresyon, tedavisi olan bir hastalıktır. Erken dönemde yapılan yardımın, kişinin hayat kalitesini yükseltmede ve kişiyi risklerden korumada etkili bir yol olduğu unutulmamalıdır”.
 
Bu belirtilere dikkat!
 
Dünya Sağlık Örgütü’nün istatistiklerine göre, depresyon 15-44 yaş arasındaki nüfusta daha fazla görülüyor. Sevilen birinin kaybı, yalnızlık, iş kaybı ya da işsizlik, kronik fiziksel hastalıklar, iş hayatında ve ilişkilerde yaşanan ve çözülmeyen problemler, iş yerinde yaşanan mobbing, alkol ve madde kullanımı, evlilik problemleri, şiddet ve istismar, emeklilik, yaşlılık, göçler, yaşanan terör olayları gibi birçok faktör tetikleyici olabiliyor. 
 
Çocuk ve ergenlerin depresyonu yetişkinlerden farklı yaşayabildiğine dikkat çeken Akyüz, “Depresyon yaşayan çocuğun durgun ve mutsuz bir yüz ifadesi olur. Duygularını sözel olarak ifade etmede zorlandığı için davranışlarında farklılıklar gözlenebilir. Çabuk öfkelenir, huzursuzdur, ani tepkiler verir. Uyku ve iştah sorunları yaşar. Bununla birlikte karın ağrıları gibi fizyolojik belirtiler de görülebilir. Ergenlerde ise depresyon; sosyal izolasyon, agresif davranış, umursamazlık, uyku bozuklukları ve kilo kaybı, kol ve bacak ağrıları, baş ağrısı gibi fiziksel şikayetler, özgüven problemleri, aileyle çatışma, akademik başarıda düşme şeklinde kendini gösterir” dedi. 

Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
 
 
Zeytin üretimi 5 Yılda 4 Kat Arttı
 
Büyükşehir, kansere savaş açtı
 
 
FACEBOOK YORUM Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
YORUMLAR     Onay bekleyen yorum yok.
 

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
 
 
 
   
 
Bu haber henüz yorumlanmamış...

 
DİĞER HABERLER
 
Bayram ziyaretlerinde yürüyerek gidin
Bayramda et ve tatlı tüketiminin arttığını belirten uzmanlar, sindirimi ...
Kalpteki sorun böbreği de vuruyor
Böbrek yetmezliği pek çok etkene bağlı gelişebiliyor. Özellikle kalpteki ...
Türk bilim adamlarından müthiş buluş!
İnönü Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmada, dut çekirdeğinden elde ...
TEB'den 140 lösemi hastasına daha müjde
TEB'in 150 hastaya 15 Avro karşılığında ulaştırdığı ''Purinethol'' adlı ...
 
 
Prostat Kanserini yenmenin yolu var!
Aile Sağlığı Araştırma Derneği Başkanı Prof. Dr. Halim Hattat 11. Amerikan ...
Kurban Bayramında Nasıl Beslenmeliyiz?
İşte size Kurban Bayramında sağlıklı beslenebileceğiniz 10 maddelik tavsiye...
Boşanmaların Faturasını Çocuklar Ödüyor!
Anne babanın boşanması, çocukların gelişimlerini ciddi biçimde etkileyebilecek, ...
Şeker Hastalarına Ameliyatla Tedavi Müjdesi
Şeker hastalığı ilaç ve insülin ile tedavi edilmesi kader olmaktan çıkıyor.
 
 
Osteoporozdan Korunmak için Günde İki Bardak Süt
Halk arasında kemik erimesi olarak bilinen ve genellikle ilerleyen yaşlarda ...
Şişmanlık beden zekası ile çözülebilir
Pek çok kilo ve yeme sorununun altında psikolojik nedenlerin yattığını ...
Multivitaminler erkeği farklı kadını farklı etkiliyor
2010 yılında İsveçli bilim insanlarının araştırması multivitaminlerin ...
Sedef hastalığının bilinmeyen yönleri
Sedef hastalığı sanılanın aksine sadece estetik sorun oluşturmuyor, tedavi ...
 
 
  GÜNÜN MANŞETLERİ
Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Yakup Ali Kahveci :Adliye lojmanları sayısını artırmanın gururunu yaşıyorum

Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Yakup Ali Kahveci :Adliye lojmanları sayısını artırmanın gururunu yaşıyorum

  ANTALYA,Mehmet Kesim'in SİZ ANTALYAYI HAK EDİYOR MUSUNUZ ? Köşe yazısını Konuşuyor
 
  Siz Antalya'yı HAK Ediyor Musunuz ?
  ÇOK OKUNANLAR
www.buyukantalya.com
  YAZARLAR
 
 
Siz Antalya'yı HAK Ediyor Musunuz ?
 
Mehmet Kesim
 
 
Türkiye mi AB’ye, AB mi Türkiye’ye muhtaç?
 
Prof.Dr.Ata Atun
 
 
İnsanlık Hali
 
Hüseyin Kaya
 
 
KKTC'DE YEREL SEÇİM HEYECANI
 
Reşit KESİM
 
 
ANTALYA,Mehmet Kesim'in SİZ ANTALYAYI HAK EDİYOR MUSUNUZ ? Köşe yazısını Konuşuyor
 
Byturco diyor ki...
   
  Alkışlar Turgül Tomgüsehan İçin  
   
  Yılmaz Erdoğan  
  FOTO GALERİ
Güzeller Güzeli Rus Spor Spikeri, Sosyal Medyaya Damga Vuruyor

Güzeller Güzeli Rus Spor Spikeri, Sosyal Medyaya Damga Vuruyor

magazinekibi
   
  BONNE VIE Dergisi  
   
  ​Mehmet Akif Alakurt  
  ÇOK YORUMLANANLAR
 
  Bak Sen Sıla'ya!
  FACEBOOK'TA BYTURCO
  TWITTER'DA BYTURCO
  ANKET
     
 
Düzenli Olarak Spor Yapabiliyor Musunuz?

Evet
Hayır

Sonuçlar Anket arşivi
 
     
 
 
 
  •Künye
  •İletişim
  •Reklam
  •Sitene EKle
 
 
  •Antalya
  •KKTC
  •Türkiye
  •Dünya
  •Spor
  •Özel Röportaj
 
 
  •Siyasiler
  •Yaşam
  •Çeşitli
 
 
  •Spor
  •Magazin
  •Antalya
  •KKTC
  •Türkiye
  •Dünya