Ofisinden yapılan açıklamaya göre, İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Ada Tv’de katıldığı bir programda çeşitli konuları değerlendirdi.
Kıbrıslı Türklerin güney Kıbrıs’a göçü için ortaya konan rakamın kendisine 25 bin olarak ifade edildiğini, kendisinin 20 binin üzerinde diye telaffuz ettiğini belirten Talat, kendisi açısından bu durumu belirlemenin zor olduğunu söyledi.
Azımsanmayacak sayıda insanın Güney Kıbrıs’a, ama çok sayıda insanın da dünyanın başka ülkelerine göç ettiğinin bir gerçek olduğunu kaydeden Talat, “Kıbrıs Türkünü eriten göç kabusunun yeniden başladığını” ifade etti.
RESEN VERGİ
Resen vergi konusunda da değerlendirmede bulunan Talat, resen verginin, vergi kaçıranlara karşı devletin bir silahı olarak düşünüldüğünü anlattı.
Talat, bu aracın bu çerçevede kullanılmadığını belirterek “Maalesef bugün resen vergi vatandaştan para sızdırmak için kullanılıyor” dedi.
Talat, esnafı öfkelendiren, yurdundan bıktıran, canından bezdiren bu vergi türünden vazgeçmek gerektiğini vurguladı.
Hristofyas’ın ileride, Kıbrıslı Türklerin güneye akacağını ve güney Kıbrıs’ın Kıbrıs Cumhuriyeti olurken, kuzeyin de Türkiye’nin kontrolünde bir yer haline geleceğini söylediğine dikkat çeken Talat, bu hususun Kıbrıs Türk tarafı açısından dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
VATANDAŞLIKLAR
Vatandaşlıklar konusunun sorulması üzerine de Talat, bu konunun insani olarak ele alınması gerektiğini, Bakanlar Kurulu kararları ile verilen vatandaşlıkların olağanüstü vatandaşlık olduğunu söyledi ve bu tür vatandaşlık verilmesinin yasalardan kaldırılmasını veya son derece kısıtlanmasını istedi.
Bu şekilde verilen vatandaşlıklar konusunda, yasanın öngörüleri dikkate alındığında, şu anki uygulamanın yasalara uygun olmadığı görüşünü dile getiren Talat, vatandaşlığın net kriterlere bağlı olarak ve insan hakları değerlendirmesi çerçevesinde verilmesi gerektiğini anlattı.
Bir soru üzerine, her alanda devletçiliğin solculuk olmadığını, sol felsefenin halkın refahını ve gelir adaletini sağlamak, ülkede yoksul bırakmamak olduğunu kaydeden Talat, özel sektörün desteklenmesinin ise özelleştirme yapmakla ilgisi olmadığını ifade etti.
KARPAZ OLAYI
Ülkede bir kaos olduğunun inkar edilemeyeceğini söyleyen Talat, Karpaz’da yaşanan olaylardan büyük üzüntü duyduğunu belirtti. Talat, çevrecilerle Karpazlıların anlaşamamalarını anlamadığını vurgulayarak, meydana gelen gerginlikte devletin sorumluluğunun olduğunu savundu.
Yurdun her yerine, ama özellikle de Karpaz’a yatırım yaparken çevrenin korunması gerektiğini söyleyen Talat, söz konusu yol yapımında gereksiz ve anlamsız tahribat yapıldığının görüldüğünü ileri sürdü.
Talat, çevrecilerin yaptığı ilk çağrıdan sonra devletin olaya müdahale ederek tarafları bir araya getirip uzlaştırması gerektiğini söyleyerek,“Böyle olsaydı sorun orada bitecekti” dedi.
Devletin sanki iki tarafı çatıştırmak istediğini savunan Talat, halbuki çevrecilerle Karpaz köylülerinin çıkarlarının bir olduğuna işaret etti.
EROĞLU’NUN DURUMU
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun Kıbrıslı Türklerin esas ihtiyacını hala kabul edemediğini savunan Talat, bu ihtiyacın çözüm olduğunu söyledi.
Eroğlu’nun ‘KKTC esastır’ diyerek, halkın çözüme olan ihtiyacını kabul etmediği” görüşünü dile getiren Talat, bunların dışında Eroğlu’nun iktidar partisinin içişlerine de karıştığını, bunun çok yanlış olduğunu söyledi.
İktidar çevrelerinin Türkiye’yi de bu işe karıştırdıklarını ifade eden Talat, Eroğlu’nun görevinin tüm tarafları bu konuda uyarmak ve demokrasiden sapmaları engellemek olduğunu ancak, Cumhurbaşkanının birliği ve bütünlüğü temsil edemediğini ileri sürdü.
HALKA ÇAĞRI
“UBP Hükümeti ile Eroğlu’nun insanlara çok zarar verdiklerini, çok beceriksiz işler yaptıklarını” ifade eden Talat, iradesini tekrar kullanacağı güne kadar, Kıbrıs Türk halkının diri kalması için çalışmak gerektiğini söyledi