İşte Nilgün Bilal'in Byturco Medya Grubumuza ait İnternet gazetelerimiz için hazırladığı o açıklaması

                   YAŞAM BAĞIŞLAMAK
   Bağış kelimesinin karşılığı; bir kişinin başka birine faydalı olacak, bir ihtiyacını
giderecek bir şeyi (para, eşya, organ, kan vb.) iyilik ve yardım etmek amacıyla karşılıksız
vermesidir. Bu tanımdan yola çıkarsak ihtiyacımız olan en değerli şey en pahalı olan değil en
gerekli olandır.
En değerli bağış en çok maddi değeri olan değil en gerekli ve yaşamsal olanıdır. Son
zamanlarda yaşadığımız pandemi sürecine bir göz atalım; covid 19 hastalığı nedeniyle hayata
dönmeye çalışan bir hasta için en değerli bağış plazma bağışıdır, en yüksek miktarda para
değil… Son günlerde yaşadığımız ülkemizi yasa boğan İzmir depremini düşünün; göçük
altında çıkarılmayı bekleyen bir can için en değerli şey nedir? Oradan çıkabilmek ve elbette
YAŞAYABİLMEKDİR.
Organ nakline ihtiyacı olan binlerce hastamız için tek ihtiyacımız olan ise adına yaşam
bağışı dediğimiz ORGAN BAĞIŞI’dır. Nasıl bir çocuğun depremde göçük altından çıkması

için nefeslerimiz kesilip endişe, korku ve hüzünle beklerken, onun sağ olarak çıktığını
görmek tüm insanlığı sevinç gözyaşına boğuyorsa organ bekleyen hastalarımızın organ bağışı
sayesinde yaşama dönmesi aslında bir nevi göçük altından çıkmasıdır.
Ülkemizde bugün itibariyle 23 binden fazla hasta yaşama tutunmak için ORGAN
BAĞIŞI bekliyor. Organ bekleyen ülkemizin her köşesinde, her yaş ve cinsiyette hastalarımız
adeta her gün kendi depremini yaşıyor. Her an kendilerine bir el uzansın da o enkazdan sağ
olarak çıkabileyim umudu ile yaşıyor. İşte onlara uzanması gereken el ise sadece toplumun
vicdanı aslında.
ORGAN BAĞIŞI ; zaten kaybedilmiş yaşamların bedenini toprağa teslim etmeden
önce ihtiyacı olanlara verebileceğimiz en değerli en yaşamsal armağan … Hayatını kaybetmiş
bir bireyin bedeninden geriye kalan her bir böbrek, karaciğer, kalp, akciğer … sadece bir
organ değil bir yaşamın, geleceğin ve yeni nesillerin devamı olması bizim elimizde .Yaşam
sona erdikten sonra bedenin her bir organı ve dokusu yeni bir hayata geri dönüşebilir, sağlıklı
ve mutlu yaşamların sürdürülmesini sağlayabilir.
Ülkemizde her yıl 3-9 Kasım tarihleri arası "Organ ve Doku Bağışı Haftası" olarak
anılmaktadır. Aslında bu hafta da organ bağışının kutsallığını , gerekliliğini her yıl yeniden
toplum tarafından farkedilmesini umut ediyoruz . Ancak binlerce organ bekleyen hastamız ise
vefat eden ve organları onları yaşama döndürebilecek her vakada kendilerinin
unutulmamasını umut ediyor. Çünkü bizlerin yakınlarını kaybedenlere sorduğumuz ; ORGAN
BAĞIŞI yapar mısınız ? sorusu için her EVET cevabı her bir hastamıza YAŞAM
BAĞIŞLAMAK, her hayır cevabı ise onları kendi göçüklerinin altında ölümü beklemeye
bırakmaktır.

Organ Bağışı haftası vesilesiyle bugünden itibaren her birimiz bir defa daha
bağışın anlamını düşünmeliyiz. Organ bağışına EVET diyerek yaşama tutunmak için
bekleyen binlerce hastamıza YAŞAM BAĞIŞLANABİLMESİ umuduyla tüm insanlığa
sağlıklı günler dileklerimle.