2008 yılında temeli atılan Diyanet İşleri Başkanlığı Ahmet Hamdi Akseki Camisi’nin açılışını Başbakan Erdoğan yaptı. Birçok ilklerin yer aldığı caminin külleyesinde 80 bin metrekare kapalı alan, 20 bin 618 metrekare avlu, 11 bin 87 metrekare peyzaj alanı bulunuyor. Bin 860 araçlık kapalı otoparkı bulunan camide radyo ve televizyon stüdyoları, 80 tuvalet, 442 abdest alma yeri bulunuyor.
Neoklasik tarzda planlanan camide süsleme unsuru Anadolu Selçuklu tarzının en önemli simgelerinden olan Selçuklu desenleri esas alınırken, cami, 4 fil ayağı üzerine oturan 33 mt çapında ana kubbesi ile cemaat bütünlüğünü sağlama açısından Türkiye’deki en büyük kubbelerden birisi. Engelli cemaatin camiye ve sosyal mekanlara rampa, asansör ve yürüyen merdivenlerle rahatlıkla ulaşması sağlanırken, camideki süsleme sanatları ise dikkat çekici.
CAMİNİN ADI NEDEN AHMET HAMDİ AKSEKİ OLDU?
“Camiler gönüllerimizi imar etmek için yapılmış yerlerdir. Camiler sevgi yerleridir, kalplerimizi ve ruhlarımızı birleştirmeyi öğreniriz. Camiler bizim ibadet mekanımız” diyen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Ankara’ya eşsiz bir mabet kazandırmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirterek, neden caminin adını Ahmet Hamdi Akseki koyduklarını anlattı.
Diyanet İşleri Başkanlarından olan Ahmet Hamdi Akseki’nin imam hatip liseleri ve ilahiyat fakültelerinin kurulmasında, din dersinin okullara girmesinde büyük emeklerinin olduğunu söyleyen Mehmet Görmez, “1944 yılında Ahmet Hamdi Akseki, bir dernek kurarak Ankara’nın ulu bir mabede kavuşmasını hedeflemiştir. Hedefi önce Kocatepe ile yerine gelmiştir, bu cami ile taçlanmıştır ve bu camiye onun ismini vermeyi bir vefa borcu olarak gördük. İnşallah ruhu bundan haberdar olur” ifadelerini kullandı.
“HİÇ BİR CAMİ VİP, PROTOKOL DEĞİL”
Gazetecilere seslenerek camiye ‘VİP’ veya ‘protokol camisi’ denilmemesini isteyen Görmez, “Bu cami başta olmak üzere hiç bir cami için ‘VİP cami’, ‘protokol cami’ ifadelerini kullanmayalım. Caminin varlık sebebine aykırı kavramlardır. Cami eşitlik mekanıdır. Herkes caminin kapısından girdiği andan itibaren Allah’ın eşit kullarından olurlar. Camiye giren her mü’min Allah’ın huzurunda eşit olur. Son yıllarda literatürümüze soktuğumuz bu ifadeleri hiçbir cami için kullanmayalım” diye konuştu.
Diyanet İşleri Başkanlığı 3. Reisi olan ve 1887 ile 1951 yılları arasında yaşamış olan Ahmet Hamdi Akseki’nin isminin verildiği caminin açılışında konuşan Başbakan Erdoğan, caminin yapılmasında emeği geçenlere teşekkür etti ve camiye ismi verilen Ahmet Akseki’yi rahmetle andı.
“AHMET HAMDİ AKSEKİ CAMİSİ ANKARA’DA BÜYÜK BİR İHTİYACI KARŞILAYACAK”
Ahmet Hamdi Akseki hocanın kitaplarının imam hatip lisesinde okurken ders kitabı olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, “Şimdi de Ahmet Hamdi Akseki camisi adı Başkentimizde anılacak. Ahmet Hamdi Akseki Cami inşallah Ankara’da büyük bir ihtiyacı karşılayacak, şehrimizin nüfusu hızla artarken, kamu binaları ve işyerlerinin sayısı hızla artarken bu bölgede camiin bulunmaması büyük bir eksiklikti.
Bu camimiz Kocatepe Camisi’nin vazifelerini büyük ölçüde yükleneceği için şehir merkezindeki trafiğin rahatlamasına vesile olacak. Mimarisiyle de hem diğer şehirlerimize örnek teşkil edeceğine, model olacağına yürekten inanıyorum. Abartıdan ve gösterişten uzak şekilde inşa edilen camide kullanılan Selçuklu ve Osmanlı motifleri sivil mimarimize bir nefes aldıracaktır.
Caminin içini gördüm, gerçekten aydınlık, ferah, içerideki bütün hat, tezhip gibi işlemeleriyle bambaşka bir zenginliğe camimizin ulaşmış olması diğer şehirlerimizde farklı bir örneği oluşturacaktır. Kadim medeniyetimizin temel felsefesi olan sadelikteki ihtişam bu camide her yönü ile müşahhas hale gelmiş durumda. Ruhu ve zihinleri bulandıran değil, karmaşaya, kaosa sevk eden değil, huzur, sadelik veren ruha nefes aldıran bir anlayış sergilenmiş” diye konuştu.
“CAMİLER İBADETHANE OLDUĞU KADAR TANIŞMANIN VE KAYNAŞMANIN DA MEKANIDIR”
“Bizim hem inanç dünyamızda hem de şehir ve mimarlık anlayışımızda cami fonksiyonel bir yapı değildir” diyen Başbakan Erdoğan, “Cami gelinen, kullanılan, iş bitince terkedilen bir mekan hiçbir zaman olmamıştır. Cami ibadet hane olduğu kadar tanışmanın, kaynaşmanın mekanıdır. Cami öğrenmenin ve öğretmenin , istişarenin, diyaloğun mekanıdır. Şehrin insanları için her müştemilatı ile yaşam alanıdır. Cami demek şadırvan, avlu, avludaki ağaçlar, oturma alanları, havuzlar demektir. Şunu unutmayın, cami mimarisi bizimde çocuklarımızın da hayata bakışlarını, ülkemizin ve milletimizin geleceğini şekillendirecek kadar önemlidir. Günde 5 vakit gidilen, bahçesinde, etrafında heyecanla oyunlar oynanan, güzel hatıralar yaşanan bir cami çocuğu insanın muhayyilesini de tasavvurunu da en etkili biçimde şekillendirir. Camilerimiz ne kadar sade, estetik, hayatla iç içe olursa istikbalimizde o kadar iyi olur” ifadelerini kullandı.
“CAMİ İÇİNDEKİ VE AVLUSUNDAKİ ÇOCUKLARIMIZI RAHATSIZ ETMEYELİM”
Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan, imamlardan ricada bulunan Erdoğan, “Camilerimizin içindeki ve avlusundaki çocuklarımızı rahatsız etmeyelim. Onlar hiç kimseye rahatsızlık vermez. Onların oyunları cıvıltıları hiçbir mü’mini rahatsız etmez. Tam tersine biz bu konuda hassasiyet gösterelim. Camideki çocukları rahatsız etmeyelim. Bırakalım cami içinde istedikleri kadar oynasınlar. Eğer çocuklar camiden uzaklaşırsa bu milleti vatanı ayakta tutan en önemli dayanağımızı yitiririz. Cami ile kucaklaşırlarsa ebediyen bir beraber kardeşçe yaşar, güçlü şekilde istikbale yürürüz. Mimarlarımızdan, hayır severlerimizden de rica ediyorum camilerimizi en çok ta çocuklarımız için inşa edelim, onlar için tasarlayalım. Çocuklarımızı ne kadar camilerle kucaklaştırırsak gelecek nesillerde o kadar farklı olacaktır. Bugün hizmete açtığımız cami mimarimizi anlayışımızı değiştirmesini, ülkemize, dünyaya emsal teşkil etmesini diliyorum. Ankaralılara, milletimize, tüm mü’minlere hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.
ERDOĞAN, ARİF NİHAT ASYA’NIN DUASINI OKUDU
Erdoğan; konuşmasının sonunda Arif Nihat Asya’nın şu duasını okudu, “Biz kısık sesleriz, minareleri sen ezansız bırakma Allah’ım. Ya çağır şuradan bal yapanlarını, ya kovansız bırakma Allah’ım. Mahyasızdır minareler, göğü de keşkeşansız bırakma Allah’ım. Müslümanlıkla yoğrulan yurdu Müslümansız bırakma Allah’ım. Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız ve vatansız bırakma Allah’ım. Müslümanlıkla yoğrulan yurdu Müslümansız bırakma Allah’ım.”
“BU ESERİN VERDİĞİ MESAJI İYİ ANLAMAK LAZIM”
Camilerin dayanışmanın en güzel örneklerinin verildiği yerler olduğunu belirten TBMM Başkanı Cemil Çiçek, “Bu eserin kendisi söylenmek istenen ne varsa söylüyor. Bize düşen bu mesajı iyi anlamak ve uygulamaktır. Camiler sadece ibadet yeri değil, kardeşliğimizin, birliğimizin, beraberliğimizin kurumsallaştığı, dayanışmamızın en güzel örneklerinin verildiği mekanlardır” dedi.
“Ben çok şiir okumayı bilmem” diyen Çiçek, konuşmasının sonunda şu dizeleri okudu, “Burada bulur herkes devayı her derdine, buradan yol bulunur rabbimin cennetine.” Ahmet Hamdi Akseki Camisi’nin açılışına Başbakan Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın yanı sıra TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç, Bekir Bozdağ, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, milletvekilleri, bürokratlar ve çok sayıda vatandaş katıldı. Davetliler, açılış kurdelesinin kesilmesinden sonra Ahmet Hamdi Akseki Camisi’nde ilk cuma namazını kıldı.