Türkiye'de turizmin başkenti olarak gösterilen Antalya, doğal güzellikleri kadar tarihi eser yoğunluğuyla da dikkat çekiyor. Çok sayıda antik kentin bulunduğu Antalya, su altındaki antik eserleriyle de göz kamaştırıyor. Bugüne kadar sadece Amerikalı bilim adamlarının su altında arkelojik çalışmalar yaptığı Antalya'da ilk defa tamamı Türk bilim adamlarından oluşan profesyonel bir ekip 25 gündür çalışma yapıyor.
GATAB'ın desteğiyle Doğu Akdeniz Üniversitesi Görüntüleme ve Araştırma Merkezi Başkan Yardımcısı Hakan Öniz önderliğinde aralarında Selçuk, Ege, Kocaeli üniversitelerinden arkeolog ve arkeoloji öğrencilerinin bulunduğu ekip Antalya'da 25 gündür su altı robotuyla su altı arkeolojisi çalışmaları yapıyor. İnsanların tatil yapıp eğlendiği mavi koylarda sabahın ilk ışıklarıyla birlikte mesaiye başlayan Öniz önderliğindeki arkeologlar, teknolojinin nimetlerini de kullanarak su altındaki saklı tarihi gün yüzüne çıkarıyor
İLK DENİZCİLER ANTALYA'YA DEMİR ATTI
Öniz'in 'Cesur yürek' diye tanımladığı ekip ile yapılan çalışmalar kapsamında son 25 günde kent tarihinde şu ana kadar su altında bulunan eserlerden daha fazla eser çıkarıldı. Su altı robotuyla 25 gündür yapılan dalışlarda Romaz ve Bizans döneminden kalma amphora yüklü 4 batık, kiremit yüklü 2 batık, tabak yüklü 2 batık, Roma ve Bizans döneminden kalma çok sayıda demir çapa ile bronz çağı ve öncesinden kalma 7 adet taş çapa bulundu. Bulunan taş çapalar sayesinde bronz çağında ilk denizcilerin Antalya'ya demirlediği belirlenirken tarihin ilk balıkçılarının da ağlarını Antalya kıyılarına attığı tespit edildi.
MODERN DALGIÇLAR, TARİHİN İLK DALGIÇLARINA AİT AĞIRLIK BULDU
Su altı robotu gibi teknolojinin son nimetlerini kullanan dalgıçlardan oluşan ekip, 2 bin 700 yıl önce boyunlarına taş bağlayarak dalgıçlık yapmaya çalışan tarihin ilk dalgıçlarına ait izler buldu. İlk dalgıçların kullandığı yaklaşık 3 kilo ağırlığında bir dalgıç ağırlığı bulduklarını ve şu ana kadar kendisini en fazla heyecanlandıran buluş olduğunu söyleyen Öniz, şöyle konuştu: "Özel formuyla dalgıçların ön kısmına kafalarından geçirerek kullanıyorlardı. Bu ağırlıklar iki delikli. Ağırlığın bir deliği ipe bağlı bir deliği boyuna bağlanıyor. Ona ağır bir şey lazım ki kolaylıkla aşağı insin. Taşında vücut dengesini bozmamak için özel bir forma sahip olması gerekiyor. Türkiye'de bilinen bir örneği yok. Ben bugüne kadar bu kadar eski dalgıç ağırlığını bir kitapta görmüştüm."
ANTİK ÇAĞDA İNSANLAR YİYECEK VE DÜŞMANA ZARAR VERMEK İÇİN DALIYORDU
İlk dalgıçların yiyecek bulmak için daldıklarını söyleyen Öniz, "Dalgıçlar çeşitli amaçlar ile suyun dibine dalıyorlardı. Salyangoz yemek sünger çıkartmak için dalgıçlık yapılıyordu. İlk dalgıçlar kumaşta kullanılan lila renginin elde edildiği mureks isimli kabukluyu çıkartmak için de dalıyorlardı. Mureks'ten elde edilen boyayı sadece krallar kullanabiliyordu. Bu nedenle dalgıçlar o dönemin en önemli insanları arasında yer alıyordu. Ayrıca, askeri amaçlı kullanılan dalgıçlarda var" dedi.