Düzce'de "Türkiye Vizyonu" konulu konferansa katılan Bakan Atalay, konferansta yaptığı konuşmada Türkiye'de yaşanan değişim ve dönüşüme dikkat çekti. Objektif bir bakış açısıyla bakıldığında Türkiye'nin içerisinde bulunduğu değişim ve dönüşümün açıkça görülebileceğini belirten Bakan Atalay, "Ben bu değişimin 2001 yılından bu yana hız kesmenden devam ettiğini söyleyebilirim. Avrupa Birliği (AB) uyum süreci bunda önemli rol oynadı. Türkiye 8 buçuk yıl içerisinde önemli safhalardan geçti.
Türkiye daha demokratikleşmiş ve normalleşmiştir. Türkiye bölgesinde belirleyici ve adeta lider ülke konumundadır. Türkiye artık Dünya üzerinde pro-aktif politika izlemektedir. Türkiye en parlak dönemini yaşıyor diyebiliriz. Komşularımızla sıfır problem içerisindeyiz. Bütün çevre ülkeleri ile barışık bir haldeyiz. Bunun neticesinde kazanan Türkiye'dir. Bu sayede Türkiye ticaret yapıyor" dedi.
Türkiye'nin ekonomi alanında çok büyük bir gelişme kaydettiğini ifade eden Atalay, ekonomi alanında 2023 yılı hedeflerinin dünyanın en iyi 10 ekonomisi arasına girmek olduğunu söyledi. Atalay, "Ekonomide 26. sıradayken şimdi 16. sıradayız. Dünyada ekonomi alanında söz sahibi 20 ülkeden biriyiz ve Avrupa'nın en çok büyüyen ekonomisine sahibiz. Popülist politikalar izlemiyoruz. Seçim politikası izlemiyoruz. Daima ilkeli olduk.
Ekonomiyle ilgili tüm verilere baktığımızda bu gelişmeleri görürüz. 2023 hedefimiz dünyanın ilk 10 ekonomisine girmek ve bunun olmaması için hiçbir sebep yok. Uluslararası müteahhitlik alanında Çin'den sonra 2. sıradayız. Müteahhitlerimiz dünyanın her yerinde yatırım yapıyorlar. Bunlar sadece ekonomik anlamda değil Türkiye'nin vizyonunu geliştirmek adına da yararlı oluyor" diye konuştu.
Ekonomi alanındaki gelişmelerin yanı sıra enerji politikasına da özel bir yer vermek gerekliliğine işaret eden Atalay, "Dünya enerji politikasında Türkiye belirleyici ülke konumuna geldi. Enerji arzı ve güvenliği konularında Türkiye vazgeçilmez bir ülke halinde. Nabucco ile Yunanistan'a enerji vermeye başladık. Bu yakın tarihte tüm Avrupa'ya yayılacak. Böylece bizim lehimize gelişen büyük bir enerji düzenlemesi söz konusu" dedi.
"EĞER AB RÜZGARI OLMASAYDI, BUNLAR BU KADAR HIZLI OLMAYABİLİRDİ"
Ekonomik gelişmelerin yanı sıra demokratikleşme anlamında da somut adımlar attıklarını belirten Bakan Atalay, AK Parti olarak bu konuyla ilgili özel olarak çalıştıklarını kaydetti. AB uyum süreci kapsamında birçok demokratikleşme adımının kolaylıkla gerçekleştirilebildiğine dikkat çeken Atalay, aksi halde bu kadar hızlı bir değişimin söz konusu olamayacağını ifade etti. Atalay, "Bu ekonomik gelişmelerin yanında demokratikleşme alanında daha somut adımları görmek mümkün.
Demokratikleşme, sivilleşme ve normalleşme ile ilgili olarak özel çabalarımız olmuştur. AK Parti'nin parti programına baktığınızda bu konunun özel olarak çalışılmış olduğunu göreceksiniz. Hiçbir parti bizim kadar programlı çalışmamıştır. Bütün bunların içerisinde olan biri olarak söylüyorum, AK Parti olarak Türkiye'nin demokrasi açığını kapatacağız dedik. Genellikle çalışmalarda ekonomi çalışmaları başa alınır. Ancak biz demokratikleşme ve normalleşme çalışmalarını öne aldık ve bütün gücümüzle yürütmeye çalıştık. Çok da hızlı adımlar atıldı.
Bu adımlar sırasında AB politikasının hızını belirtmek isterim. AB politikalarını yürütürken bir şeyi de zihnimizde sürekli bulundurduk. İç mekanizmalarda gerçekleştirmekte zorlanırken AB sürecinde bunu gerçekleştirmek daha kolay olacaktır. Eğer AB rüzgarı olmasaydı, bunlar bu kadar hızlı olmayabilirdi. 2002'den bu yana baktığımızda OHAL'in kaldırılması, DGM'lerin kaldırılması, MGK'nın yapısının değiştirilmesi ve buna benzer çok hızlı adımlar atılmıştır ve tabii bu arada 2 tane büyük anayasa değişikliği olmuştur. Bunlar da bu demokratikleşmeyi sağlayan önemli adımlardır" diye konuştu.
"İSTİKRAR VE GÜVEN EN ÖNEMLİ İKİ HUSUS"
Türkiye'nin izlemiş olduğu pro-aktif politika sayesinde dünya gündeminde yer bulduğunu savunan Bakan Atalay, Türkiye'nin artık içine kapanmış ve kendi haklarını dahi savunmayan bireylerden oluşmadığını, kendisine güvenen ve ben de varım diyen bireyler haline dönüştüğünü söyledi. Tüm bu değişim ve dönüşümün asıl nedeni olarak güven ve istikrarı gösteren Bakan Atalay, "Siyasi istikrar ve ekonomik istikrar birbirlerini tetikliyor. Özellikle siyasi istikrar olmazsa ekonomik istikrar olmuyor. Bu tüm dünyada böyle.
Türkiye'de bizim dönemimizin iki kilit noktası siyasi ve ekonomik istikrar. Bizden önce Özal dönemi. Özal döneminde de Devlet Planlama Teşkilatı'nda (DPT) özel sektörlere bakıyordum. O dönemde siyasi istikrarın önemini bizzat görenlerdenim. Ardından koalisyon hükümeti kuruldu ve o günden 2001 yılına kadar istikrarsızlıklar yaşandı. 2002 Kasım'ına kadar koalisyon dönemi yaşandı Türkiye'de. Bu yıllar Türkiye'nin kayıp yıllarıydı. O koalisyon dönemleri bize çok büyük tahribatlar verdi. Dolayısı ile siyasi istikrar çok önemli" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE İLK SİVİL ANAYASASINI BİZİM DÖNEMİMİZDE YAPACAK"
Bakan Atalay, Türkiye'nin yeni bir sivil anayasaya büyük ihtiyaç duyduğunu belirterek, tüm siyasi partilerin seçim beyannamelerinde yeni bir anayasa taahhüdünde bulunacaklarını savundu. "Sıfır kilometre yeni bir anayasanın yapılması bizim siyasi gündemimize düştü" diyen Atalay, "Bütün partiler seçim beyannamelerine yeni anayasayı çokça koyacaklar ve bu iyi.
Bütün önemli Sivil Toplum Kuruluşları (STK) anayasa için hazırlıklar yapıyorlar. Umuyoruz ki, inşallah Türkiye ilk sivil anayasasını bizim dönemimizde yapacak. Temennimiz Türkiye yeni anayasa değişikliğini yapsın. Bu da en geniş konsorsiyum ile yapılsın. Türkiye'deki statiüko bu yeni anayasa ile değişecek. Bütün STK'ların ve kurumların buna hazırlık yapması gerekiyor" dedi.
"BÜTÜN VATANAŞLARIMIZ BİZİM 1.SINIF VATANDAŞIMIZ OLMALI, YOKSA BİZ NE BAYRAĞIMIZ NE DE DİLİMİZİ TARTIŞTIRIRIZ"
Bakan Atalay konuşmasının son bölümünde terör olaylarına değinerek, Milli Birlik ve Beraberlik Projesi'ni sabır ve hassasiyetle sürdürdüklerini belirtti. Terörün Türkiye'ye çok ciddi zararlar verdiğine işaret eden Atalay, terör olaylarının son bulmamasını istemeyen bazı kesimlerin varlığını dile getirdi. "Türkiye'ye 30 yılda kaybettirdiklerini artık geri kazanmak istiyoruz" diyen Atalay şunları söyledi:
"Bu sebeple Milli Birlik ve Beraberlik Projesi'ni hassasiyetle sürdürüyoruz. Bazı şeyler toplumumuzda konuşulamıyor. Sinir uçlarına temas ediyor. Ancak bunları konuşacağız, iyi düşüneceğiz ve tartışacağız. Çok akıllı adımlarla bu sorunu çözeceğiz. Baskı ve şiddetle bunları çözemeyiz. Bütün vatandaşlarımız bizim 1.sınıf vatandaşımız olmalı. Yoksa biz ne bayrağımız ne de dilimizi tartıştırırız. Bunları tartıştırmayacağımızı herkes bilir. Ancak bir şey daha var. Bunu çözerse bir tek AK Parti çözer. Bunu söylemenin nedeni AK Parti Türkiye'nin her yerinde olan bir parti.
AK Parti Türkiye'de her kesimden oy alan bir parti. Biz ne etnik ne de bölge siyaseti yapıyoruz. Türkiye'nin her yerindeki vatandaşı kucaklayan bir siyaset yapıyoruz. Bu kardeşliğin geliştirilmesinde AK Parti'nin büyük başarısı olacağına inanıyor ve bu yönde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ancak sadece iktidarın gayreti ile olmuyor. Dünyada incelemelerde bulunduğumuzda hep gördük ki, iktidar ve muhalefet birlikte olduğunda bu problemler
çözülmüş. Türkiye'ye acı dolu anlar yaşatan bu soruna iktidar, muhalefet hep birlikte çözüm bulmalıyız. Bunlar zor konular sabahtan akşama, akşamdan sabaha çözülmez. Bu işin çözümünü istemeyenler de var. Biz bunların hepsini de düşünerek sabırla sorunun çözümü için çalışıyoruz."