İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'nın desteğiyle, kandillikler ve hat levhalarında yürütülen restorasyon çalışmalarında sona yaklaşıldı.
Yaklaşık bir yıl önce başlanan restorasyon çalışmaları kapsamında ilk olarak Ayasofya Müzesi'ni aydınlatan top kandillik ile çevresindeki küçük kandillikler yenilendi. Müzenin ortasında yer alan ve en dikkat çeken unsurlarından olan top kandillik, aslına sadık kalınarak restore edildi. Çevresinde yer alan küçük kandillikler ise pirinçten aslına uygun yeniden yapıldı. 70 adet kandillik, Ayasofya'nın içini ışıl ışıl aydınlatmaya başladı.
Öte yandan müzenin ana mekanında yer alan ve hat yazılarını Kazasker Mustafa İzzet Efendi'nin yazdığı, 7.5 metre çapındaki hat levhaları da restore edilmeye başlandı.
Zaman içinde yüzeylerinde is ve kir oluşan taşıyıcılarında ve altın varaklarında bir takım bozulmalar meydana gelen hat levhaların yüzeyleri temizlendi. Hatların altın varak yüzeylerinin restorasyonu yapılarak taşıyıcılara takviye edildi.
Yapımında ıhlamur ağacının kullanıldığı ve üzerinde ''Hz. Allah'', ''Hz. Muhammed'', ''Hz. Ebubekir'', ''Hz. Osman'', ''Hz. Ali'', ''Hz. Hasan'' ve ''Hz. Hüseyin''in isimlerinin yazlı olduğu dünyanın bilinen en büyük hüsn-i hat levhaları da, hattatların usta ellerinde eski ihtişamına kavuşturuldu.
Çalışmalar kapsamında 7 hat levhasının restorasyonu tamamlandı. Sona bırakılan ''Hz. Allah'' yazılı hat levhasındaki restorasyon çalışmaları, büyük bir titizlikle devam ediyor.
AYASOFYA'YA SON YILLARIN EN BÜYÜK RESTORASYONU
Ayasofya Müzesi Başkanı Dr. Haluk Dursun, Ayasofya Müzesi'nin bu yıl İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'nın katkılarıyla, son yıllardaki en büyük restorasyonu geçirdiğini söyledi.
Ana kubbedeki mozaik restorasyonu bittikten sonra büyük iskelenin söküldüğünü hatırlatan Dursun, şu anda daha küçük çaptaki iskelelerle hat levhalarının restorasyonunun yapıldığını, maksurelerin ve merkezi aydınlatmayı sağlayan kandilliklerin restorasyonunun tamamlandığını anlattı.
Dursun, Ayasofya Müzesi'nde ön plana çıkan iki tür sanat eseri ve tezhinatının bulunduğunu, bunlardan birinin Bizans Dönemi mozaikleri, ikincisinin ise Osmanlı Dönemi hatları olduğunu ifade etti.
Bu hatlar arasında devasal boyutta 7.5 metre çapında Kazasker Mustafa İzzet Efendi'nin Sultan Abdülmecid dönemindeki restorasyonda asılan hatların yer aldığını belirten Dursun, bu 8 adet hattın en son 1949 yılında asıldığını o günden bu güne büyük bir restorasyon çalışması görmediğini söyledi.
Ayasofya müze olduktan sonra buradaki hatların aşağı indirildiğini, hatsız bir müze konseptinin düşünüldüğünü dile getiren Dursun, daha sonra bundan vazgeçilerek hatların yeniden yukarı çıkarıldığını belirtti.
Dursun, bu büyük çaptaki restorasyonda, hat levhaların ağaçlarından, arkasındaki gergiden başlamak üzere yazının yazıldığı yelken bezi denilen maddenin bakımına ve yazının üzerindeki altın varaklara kadar genel çaplı konservasyon çalışmasının yapıldığını anlattı.