Aygın, bugün Lefkoşa Golden Tulip Otel’de düzenlediği basın toplantısında, Girne Belediyesi’nin elinden (geçici bir süre için) alınan imar izni verme yetkisini geri istediğini açıkladı.
Aygın, basın toplantısının Girne’nin gelecekteki vizyonuyla bunun da şehir imar planıyla ilgili olduğunu ve bu konuda gelinen noktayı anlatmak amacıyla düzenlendiğini kaydetti.
Sümer Aygın, İmar Yasası’nın 1989’da yasalaştığını; bu yasanın ülke fizik planı ile şehir imar planlarının yapılmasını öngördüğünü, ayrıca o güne kadar belediyeler tarafından verilen imar izinlerini Şehir Planlama Dairesi’nin uhdesine bıraktığını anlattı.
Aygın, 1992-93 yıllarında ülkenin fizik planı yapılana kadar şehri korumak amacıyla İmar Emirnamelerini yayımlandığını belirterek, bu emirnamelerin anayasaya aykırılığı nedeniyle doğrudan iptal amacıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurulduğunu ancak 90 günlük sürenin aşılması nedeniyle Mahkeme’nin konuyu görüşmediğini kaydetti.
“HUKUK YOLUNA GİDECEĞİZ…”
Aygın, ülke fiziki planı ve şehir imar planlarının hazırlanmamasının bugüne kadar pek çok sorun yaşanmasına neden olduğunu ifade ederek, gelinen aşamada emirnameleri Anayasa Mahkemesi’ne yeniden götürme olanağı bulduklarını ve bu adımı atmak üzerek gerekli hukuki çalışmayı başlattıklarını söyledi.
Aygın, hukuki süreçle ilgili olarak bilginin Avukat Tahir Seroydaş tarafından verileceğini; ancak bir yasanın veya emirnamenin bir bakan veya Şehir Planlama Dairesi’ne bu kadar geniş yetki vermesinin kabul edilemeyeceğini kaydetti.
“Bu kadar geniş yetki bakan ve bürokratlara bırakılamaz” diyen Aygın, dertlerinin yüksek binalar veya gökdelenler değil, Girne şehri olduğunu vurguladı.
Girne Belediye Başkanı Sümer Aygın, bugün yaşanan cami, yüksek bina, gökdelen tartışmalarının nedeninin şehir imar planlarının yapılmamasından kaynakladığını iddia ederek, “İmar planları yapılmadan şehirlerde büyük değişiklikler yapılmamalıdır” dedi.
Aygın, Şehir Planlama Dairesi’nin yüksek bina inşaatı konusunda onay verdiği; ancak gökdelen inşaatı konusunda onay veya ön izin verdiğine dair herhangi bir bilgisinin olmadığını belirterek, böyle bir iznin verilmesi halinde derhal yasal sürecin başlatılarak konunun Anayasa Mahkemesi önüne taşınacağını söyledi.
“ÇED RAPORU BELEDİYELER TARAFINDA VERİLMİYOR…”
Aygın, bir gazetecinin gökdelen için Belediye’nin ÇED raporu verip vermediği yönündeki sorusunu, ÇED raporunun belediyeler tarafından verilmediğini, verilen belgenin 650 yataklı bir inşaata ne gibi belediye hizmetlerinin verilip verilemeyeceğine yönelik bir yazı olduğunu anlatarak yanıtladı.
Sümer Aygın, o yazıda da böyle büyük bir inşaata içme suyu bile verilemeyeceği görüşünün yer aldığını söyledi.
Aygın bir başka soruya karşılık ise taleplerinin Girne Belediyesi’nden (geçici bir süre için alınan) imar izni verme yetkisinin geri alınması olduğunu kaydetti.
Belediye Başkan Sümer Aygın, belediye başkanı ve belediye meclisi olarak bugüne kadar birlikte hareket ederek her adımı oybirliğiyle attıklarını, bugünkü basın toplantısının bile belediye meclisi tarafından kararlaştırdığını anlatarak, “Yine de her meclis üyesi bir partinin de üyesi. Bir gün farklı düşünür tek başıma da kalsam doğru bildiğim yolda tek başıma yürüyeceğim” dedi.
SEROYDAŞ
Girne Belediyesi tarafından bu çerçevede görevlendirilen Avukat Tahir Seroydaş ise 1989 yılında yürürlüğe giren İmar Yasası’na dayanarak çıkarılan emirnamelerin Anayasa’ya aykırı olduğunu, çünkü bir yasaya dayanılarak çıkarılan emirnamenin kendisini Anayasa’nın da üstüne taşıdığını iddia etti.
Seroydaş, daha önce ilgili yasa ve bu yasaya dayanarak çıkarılan emirnamenin Anayasa’ya aykırı olduğu yönündeki doğrudan iptal davasını, Anayasa Mahkemesi’nin, haklı olarak 90 gün sınır aşıldığı için görüşmediğini anlattı.
Seroydaş, İmar Planı’nın ortadan kaldırdığı Fasıl 96 Yollar ve Binalar, Belediyeler Yasası’nın imar izinleriyle ilgili düzenlemeler yanında Şehir Planlama Dairesi’ne ülke fiziki planı, şehir imar planlarını yapma görevi verdiğini ancak bu görevlerin bugüne kadar yerine getirilmediğini ifade etti.
“HUKUK SİSTEMİMİZDE EMİRNAME DİYE BİR KAVRAM YOK…”
Seroydaş, süre aşımı nedeniyle ret kararı veren ve daha sonra Yüksek Mahkeme Başkanı olan bir hakimin “emirname” kavramının anayasaya aykırı olduğu görüşünü kararına elediğini söyledi.
Tahir Seroydaş, kendisini anayasa ve yasaların üstünde gören emirnamenin iptali için ortada bir olanak bulunduğunu, Şehir Planlama Dairesi’nin yüksek bina veya gökdelen izni vermesi halinde bu kararın 75 gün içinde Yüksek İdare Mahkemesi (YİM)’e götürüleceğini ve anayasanın 148 maddesine dayanarak bir başka mahkemede görüşülmekte olan yasal düzenlemenin iptali için konunun Anayasa Mahkemesi’ne iptal için götürüleceğini kaydetti.
“EMEKLİ BİR YÜKSEK MAHKEME BAŞKANI EMİRNAME OLSA OLSA TÜZÜK VEYA YÖNETMELİKDİR…”
Seroydaş, prensip olarak yasaların anayasaya, tüzüklerin yasalara, yönetmenliklerin tüzüklere aykırı olamayacağını anlatarak, emirname diye ortada duran konunun ancak tüzük veya yönetmenlik olabileceğini söyledi.
Seroydaş “emirnamenin” tüzük veya yönetmenlik olduğunun, bugün emekli olan ve daha önce Anayasa Mahkemesi’nde süre aşımı nedeniyle iptal davasının görülmesini ret eden bir hakimin kararında yer aldığını belirtti.
Hukuki deneyimine göre, kendisini anayasa ve yasaların üstünde tanımlayan emirnamenin esastan görüşülmesi halinde Anayasa’ya aykırı bulunacağını iddia eden Seroydaş, emirnamenin tüm yetkileri hukuk kurallarına aykırı olarak Şehir Planlama Dairesi’ne bırakılamayacağını, böyle bir düzenlemenin mutlaka iptal edileceğini savundu.
Seroydaş, bu durumda konunun Anayasa Mahkemesi’ne götürebilmek için yüksek bina veya gökdelen inşaat izninin verilmesinin beklenip beklenmeyeceği yönündeki bir soruyu ise, bir anlamda beklemek gerektiğini ancak izin verilen yüksek binalarla ilgili olarak da gerekli hukuki çalışmanın tamamlandığını o dosyanın da dava konusu yapılabileceğini söyledi.
Seroydaş, durumun bu olmasına karşın prensip olarak gökdelen sayılabilecek herhangi bir yapı izninin verilmesinin işlerini daha da kolaylaştıracağını ifade etti.
Şehir Planlama Dairesi’nin böyle bir izin vermesi halinde 75 gün içinde YİM’e dava açacaklarını; oradan da Anayasa’nın ilgili kuralına uygun olarak bir başka mahkemede görülmekte olan dava aracılığıyla konunun Anayasa Mahkemesi’nin gündemine taşınıp iptal ettirilmesine çalışılacağını söyledi.
_1600x1067R9654.jpg)
Arkadaşına Gönder
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
.jpg)
_1600x1067R9654k1.jpg){kind=small}
k1.jpg)
k1.jpg){kind=small}
