Türkiye'nin insan haklarına dair durumunun gözden geçirildiği Evrensel Periyodik İzleme (EPİ) toplantısında, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevaplaması için çok sayıda soru soruldu.
Çek Cumhuriyeti, insan hakları savunucuları ve basın mensuplarına yönelik karamalara ve ceza yasasının kötüye kullanılmasına karşı korumak için hükümetin neler yaptığını sordu. İnternete erişimin kısıtlanması ile ilgili idari yetkilerin ifade özgürlüğüne dair uluslararası standartlarla uyumlu hale getirilmesi konusunda hükümetin yasayı gözden geçirme planı olup olmadığının açıklanmasını istedi. Prag yönetimi ayrıca, Türkiye’de yargının yürütmenin önemli ölçüde etkisi altında olduğuna dair raporlara atıf yaparak, yargının bağımsızlığının nasıl güçlendirileceğini sordu. Kolluk kuvvetlerinin aşırı güç kullanılmasının engellenmesine yönelik tedbirler de sorular arasında yer aldı.
Almanya ise Alevilerin hakları ilgili atılacak adımlar, dini azınlıkların haklarının yasal çerçeveye kavuşturulması, toplantı özgürlüğü, göstericilere kötü müdahalenin önlenmesi konularını gündeme getirdi. Almanya ayrıca sözde ‘paralel yapı’ya karşı savaşın şeffaflığı, anayasada belirtilen haklar ve özgürlükler çerçevesini aşmamasının nasıl sağlanacağını sordu. Türkiye’nin basın özgürlüğü endeksinde 154. sırada olduğunu hatırlatan Almanya, basın özgürlüğünün garanti altına alınması için atılacak somut adımların açıklanmasını istedi.
Norveç ise Türkiye’deki insan hakları örgütlerinin bağımsızlığı ve tarafsızlığının; ifade, toplantı özgürlüğünün nasıl geliştirileceği, son dönemde Gezi parkı göstericileri, basın mensupları ve polislerin adil ve tarafsız şekilde yargılanmasının nasıl sağlanacağını sordu. Medyaya sansür ve oto-sansürün nasıl hafifletileceği ve yetkililer tarafından sıkça sarf edilen tehdit ve nefret söylemlerinin nasıl azaltılacağının da açıklanmasını istedi.
İspanya ise eşcinsellikle ilgili ordudaki bakış açısının değişip değişmeyeceğini sordu, Roman çocukların ve geçici tarım işçisi olarak çalıştırılan çocukların eğitim hakkı için atılan adımların açıklanmasını istedi.
İsveç, Türkiye’de medya üzerine güçlü baskı ile ilgili iddialara cevap verilmesini istedi, cinsiyet eşitliği ile ilgili taahhütlerin yerine getirilmesi için neler yapılacağını sordu.
İngiltere ve Kuzey İrlanda, ombudsmanlığa ya da Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurular konusunda toplumun bilgilendirilmesi için bir stratejinin bulunup bulunmadığını, Diyanet’in desteklemediği dini gruplara bağlı insanların haklarının nasıl korunduğunu, Gezi olaylarında göz yaşartıcı gaz kullanımı ile ilgili endişelerin nasıl giderileceği, işyeri güvenliğine dair taahhütlerin nasıl yerine getirileceğin ve iş kazalarının önleneceğini sordu.