Bağış, bugün gazetede "Türkiye Avrupa’nın kapısında" başlığıyla yayımlanan mektubunda, AK Parti hükümetinin, kısa süre önce çıkarılan anayasa değişikliği paketi de dahil olmak üzere, AB ile uyum konusunda kararlı adımlar attığının altını çizdi, Türkiye’nin hedeflerinden birinin, AB’nin saygın üyelerinden biri olmak olduğunu belirtti.
Londra Belediye Başkanı Boris Johnson’ın 2 Ağustosta Daily Telegraph’ta çıkan, "Türkiye uçuşa hazırlanıyor, ancak Heathrow yüzünden bizim kanatlarımız kesik" başlıklı köşe yazısına cevaben bir mektup yazan Bağış, "2010 Avrupa Kültür Başkenti olan İstanbul küresel bir geçiş noktası, kültürleri, ticaret yollarını ve kıtaları birleştiren bir merkezdir" ifadesini kullandı.
Avrupa’dan gelen bazı demeçlerin Türk kamuoyunu hayal kırıklığına uğrattığını belirten Bağış, yazısında Türkiye’nin AB yolundaki kararlılığını vurguladı.
Bağış mektubunda şunları ifade etti: "Kuzenimiz Boris Johnson’ın ’Türkiye uçuşa hazırlanıyor, ancak Heathrow yüzünden kanatlarımız kesik’ başlıklı makalesini ilgiyle okudum. 2010 Avrupa Kültür Başkenti olan İstanbul, gerçekten de küresel bir geçiş noktası; kültürleri, ticaret yollarını ve kıtaları birleştiren bir merkezdir. Londra ya da diğer Avrupa kentleriyle yarış halinde değiliz.
Hedeflerimizden biri de Avrupa Birliği’ne saygın bir üye olarak katılmaktır. Elbette ki Avrupa’dan gelen bazı cesaret kırıcı gürültünün farkındayız. Kıbrıs ve diğer bahaneler Türk kamuoyunu hayal kırıklığına uğratmaktadır. Ancak Türkiye hala kararlıdır ve muktedirdir. Hükümetimiz, kısa bir süre önce çıkarılan anayasa değişikliği paketi de dahil olmak üzere, AB ile uyum konusunda kararlı reform adımları atmaktadır. Türkiye olarak AB ülkelerinin başkentleriyle bağlantılarımıza büyük önem veriyor ve bu bağları AB üyeliğimizle pekiştirmek istiyoruz." Londra Belediye Başkanı Boris Johnson, Daily Telegraph’ta çıkan "Türkiye uçuşa hazırlanıyor, ancak Heathrow yüzünden bizim kanatlarımız kesik" başlıklı köşe yazısında, İstanbul’daki "muhteşem" Atatürk Havalimanının Türkiye’nin gittiği yönü gösteren bir sembol olduğunu belirtmişti.
Johnson, makalesinde şunları kaydetmişti: "İlk kez 25 yıl önce ziyaret ettiğim bu şehirde şimdi Boğaz’ın kenarına sıralanmış yeni oteller, bikini ve biralarla dolu eğlence merkezleri ve minarelerle yarışan dev gökdelenler gördük. Türkiye’nin ekonomisinin krizden güçlü bir şekilde çıkışını hissettik. Bazılarımız Türkiye’nin AB’ye girmesinin Türkiye ve Avrupa için iyi olup olmadığını yıllarca tartıştı, ama artık Türklerin bu soruna eskisi gibi ilgi göstermediklerini, hatta olumsuz bile baktıklarını görmek şaşırtıcıydı. Adeta patlama yaşayan İstanbul’u görünce bunun nedenini anladım. Öyle ya, Türk iş dünyası Ortadoğu ve eski Sovyet cumhuriyetlerinin ilgi merkezi olmuşken, onlar niye Avrupalı bürokratların kurallarına boyun eğsinler ki..."