''Son 14 yılda Türkiye bir şeyler başardıysa bunun arkasındaki sihirli iki sözcük budur; güven ve istikrar. Bu güven ve istikrarı kalıcı hale getirmek de bizim görevimizdir.
Sadece 2007'den bugüne kadar 7 milyon vatandaşımıza iş imkanı sağladık. OECD ülkeleri arasında son yıllarda en fazla istihdam oluşturan ülkelerde ikinci sıradayız. 2007-2015 arasında AB kadın istihdam oranını yine en fazla artıran ülkeyiz. Bu şu anlama gelmesin; Avrupa ülkelerinden daha iyiyiz, OECD ülkelerinden daha iyiyiz değil. Son yılların performansından bahsediyorum. Burada gideceğimiz çok yol var, katedeceğimiz çok mesafe var.
İş gücüne katılımda ağır gidiyoruz. Kadınların iş gücüne katılımı hala yetersiz. Türkiye'nin kadın-erkek nüfusu neredeyse eşit. Hatta yüzde 1 kadınlar daha fazla. Onun için iktidar sizsiniz esasında. Yüzde 51-49 hatırladığım kadarıyla. Dolayısıyla burada yüzde 10'luk bir artış sağlayabilmişiz. Bunun daha da artması lazım. Bunu da siz yapacaksınız, siz hemcinslerinize daha çok alan açacaksınız. Madem erkeklerden şikâyetiniz var, öyle mi Tercihlerinizde pozitif ayrımcılığı siz başlatacaksınız.
İçeriden değil dış kaynaklı bir asimetrik saldırıyla karşı karşıyayız. Son 5-6 yılda Irak'ta Suriye'deki yönetim boşluğu orada terör örgütlerini palazlanmasına güzel bir zemin oluşturdu. Bize bunun zararı var.
Bazıları 'Fırat Kalkanı'nı niye başlattınız bizim orada ne işimiz var?' diyor. Bu başladıktan sonra Türkiye bölgede işin içine tam anlamıyla girdi. Peki başlatmasaydık Gaziantep'in ortasına füze düşüyor nerede bu devlet niye bunlara bakmıyor? Bakmanın yolu tehdidi kapıya gelmeden durdurmaktır. Bizim Suriye'nin toprağı ile ne işimiz var.''