Dün gece Türkiye'de ve İslam Dünyasın'da Mevlid Kandili'ni idrak ettik. Umarım bu kandil dünyaya barış getirir. Konuşmamın başında Kahramanmaraş'ta heyelanda kaybettiğimiz 2 işçimiz için Allah'tan rahmet eylesin diyorum.
Heyelan altında kalan 9 kişi için arama çalışmaları devam ediyor. Her imkanı seferber etmiş durumdayız. Bakanlarımız ve milletvekillerimiz bugün yine oradalar ve bu kurtarma çalışmalarına yerinde destek veriyorlar.
TBMM son dönemde çok başarılı bir performans ortaya koymak suretiyle milletimiz adına önemli kanunlar çıkardı. Ocak ayında Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar kanunu gibi iki önemli kanunu çıkardı. Şubat ayında polisimizi askerlikten muhaf tutan kanunu, adli tıp kurumunun yapısını yeniden düzenleyen kanunu çıkardık.
Öncelikle Ak Parti grubuna siz değerli milletvekillerimize geceyi gündüze katarak özverili mesailerinizden ötürü şahsım ve milletimin adına teşekkür ediyorum.
Ekonomide iki güzel gelişmeyi sizinle paylaşmak istiyorum. İşsizlik oranı Kasım ayında yüzde 11 olarak gerçekleşti. Bu oran geçen yıl yüzde 13.1 düzeyindeydi. Yani işsizlik yüzde 2.1 oranında gerileme kaydetti. Bir diüğer güzel gelişme ise IMF'e olan borcumuz 5.5 milyar dolara gerilemiş durumda.
Göreve geldiğimizde bu borç 23.5 milyar dolardı. MHP, DSP ve ANAP iktiarında IMF'e borcu bu kadardı. Şimdi ise 5.5 milyar dolara indirdik. Onlar borçlandı biz borçları temizleye temizleye buraya geldik.
TBMM son dönemde attığı önemli adımlara yürütmenin işini kolaylaştırırken, biz de çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Türkiye'de bazı siyasetçiler, seçim sandıkları kapandığı anda her şeyin bittiğini düşünürler. Kendilerine gelecek seçim zamanına kadar tatil verirler ve tatile çıkarlar. Biz Kasım 2002'den bu yana çalıştık, çalışıyoruz.
Bu heyecanımızı anlamayan buna anlam veremeyuen muhalefet 8 yıl boyunca çalışmaları engellemek için yoğun gayret sarfettiler. 8 yıl hep şunu dediler "Aceleniz nedir, gecenin bu saatine kadar niye çalışıyoruz? Saat 3.00 oldu nedir bu, hala uyuyorsunuz" gibi azarlarla çalışmaları küçümsmeye çalıştılar.
CHP'si MHP'si, BDP'si statükodan o kadar barışık bir halde ki, dönüşümü değişimi "aceleniz ne" diye engellemeye çalışmaktadır. Açık söylüyorum, ikinci dünya savaşında neredeyse tüm Avrupa büyük bir çöküntü yaşamışken, milyonlarca insan hayatını kaybetmişken, savaş sonrası en büyük demokrasi devletleri ortaya çıktı. Atom bombasıyla sarsılan Japonya bugün en büyük ekonomilerden biri. Biz de ise onyıllar boyunca değişim süreçleri dünyadaki bu gelişme maalesef tirübünlerden izlendi.
Biz AK Parti olarak kendimize 2023 vizyonu belirledik. Bunu yeni söylemedik. İlk açıkladığımda ana muhalefet ve muhalefet kalkı ve bu bizim dedi. Bunların her zamanki tavrı bu. 8 yıldır ter döküyoruz, Haziran öncesi çalışmalarımızı kamuoyuyla paylaşıyoruz. Bizim AK Parti olarak 2023 hedefimizi 90 lı yıllarda yakalamış olmamız gerekirdi. Bu ülke bu büyük hedeflerle çok önceden kucaklaşabilirdi, bu imkana sahipti. Ama bunu yapmadılar. Biz define bulmadık, petrol rezervi bulmadık. Biz hortumları kestik, kaynak Türkiye'dir dedik. Birileri çıkmış kaynak filancadır diyorlar.
160 bin derslik, 80 üniversite (8'i yolda) yapıldı. 250 bin konutu sahibine teslim ettik. Milli gelili 3 kat artırdık. Bütün bunlar yapılıerken bunları görmediler, göremediler. Bu gayret, bu emek 1960'lı yıllardan itibaren gösterilseydi Türkiye acaba nerede olurdu. Eğer birilerinin acelesi olsaydı, biz bugün 2023'te 2 trilyon dolar değil, 3 trilyon doları konuşur olurduk. Bizim acelemiz var. Binlerce susuz köye ulaştık, yolu olmayan köylere ulaştık. Daha da modern bir şekilde bu yolları tahkim etmek için acelemiz var. İhracatı 500 milyar dolara çıkarmak için acelemiz var. 15 bin yeni bölünmüş yol için, yeni hızlı tren hatları için acelemiz var. Bizi kimse ecelle korkutmaya kalkmasın.
Bir beyefendi çıkıyor şunu diyor: İktidara geldiğimizde iki şeyi yapacağım. Birincisi TOKİ'nin tüm yaptıklarını inceleyeceğim, diğeri de hükümette görev alan miletvekillerinin mal varlıklarını inceleyip fitil fitil burnundan getireceğim.
Adama sormazlar mı sen kaç tane konut yaptın öncesinde diye? Sayın Bahçeli TOKİ sana bağlıydı, sen ne yaptın onun hesabını ver. Demek ki bir şeyler var. eğer bu ülkede geçmişte olduğu gibi yolsuzluklar devam etmiş olsaydı, bu bölünmüş yollar, okullar, hastaneler yapılabilir miydi? Tarımda bu teşvikler verilebilir miydi? Siz pislediniz, siz borçlandınız, biz sizin borçlarınızı temizliyoruz. Her zaman söylüyorum, Merkez Bankası 27 milyar dolar döviz rezervine sahipti sizin döneminizde.
Şimdi 82 milyar dolara ulaştı. Sizin lügatınızda insaf diye bir kelime yok mu? Sürekli olarak görev zararı diye yutturan Merkez Bankası nasıl bu hale geldi diye sormazlar mı?
İktidara gelince yol yapacağım diyemez bunlar, Türkiye'nin milli gelirini 2 trilyona çıkaracağız diyemezler, çünkü onların böyle bir vizyonu yok.
TOKİ şu ana kadar 480 bin konut inşa etti. 2023 için ikinci bir 500 bin planımız var. Artık biz köprü altında vatandaşımızı görmek istemiyoruz. İmkanı hiç olmayan vatandaşlarımıza özel daireler yapacağız. Peşinatsız ayda 100 TL taksitle, iş temini de sağlayacağız. 20 yıl vadeyle vatandaşımızı bu ezilmişlikten kurtaracağız. İkinci paket ağırlıklı olarak bu şekilde gidecek.
CHP, MHP BDP çıkıyor "siz sadaka dağıtıyorsunuz" diyor. Bu devlet sosyal devlettir, demokratik, laik devlettir. Sosyal devlet, yokluk içindeki vatandaşına ulaşacak, onun yiyeceğine, giyeceğinii ulaştıracak. Devletin bir görevidir. Bunu sadaka diye belirtenler önce sadakanın tanımıını öğrensinler. Devletin yaptığı asli görevidir. Bunların kitabında sadaka diye kavram olmadığından böyle konuşuyor olabilirler.
Her zaman söylüyorum, abdestinden şüphesi olanın namazından şüphesi olur. Bizim böyle bir derdimiz yok, aynaya bak karşımıza öyle gel. 3.5 yıl iktidarda kalabildin, neden erken seçime gittiniz, mecaliniz kalmadı kaçtınız. Oysa 5 yıl bir göreviniz vardı, 1.5 yıl kalabilirdiniz ama gittiniz. Vatandaş AK Parti'ye görev veriyor, neden rahatsız oluyorsunuz bundan? Biz birilerine benzemeyiz, bizim vatandaşımız bizi görevlendirir, bizi görevimizden alır. Birileri çirkin benzetmeler yapıyor, biz muhattap değiliz bunlara.
Bunların neden acele etmediği belli. Korkutulmuşlar, korkmuşlar, siyasi tecrüeleri "korkunun ecele faydası ıolmadığını" bir türlü anlatamamış. Bu ucuz tehditlere pabuç bırakmayacağız. Verilmeyecek hesabımız yok. Tehdit savurmayı bırak, taktir etme olgunluğundan sahip değilsen, milletin taktir edeceği bir siyasal tavır takın.
Çankaya'da bir parkın açılışını CHP genel başkanıyla tam kadro katıldı. Bir tek küçük parkın açılışına. Her zaman söylüyorum, bizim eserlerimize onların hayalleri bile erişemez. Türkiye'ye kazandırdığımız eserleri görmekte zorlananlaratavsiyem gözlük numaralarını değiştirsinler. Nazar etme nolur, çalış senin de olur.
Bugün yine Anayasa Mahkemesi'ne gidiyorlar. Aylardır CHP değişti diyorlar. Zihniyeti değişmedi, Anayasa Mahkemesi'nin yolunu tutmaları bunu gösteriyor. CHP eski tas eski hamam. Kendileri bugüne kadar yargıda kadrolaşmak dışında hiçbir şey yapmadılar. Çok ilginçtir, yapamazlar, bugün yapılmasını da istemezler. Bizim reformlarımıza karşı ayak diretiyorlar. Bu çark etme siyasetinin bir an önce son bulmasını istiyoruz.
Yargı sürecini izliyoruz. Bu süreç tamamen yargının tasarrufunda ilerliyor. Aksi kanıtlanmadığı sürece herkes masumdur. Gözaltına alındı sorgulandı diye kimse suçlu kabul edilemez. Ancak ak ile karanın ortaya çıkması için herkesin bu noktada yargıya ve yargı süreçlerine saygı duyması şart.
Bu işleri hükümetle ilişkilendirenler hezeyan içindedir. Birileri yargıya siyasi müdahalelerde bulunmaya alışkın olabilir. Bizim yürütme olarak görevimiz yetkimiz bellidir. Bu tür spekülasyonlara kimse bizi alet etmesin. Başta ana muhalefet partisi olmak üzere herkesin sağduyulu ve sorumlu davranmasını tavsiye ediyorum. Yargının çalışmasını engelleyecek girişimler adaletin sağlanmasına katkı sağlamayacaktır.
Şundan kimsenin endişesi olmasın: Yargı sürecinin sonucu ne olursa olsun, bütün iddialara son verilecektir ve zihinlerde soru işaretleri kalmayacaktır.
CHP hayali bir tablo kurguluyor. CHP Genel Başkanı haziran sonrası tahrik edici açıklamalar yapıyor. Haziran seçimlerinde başarı sağlamayacağını anlamış durumda. Daha seçimlere 4 ay olmasına rağmen, şimdiden kılıf bulmaya başladılar. CHP'nin en üst düzeyde artık siyaseti bırakıp falcılığa başlamış olmasını halkımın takdirinde bırakıyorum.
Tunus'ta başlayan ve diğer bölgeleye sıçrayan olayları yakından inceliyoruz. Mısır'da hadiseler başladığında biz son derece samimi bir şekilde hissiyatımızı ortaya koyduk. Birileri susarken biz cesaretle çıktık, Mısır halkının haykırışlarına kulak verilmesi gerektiğini söyledik.
Biz ise bugün haysiyetli onurlu ilkeli duruşumuzla Mısır karşısında gururluyuz, mahcup değiliz. Birileri bazı ülkeler Mısır'ın Ortadoğu ülkelerinin demokrasiyi hak etmediğini söylerken, biz Mısır için demokrasi ve özgürlük demekten asla çekinmedik. İlkeli olmak, samimi olmak, bu değerleri her zaman herkes için istemeyi gerektirir.
Biz kendimiz için ne istiyorsak komşumuz için de onu isteyen bir milletiz. Mısır için istediğimizi tüm kardeş ülkeler için istiyoruz. Görüştüğümüz tüm liderlere bu arzularımızı iletiyoruz. Son derce ibret vericidir bizim anamuhalefet partisinin genel başkanı, Mısır'da devlet başkanının istifasından iki gün sonra çıkıp, hala iktidardaymış gibi konuştu. 10 yıllar boyunca Türkiye'nin doğusuna nasıl baktılarsa bugün de aynı durumdalar. Hiç aceleleri yok. Arapları, Ortadoğu'yu nasıl küçümsedilerse, bugün de aynı yerdeler.
Arap kadınlarını tahkim edecek kadar izansız ve vicdansızlar. Öyle bir yaklaşım olabilir mi? Hiçbir ülkenin kadınına, yaradanın yarattığı insanlara bu şekilde yaklaşma hakkınız olamaz. Sizin kadın hakları dediğiniz olay, sadece bu ülkenin kadınları için mi geçerli? Bunları anlamak mümkün değil, bunlar tornadan çıkmış hanımlar. Bu CHP zihniyeti bu. 'Biz yaradanı yaradandan ötürü seviyoruz' derken ayırım yapmıyoruz.