Kırgız-Türk Manas Üniversitesi Teknoloji Merkezi ve Öğrenci Evi'nin açılış törenine katılan Başbakan Erdoğan, "Burada çok geniş bir coğrafyada, ortak köklere, dillere, ortak bir kültür ve vizyona sahip halklar olarak yaşıyoruz. Aynı kökten gelen, bir dile aynı kültür ve tarihe sahip olduğu halde halkların birbirine bu kadar uzak kalmasını ya da birbirinden bu kadar uzak tutulmasını kabullenmek mümkün değil. Tarihteki kesintileri, tarihteki o geçiş dönemlerini, fetret dönemlerini bir kenara bırakarak işbirliği, dayanışma, kardeşlik içinde bir geleceği inşa etmek hepimizin üzerinde çok çok önemle durması gereken bir konu ve sorumluluktur" dedi.
Bu çerçevede Manas Üniversitesi'nden beklentilerinin yüksek olduğunu söyleyen Erdoğan, "Manas Üniversitesi, üzerinde çok ama çok büyük bir misyon taşıyor" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, "Türkiye ve Kırgızistan arasında son derece önemli bir köprü olan, hatta 'altın bir köprü' olarak tanımlanan Manas Üniversitesi'nde bulunmaktan duyduğum memnuniyeti ve duyduğum heyecanı özellikle ifade etmek istiyorum. İki yıl önce 2011'in Şubat ayında Kırgızistan'a yine resmi bir ziyaretim olmuştu. Manas Üniversitesi'nde yine bu salonda öğrencilerimizle, akademisyenlerimizle görüşmüştük.Gerek üniversitenin, gerek iki ülke arasındaki eğitim işbirliğinin her yıl arttığını görmek hakikaten heyecan ve umut veriyor" ifadelerini kullandı.
Kırgız-Türk Manas Üniversitesi'nin Türkiye tarafından finanse edilen uluslararası bir üniversite olduğunu belirten Erdoğan, "2012/13 öğretim döneminde üniversite bütçesine 40 milyon dolarlık bir katkı sağladık. Böylece toplam yatırım tutarı 230 milyon dolara ulaştı. Kayıtlı öğrenci sayısı 4 bin civarına ulaşan ve burada ücretsiz eğitim sunan Manas Üniversitesi'ne desteğimiz sürecektir" diye konuştu.
"EN BÜYÜK YATIRIM İNSANA YAPILAN YATIRIMDIR"
Başbakan Erdoğan, "Açıkçası yaptığımız yatırımın sonuçlarını da büyük bir memnuniyetle müşahede ediyoruz. Çünkü yapılan insanadır. Ve en büyük yatırım da insana yapılan yatırımdır. Bunu bilerek yapıyoruz" şeklinde konuştu. Erdoğan, "Burada okuyan gençlerimiz gerek Türkiye'de, gerek Kırgızistan'da iş hayatı başta olmak üzere görevler üstleniyorlar ve bunları başarıyla sürdürüyorlar. Bir memnuniyetim var, şöyle 5-10 yıl sonra Kırgızistan ile Türkiye arasında bizim diplomatlarımız belki de buradan çıkan gençlerimiz olacak. Ve Türkiye'de görev yapan bir Kırgız genç çok sarih bir Türkçe konuşacak ama Kırgızistan'da görev yapan bir Türk genci de burada Kırgızcayı sarih şekilde konuşacak" ifadelerini kullandı.
"BİŞKEK'TE YUNUS EMRE KÜLTÜR MERKEZİ KURACAĞIZ"
"İnşallah Bişkek'te gayet güçlü bir Yunus Emre Kültür Merkezi kurmayı hedefliyoruz" diyen Başbakan Erdoğan, "Aynı şekilde bir TİKA merkezini burada güçlü bir şekilde kurmayı planlıyoruz. Bunların yapılmasıyla birlikte sizlerin burada yürüteceğiniz etkinlikler çok daha farklı bir geleceği inşa edecektir. Bizim ortak noktamız sadece Manas Destanı değildir. Bütün ortak yönlerimizi büyütmek, onların üzerine de barış ve işbirliği içinde geleceği kurmak durumundayız. Bunu yapacak hiç kuşkusuz iki ülkede bulunan üniversitelerdir" dedi.
Başbakan Erdoğan, "Açık söylüyorum, biz istiklal şairimiz Mehmet Akif'le olduğu kadar dünyaca ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov'la da aynı şekilde gurur duyuyoruz. Ama çok daha Akif, çok daha fazla Aytmatov yetiştirmek, onların çizeceği, onların aydınlatacağı yolda ilerlemek hepimizin ortak misyonu olmalıdır" diye konuştu.
"UNUTMAYIN ZAYIF DEĞİLİZ, ASLINDA ÇOK GÜÇLÜYÜZ"
Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Bu üniversitedeki her bir kardeşimin böyle bir ruhla hareket etmesini, kendisini geleceğe hazırlamasını yürekten arzu ediyorum. Burada el ele, omuz omuza, dayanışma içerisinde aynı medeniyetin mensupları olarak geleceği hep birlikte inşa etmelisiniz diye düşünüyorum. Dünyaya çok şey verdik, bugün de dünyaya söyleyecek çok şeyimiz var. Belki konumumuz, birileri tarafından zayıf anlatılabilir veya zayıf telakki edilebilir ama unutmayın biz zayıf değiliz, aslında çok güçlüyüz ve o gücümüzü yeniden yakalayacağız. İnsan odaklı bir medeniyet inşası için en önemlisi de barış ve dayanışma için seferber edebileceğimiz birikimlerimiz var. Üniversitelerimizin bu şuur içinde öğrenciler yetiştirmesini temenni ediyorum."