İşte Erdoğan'ın konuşmasının satır başları:
Konuşmama ekonomimize ilişkin sevindirici bir gelişmeyi bir kez daha hatırlatarak başlamak istiyorum. Türkiye ekonomi alanında da çok önemli neticelere imza atmaya devam ediyor. Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyadaki gelişmiş ekonomiler ciddi sıkıntılarla uğraşırken Türkiye adım adım ilerliyor. Devlet vatandaşına, işçisine, memuruna borçlu olur mu?
On yıllar boyunca ödenmeyen, çalışanların ciddi bir sorunu olan bu borcu oturduk, hemen yapılandırdık, vadelere böldük ve ödemeleri yaptık. Türkiye borç konusunda en büyük ödemeyi IMF'ye yaptı. 2002 yılında bizler MHP-DSP-ANAP iktidarından görevi devraldığımızda IMF'ye borç 23,5 milyar dolardı.
Perşembe günü yaptığımız yeni ödemeyle Türkiye'nin IMF'ye borcunu 400 milyon dolara kadar düşürdük. Bu ülkenin milliyetçiyiz diye konuşan o zat'a şunu söyleyin. milliyetçilik bu kasayı peşkes çekenlere karşı kasayı doldurmaktır. Biz doldurduk, onlar doldurmadı. Onlar boşalttı biz doldurduk. Biz 10 yılda yaklaşık 23 milyar dolardan fazla bir ödeme yaptık. 3 ay sonra 14 Mayıs'ta IMF'ye 400 milyon doları ödeyecek ve artık bu defteri kapatacağız.
Tabi IMF konusunda da önceki hükümetlerden bize devredilen borçları bitirmiş olacağız ama IMF'yle bir de sürekli verecek ilişkimiz kalmıyor. Bundan sonra alacak ilişkisi kurabiliriz. IMF, bir 5 milyar dolar bizden borç talep ediyor. Görüşmeler devam ediyor. Bu süreç son bulursa on yıllardır IMF'ye borçlu olan Türkiye alacaklı hale gelecek. Biriniz birbirinizden destekleniyorsunuz. Bizim milliyetçilik anlayışımız etnik milliyetçilik değildir.
Milli Bankamız merkez bankamızdır. 27,5 milyar döviz rezerviyle teslim ettiniz. PEki şimdi bu rakam nereye çıktı? Şimdi bu rakam 125 milyar doları aştı. İnsaf. İşte gerçek manada milliyetçilik, vatanseverlik bu. Eğer bugün böyle konuşabiliyorsak, adımlar atabiliyorsak bunun tek nedeni ekonomik olarak yakaladığımız güç, demokrasi olarak yakaladığımız güç. Ey MHP, ey DSP, ey ANAP. Tabi onlar artık kayboldu da. Verginin yüzde 85'ini faize ödüyorlardı.
Şimdi yüzde 16'sını biz vergiye ödüyoruz. Diğer yatırımlara. Önceden yurt dışına çıkacak vatandaşlarımız, parasını hiç görünmeyecek yerlere saklıyordu. Yabancı bol sıfırlı parayı görünce bizim vatandaşımız yüzünü eğiyordu. Benim vatandaşım göğsünü gere gere artık Ben Türk'üm, Türkiyeliyim diyebiliyor. Ne yazık ki 76 milyon içinde, Türkiye'nin gelişimlerini görmeyen görmek istemeyen bir grup var. CHP, MHP, BDP genel başkanı gibi var.
Bunlar var, olacak. Bol sıfırlı paradan dolayı mahçup oluyordu, şimdiyse Türkiye'nin ana muhalefet partisinden dolayı mahçubiyet yaşıyor. Portekiz'e gitti, vatanını yerden yere vurdu. İngiltere'de kendi ülkesini karaladı. Samimiyetle sölüyorum, keşke ana muhalefet partisinin bölgesel bir vizyonu olsaydı. Genel başkan yurt dışına gidip bölgesel vizyon koyabilseydi.
Ama böyle bir ana muhalefet de yok. CHP'nin genel başkanının yurt dışında tek yaptığı kendi ülkesini şikayet etmek. Ne yazık ki ağlamaktan ibaret. CHP Genel Başkanı, gazeteci adı altındaki polis katillerini Türkiye'yi şikayet ederken biz de onları anlatmaya devam edeceğiz. İngiltere'de konuşuyor, utanmadan sıkılmadan, gazeteci kılığındaki katillerden dolayı Türkiye'yi şikayet ediyor. İngiltere'de 2012 yılında bir operasyon kapsamında 50 gazeteci tutuklandı.
CHP lideri İngiltere'ye varmadan 6 gazeteci daha gözaltına alındı. Siz İngiltere muhalefet partilerinin "gazeteciler tutuklu" dediğini duydunuz mu? İngiliz muhalefetinin "basın özgürlüğü yok" diye sağda solda hüngür hüngür ağladığına şahit oldunuz mu? CHP genel başkanının yaptığı açık açık, polis katillerinin sırtını sıvazlamaktır.
Bu nasıl bir siyasi parti allah aşkına? Teröristlere çiçek çocuk muamelesi yapan bu partinin içinde bu hal nedir? Polis katillerini, gazeteci diye savunan terör örgütü mensuplarını avukat diye savunan bu hal nedir? Demokrasi düşmanları, darbe tertipçileri bu parti içinde toplanmışlar. Hale bak yahu. Yalancılar iftiracılar bu parti içinde. Bu nasıl bir koalisyondur? Tekrar dua ediyorum. Allah CHP seçmenine sabır versin. Bunu özellikle etnik milliyetçilik yapan genel başkanlara ithaf ediyorum. Biz yola çıkarken, bizim üç kırmızı çizgimiz var dedik.
Biz, etnik, bölgesel ve dinsel milliyetçiliğe karşılıyız dedik. Biz Kürt milliyetçiliğini de, Laz milliyetçiliğini de, Türk milliyetçiliğini de ayağımızın altına alıyoruz. Çünkü değerler silsilesi içinde böyle ırki bir milliyetçilik yoktur. Bu şeytandandır. Sayın Bahçeli, bu konuşmayı beğenmemiş. zaten sen beğenmeyesin diye bu konuşmayı yaptım.
Ayırt etmeksizin kucaklıyoruz, yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz. Midyat'ta bu konuşmayı yaptığımızda, Midyat o heyecanı bizimle paylaştı. Coşkuyla da bizi uğurladı. Oradan Kızıltepe'ye geldik. Bu süreç içinde Bahçeli utanmadan imralı'yla işbirliği tutan bir parti gibi göstermeye çalışıyorlar. Bunu sana sormak lazım. Kenya'dan getirip sizin iktidara kimin teslim ettiği belli. Dolayısıyla biz çözüm süreciyle farklı bir yol içerisindeyiz. Teyiden söylüyorum.
Müzakereyi bu çatı altında olanlarla yaparız. Mücadeleyi de bölücü terör örgütüyle yaparız. Bu silahlar gömülecek, siyaset konuşulacak. İkinci bir ülkeye mi, üçüncü bir ülkeye mi giderler, biz her türlü güvenceyi sınırda veririz. Geçmişteki yanlışları yaşatmayız. Biz bölgedeki huzursuzluğu gidermek istiyoruz. Bunun gayreti içerisindeyiz. Bunu başarmanın arzusu içerisindeyiz. Bakın bölgesel milliyetçiliğe biz hayır diyoruz. Dün BDP’li milletvekilleri Sinop’a geçiyorlar.
CHP ve MHP’den oluşan gruplar orada provokasyonun içinde yer alıyor. Şimdide kalkıp iyi niyet mesajlarıyla bunlara fırsat vermeyin, şöyle yapın böyle yapın diyorlar. Beğenirsin beğenmezsin, onlar milletvekilleridir. Oradaki toplantıyı izlemek zorunda değilsin. Saygı duymak zorundasın. Bunların ruh kökünde toplantılara saygıları yoktur. Saygısızlık vardır. MHP budur, kafa yapısı budur. Orada bunu engellemek suretiyle siz ülkemize huzur getirmiyorsunuz.
Ondan sonra da tabi ne Hakkari’ye ne Van’a gidebilirsiniz. Sadece Ankara’dan konuşursun. Sivas’ın ötesine geç görelim seni. Bu ülkenin hepsini kucaklamadınız. Irkçılık yaptınız, şeytani olan anlayışa hizmet ettiniz. Ondan bu ülkede sıkıntının kaynağı oldunuz. MHP gider sadece ırkçılığın diliyle konuşur, BDP ırkçılığın diliyle konuşur. CHP onun ne konuştuğu zaten belli değil. Ak Parti milletin diliyle, gönül diliyle konuşur.