Belek'in caretta carettaların Akdeniz'deki en büyük yumurtlama alanı olan Yunanistan'ın Zakinthos Adası'nın rakibi haline geldiği bildirildi.
Özel Çevre Koruma Kurumu, Belek Turizm Yatırımcıları Birliği (BETUYAP), Hacettepe Üniversitesi (HÜ) ve Ekolojik Araştırmalar Derneği'nin (EKAD), turizm tesisleriyle işbirliği yaparak deniz kaplumbağalarını olumsuz etkileyen faaliyetlerin azaltılması amacıyla başlattığı ''Deniz Kaplumbağaları Koruma Projesi'' 12. yılına ulaştı. Projeyle nesli tükenmekte olan caretta carettalar, Belek sahilinde yeniden hayat buldu.
EKAD Başkanı Dr. Ali Fuat Canbolat, 12 yıldır gönüllü öğrencilerle haziran-eylül aylarında deniz kaplumbağalarını korumak için çalışma yürütüldüğünü ve bu çalışmalar neticesinde Belek kumsallarındaki yuva sayısının hızla arttığını kaydetti.
Canbolat, projeye başlarken bölgede 400 yuva tespit ettiklerini belirterek, son yapılan tespitlerle 30 kilometrelik kumsaldaki yuvalama alanı sayısının bin 260'a ulaştığını bildirdi.
Çalışmaların Özel Çevre Koruma Kurumu ile imzalanan sözleşmeyle 12 Haziranda başladığını anlatan Canbolat, şöyle konuştu:
''Temel amaçlarımızdan bir tanesi, deniz kaplumbağalarının korunması aktivitelerinde bulunmak, izleme çalışmaları yapmak. Bölge önemli bir deniz kaplumbağası yuvalama kumsalı olduğu için, uzun süreli izlenmesi gerekiyor. Populasyondaki dalgalanmalar, sorunlar ve bu sorunların çözümü konusunda uzmanlaşılması gerekiyor. Aynı zamanda da yuvaların korunması adına turizm bölgesinde insanların göreceği şekilde yuvaların korunmasına yönelik çalışma yapıyoruz.''
Belek'teki Özel Çevre Koruma Kurumu sorumluluğundaki alanda 530, Belek Turizm Bölgesinde 730 olmak üzere toplam bin 260 yuva tespit ettiklerini belirten Canbolat, şu bilgileri verdi:
''Bu aslında bölgede tespit ettiğimiz en yüksek yuva sayısı. Henüz yuvalama sezonu da bitmedi. Yavru çıkış döneminde kaydedilecek yuvalarla birlikte rahatlıkla bin 300'ü geçeceğimize inanıyoruz. Şu ana kadar tespit edilmiş en büyük yuva sayısı bu. Belek'in bütünü açısından bakıldığında bu rakam çok önemli.''
''DALYAN'IN İSMİ ÇIKMIŞ''
Caretta caretta yuvalamasında Belek'in Türkiye'nin en önemli yuvalama alanı olduğunu savunan Ali Fuat Canbolat, Belek'te Dalyan'a göre daha fazla yuva olduğunu anlattı.
''Dalyan denince akla caretta caretta geliyor, Belek denince turizm'' diyen Canbolat, ''Ama burası çok daha büyük bir yuvalama alanı. Buradaki çalışmalara daha fazla önem verilmesi lazım. Çünkü ciddi sayıda yuvalama alanı var. Dalyan'ın ismi çıkmış...'' diye konuştu.
Akdeniz çanağındaki en büyük yuvalama kumsalının da Yunanistan'ın Zakinthos Adası olduğuna dikkati çeken Canbolat, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Orada bir dönem 2 bin civarında yuvalama vardı. Şimdi bu rakam biraz daha aşağı indi. Son olarak bin 500 civarında yuvaydı. Bu yıl daha da aşağı inmiş olabilir. Eğer biz bin 300'ün üzerine çıkar, onlar da düşerse, bu konuda en önemli yuvalama alan unvanı bize geçecek. Yani turizm sektöründe olduğu kadar, doğal yaşamda da Yunanistan ile yarışıyoruz.
Bu hayvanların buraya gelmesi de bizim için önemli bir şans. Bunu algılayan, vizyon sahibi olan turistik tesis sahipleri, koruma tedbirlerine önem gösteriyor. Bunun sonucu olarak bazı tesislerin önünde çok sayıda, bazılarında bir, iki tane yuva var. Bu hayvanlar, oradaki turistik tesislerin prestiji için de önemli. Bir misafir kaplumbağaların hala yuva yaptığı bir kumsalda denize girebiliyorsa, bu hem tesis için, hem de ülke için büyük bir başarıdır. Bana kalırsa caretta carettalar bizim turizm elçilerimiz.''
EN BÜYÜK SORUN ''MERAK''
Canbolat, bir yuvada ortalama 80-100 yumurta olduğunu, bu yumurtaların yüzde 40'ının denize ulaştığını bildirdi. Denize ulaşmayı başaranların yavruların da ancak binde 3'ünün erişkinlik seviyesine ulaştığına değinen Canbolat, caretta carettalara yönelik tehditlerin başında insanların ''merakının'' geldiğine dikkati çekti.
Bazı bilinçsiz kişilerin yuvaları kazdıklarını ya da yumurtadan çıkan yavruları elleriyle denize taşımaya çalıştıklarını belirten Ali Fuat Canbolat, bu tip durumlarda yavruların aynı kumsalı bir daha bulamadığını kaydetti.
Sahildeki yanlış şezlong ve şemsiye kullanımının da deniz kaplumbağalarını olumsuz etkilediğini vurgulayan Canbolat, şunları söyledi:
''Şemsiye, şezlong kullanımındaki yanlışlıklar ve ışık kullanımı, carettalara zarar veriyor. Bu konuda hem vatandaşları, hem de turistik tesis çalışanlarını eğitiyoruz. Caretta carettalar kıyılarda ortalama 35 metrelik bölüme yumurta bırakır. Bu bölgeye şezlong konulmamasına çalışıyoruz. Tesisler de bu konuda bize destek oluyorlar. Şemsiyelerin de rastgele çakılmasında bir sorun var. Yuvalar gölge altında kalınca sorun yaşanıyor. Çünkü deniz kaplumbağalarının eşey kromozomları yok. Kuluçka sıcaklığı cinsiyeti belirliyor. 29 derecenin üzerindeyse dişi, altındaysa erkek çıkıyor yuvadan. Siz uzun süre yuva üzerine gölgelik koyarsanız, sıcaklığı etkiliyorsunuz. Böylece yuvadan dişi yerine erkek kaplumbağa çıkıyor. Yani bir şemsiye, yavrunun eşeyini etkileyebiliyor.''
30 KİŞİLİK EKİP ÇALIŞIYOR
Ali Fuat Canbolat, bu yıl 30 kişilik bir grupla çalıştıklarını, günün çeşitli saatlerinde kumsalları tarayarak yuvalama alanlarını ve yavru çıkışlarını denetlediklerini bildirdi.
Yuvalama alanını tespit ettikten sonra bu noktanın GPS ile koordinatı belirlediklerini anlatan Canbolat, ayrıca yuvanın denize uzaklığını da ölçtüklerini ifade etti.
Yumurtaları korumak için de çeşitli önlemler aldıklarını anlatan Canbolat, insanların yoğun olduğu bölgede yuvayı gösterir işaretler koyduklarını ve üzerine kafes yerleştirdiklerini, deniz kaplumbağalarının yırtıcıları tilki, başıboş köpekler, domuzlar ve yengeçlerin yoğun olduğu bölgede de yüzeye kafeslemesi yaptıklarını bildirdi.
Canbolat, kıyıya çıkan erginleri de markaladıklarını, bu sayede bir deniz kaplumbağasının Akdeniz kıyısındaki hangi ülkelere yuva bırakmak üzere gittiğini tespit edebildiklerini dile getirdi.
''TURİZM VE ÇEVRE BURADA BİRLİKTE YAŞIYOR''
Antalya Özel Çevre Koruma Müdürü Selahattin Eriç de, Belek'teki turistik tesislerin çalışanlarını deniz kaplumbağalarını korumak üzere eğittiklerini anlattı.
Özellikle güvenlik görevlilerinin hem tesislerinde konaklayan turistleri, hem de kumsalların konuğu deniz kaplumbağalarını koruduğunu belirten Eriç, otellerin aydınlatması konusunda da önemli bir başarı elde ettiklerini kaydetti.
Turistik tesislerin güvenlikleri için risk taşısa da sahil aydınlatmasından vazgeçtiğine değinen Selahattin Eriç, otel içindeki aydınlatmaların da perdelendiğini ifade etti.
Eriç, deniz kaplumbağaları için çalışan bilim ekibinin çözümsüz kaldığı noktada devreye girdiklerini kaydederek, şöyle konuştu:
''Burada iyi bir ekip çalışması var. Gece gündüz burada çalışıyoruz. Bu hayvanlar kıtalararası birer elçi. Bu sene buraya geliyor, bir sonraki sene Akdeniz kıyısındaki başka bir ülkeye gidiyor. Bu konuda popülasyonun artışı bizim açımızdan çok büyü bir başarıdır. Buradaki özverili çalışmalar sayesinde turizmle çevrenin birlikte yaşayabileceğini herkese göstermiş olduk.''