26 kişinin tecavüz ettiği Mardinli N.Ç. ile kendi başına gelen olayın aynı olduğunu belirten N.Ç, "İlk başta elle taciz ettiler. Kendi okulumda oldu. Aileme söylememem için ölüm tehditlerinde bulundular. Daha sonra cinsel birliktelikler başladı. İlk biri yaptı. Sonra bunlar 2, 3, 4 kişi olmaya başladı. 2 kişi de suça yataklık etti. Bu kişiler aynı zamanda sevgililerine de söylediler. Sevgilileri de öğretmenlere söyledi. Beni okulda dışladılar. Ağır sözler söylediler" dedi.
Bu olayları duyan okul müdürünün kendisini dövdüğünü iddia eden N.Ç, "Bir gün beden dersinde arkadaşlarımla konuştuk. Arkadaşımla ağır sözü sebebiyle tartışmaya başladık. Öğretmenlere intikal etti bu durum. Okul müdürümüz sadece beni dövdü. Ama diğer kişilere hiçbir şey yapmadı. Beni ıslah evine götürmekle tehdit ettiler. Artı jandarmaya bildireceklerini söylediler. O şekilde tehdit edilip olay kapatıldı. Ve bir daha benim yanıma yaklaşamadılar. Ama ders sıralarında sözlü tehditlerde bulunuyorlardı. Orta 3'ün son dönemindeydim. 1999 - 2000 eğitim dönemindeyken tekrar yeniden yapmaya kalktılar. Önce yapmadan önce tehdit savurdular" diye konuştu.
Annesinin yaşananları duyduktan sonra sadece kendisini dövdüğünü söyleyen N.Ç., "Bir yıl öncesinde de anneme intikal ettiğinde annem sadece beni dövmüştü. Bana tecavüz eden, o iğrenç olayı yapan kişiye gidip soruyor. Ve o, 'Biz yapmadık, senin kızın yalan söylüyor' demiş. Teyzem o zamanın valisini tanıyordu. Vali bey de dava açmamız gerektiğini söyledi. Dava açtık.
Rehberlik ve araştırma merkezindeki, şu an öldüler, 2 öğretmenim beni çok iyi bir şekilde savundu. Suçluların cezalarının verilmesini istediler.
Ama çocuklara gelince hiçbir şey olmadı. Dava 4 yıl kadar sürdü. Bur arada adli tıptan rapor aldım. "Elastike bir yapı ve sadece doğum esnasında yırtılabilir" raporu aldım. Ama ne yazık ki hiçbir şekilde ceza almadılar. İlk başta onlar kararı bozdurmak için temyize başvurdular. Sonra biz başvurduk. En sonunda dosya İstanbul adliyesine gönderildi. Adliyede karar bozuldu. Ve sadece "hikaye uyduruyor" denildi.
İlk başlarda sustum. Çünkü tecavüz edenlerden biri bizim yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen biriydi. Ve annem babam beni sürekli dövüyordu. Yani yapmadığım bir şey için ailem sürekli dövüyordu. Ve bunu yakın çevrem de biliyordu. Annem bana iğrenmesi gerekiren, o iğrenç olayı yapan kişiye inandı. Ve bundan sonra her ne olursa olsun söylememeyi tercih ettim. Öleceğimi de bilsem yapamazdım. Yani sonuçta onlar söylesem de, söylemesem de öldürecekler, ailem zaten dövmeleri ile öldürüyor. Hani hiçbir şey değişmiyordu. Son seferinde de söylediğimde neden söyledim ki acaba keşke söylemeseydim diye çok düşündüm. Çünkü babam beni her gün dövüyordu. Olay olduğunda dışarıdan benim yanımdaymış gibi görünüyordu, ama yanımda değildi. Her şekilde beni öldürmek istiyorlardı.
Annem sabun yedirdi. Ölmemi istedi. Bu olay adliyeye intikal etti. Şimdi bu olay olduğundan beri sadece teyzem var yanımda ve eşim var. Kendi aileme gelince kimse yok" diye iddiada bulundu.