Türkçe En İyi İnternet Gazetesi
Günün Haberleri Giriş Sayfam Yap Favorilere Ekle Künye İletişim Son Dakika Ekle RSS
 
 
ANA SAYFA ANTALYA KKTC TÜRKİYE DÜNYA SPOR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
ANTALYA   25/30 °C
 
 
    KKTC 'de Patates Krizi,Gözler Hükümette  
 
    Akdeniz Üniversitesi Dünyanın En İyi Üniversite Sıralamasında  
 
    GAÜ Eğitim Fakültesinden İlginç bir akademik Araştırma  
 
    Antalya Trafiğine Nefes Aldıracak Projelerin Müjdesi En yetkili İsimden geldi.  
Çekilen Acılar Boğazımı Düğümlüyor
Çekilen Acılar Boğazımı Düğümlüyor
 
Gül'den TBMM'nin açılışında mesajlar: Tüm siyasi akımların temsil edilmediği bir Meclis eksik olacaktır. Yeni bir anayasanın hazırlanması artık zorunluluktur. Yargılamadaki gecikmelerin sebebi ne olursa olsun tutukluluğu fiili mahkumiyete dönüştürmemelidir.
 
1 Ekim 2010 Cuma - 17:11

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yeni yasama yılının açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, referandumdan seçim barajına, demokrasiden yargı reformuna, Kürt sorunundan Ergenekon davasına çok önemli mesajlar verdi.
 
Gül'ün konuşmasından satır başları şöyle:
 
"Cumhuriyet, bu Meclis çatısı altında kuruldu, Kurtuluş Savaşı buradan yönetildi ve kazanıldı. Kurtuluş Savaşı'nı yürüten Meclis, tüm olumsuz şartlara rağmen, ulusal egemenliğin ve bağımsızlığın sembolü haline geldi. Cumhuriyetin ilanı ve onu takip eden reformlar bu Meclis eliyle gerçekleştirildi. Kurulduğu ilk günden beri Meclisimiz muasır medeniyet hedefinin en büyük taşıyıcısı oldu ve olmaya devam etmektedir.
 
TBMM'nin bu kutlu yürüyüşü, vatandaşların iradelerini askıya alan uygulamalarla zaman zaman kesildi fakat milletin bütün kesimleriyle ve çoğulculuğa olan bağlılığıyla bu badireleri atlatmasını bildik. Türkiye Büyük Millet Meclisi derken şu partiyi ya da bu partiyi, şu dönemi ya da bu dönemi kastetmiyorum. Tek tek bu sıralarda geçmişte oturanları, şu anda oturan her birinizi, yakın bir gelecekte  oturacak olanları ve hepsinin toplamından fazla olan bir iradeyi kastediyorum. Bizatihi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin varlığını kastediyorum. Milletimizin millet olma şuurunun tecessüm etmiş halini kastediyorum. İşte bu yüzden, bugün farklı sebeplerden dolayı burada olmayanların da tercihlerini, iradesini ve gelecek ufkunu temsil etme ve onlara yer verme yükümlülüğümüz bulunmaktadır.
 
Demokrasi Cumhuriyetimizin değişmez ve değiştirilemez niteliği haline gelmiştir. Çünkü milletin dile gelmesidir demokrasi, varlığını hissettirmesi, bütün farklılıklarıyla temsil edilmesi imkanıdır. Bu imkanı derinleştirmek, milletimizin birliğinin nişanesi olan değerlerle, zenginliğinin göstergesi olan farklılıklarını koruyacak bir biçimde demokrasiyi her düzeyde geliştirmek, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ve bütün kurumların, iktidarın olduğu kadar muhalefet partilerinin de sorumluluğudur.
 
Demokratik bir Cumhuriyetin erdemi, halkı, bütün renkleriyle, sesleriyle ve iradesiyle siyasi iktidarın öznesi haline getirmesidir. En yalın haliyle, seçimler bu sürecin başladığı ve kesintiye uğratılmaksızın devam etmesi gereken yegane yöntemidir. Dolayısıyla parlamentonun çıkardığı kanunlar, halkın siyasi iradesini yansıtmaktadır.
 
ÇOĞUNLUĞUN YETKİSİ SINIRSIZ DEĞİLDİR

Modern temsili demokrasiler, seçmen çoğunluğunun tercih ettiği siyasi partilerin, yönetim yetkisini kullanması esasına dayanan, politikaları belirleme ve uygulama yetkisinin çoğunluğa ait olduğu yönetim biçimleridir. Ancak, çoğunluğun yönetim yetkisinin sınırsız olmadığı da bir gerçektir. Bu nedenle modern demokrasiler, aynı zamanda çoğunluğun iktidarının temel hak ve hürriyetleri korumak amacıyla sınırlandırıldığı, daha da önemlisi, iktidar kavramının da bu bilinçle tanımlandığı anayasal demokrasilerdir. Tarihimiz göstermiştir ki bunu bir an olsun unutanlar, milletin tecessüm etmiş iradesine zıt şeyler yapmaya kalkanlar, Türk halkının güvenini kaybetmişlerdir. Aslolan, milletin tüm birlik nişanelerinin ve farklılıklarının, varlığının ve birliğinin korunması, dile gelmesi ve temsil  edilmesidir. İktidar ve muhalefet bu çerçevede anlam taşımaktadır.
 
Bu minvalde, dünyanın sayılı ülkeleri arasına giren bir ülkenin vatandaşı ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin Cumhurbaşkanı olarak, bazı hatırlatmalarda bulunmak, bazen günlük siyasetin unutturduğu gerçekleri söyleme görevim.
SEÇİM BARAJINA GÖNDERME

Temel meselelerde demokrasi hem temsili hem de katılımcı yanıyla beraber işlemek zorundadır. Halk, her dönemde değişik siyasi görüşleri Meclis'e taşıyarak temsilin mümkün olduğunca zenginleşmesi için üzerine düşeni yapmıştır. Türkiye'nin seçimlere katılım oranları başka ülkelerle karşılaştırılmayacak kadar yüksektir. Türkiye'de demokrasinin ve siyasetin daha iyi işlemesi ve daha verimli olması için 3 önemli hususa dikkat çekmek istiyorum. Öncelikle vurgulamak istediğim husus, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde  siyasi temsilin derinleştirilmesinin ve çeşitlendirilmesinin sağlanmasıdır. TBMM'de temsilin derinleştirilmesi ve çeşitlendirilmesi, kendi içimizdeki tüm farklılıkları siyasete yansıtacaktır. Ülkenin tüm önde gelen siyasi akımlarının temsil edilmediği bir Meclis, eksik bir Meclis olacaktır.
 
Bu anlamıyla siyasal istikrar ve çoğulcu temsil birbirini dışlamaz ve dışlamamalıdır. Esasen Türkiye'nin yakın siyasi tarihine baktığımızda ilerleme ve kalkınmanın, siyasi istikrarın temin edildiği dönemlerde gerçekleştiği de bir vakıadır. Temsilde çoğulculuğu sürdürürken siyasi istikrarın sağlanması bütün siyasetçilere düşen önemli bir sorumluluktur.
Olgun bir demokrasi için altını çizmek istediğim ikinci önemli husus, katılımın daha da teşviki ve güçlendirilmesi meselesidir. Sadece siyasi partilerin değil, sivil toplum kuruluşları aracılığıyla toplumun tamamının siyasi süreçlere katılımı, Türkiye'nin temel sorunlarının çözümünü kolaylaştıracaktır. Ülke gündeminin ilk sıralarında yer alan kimlik tartışmaları, demokratik standartların yükseltilmesi, yeni anayasa yapılması, din devlet ve toplum ilişkisine yönelik tartışmalar, iktidar olsun muhalefet olsun tüm tarafların, Meclis dışındaki siyasi partiler ve sivil toplumun tüm unsurlarının da katılımını ve ortak bir anlayışa varmasını gerektirmektedir.
 
İKTİDAR VE MUHALEFETE ÜSLUP UYARISI

Demokrasinin olgunluğu, ülkenin temel siyasi meselelerinde en yüksek düzeyde katılımın teşviki ve güçlendirilmesi ile yakından ilişkilidir. Ancak bugün gelinen noktada, demokratik sistemin kendini  yenilemesi ve vizyonunu küresel standartlara yükseltebilmesi için, siyasetçilere düşen çok önemli bir görev daha vardır. Bu görev, siyaset dilinin yenilenmesi görevidir. Günün sorunlarına, açmazlarına, gelişmelerine cevap veremeyen eski siyaset dili, yeni, dinamik, hoşgörülü bir siyaset diliyle yer değiştirmelidir. Bu yeni siyaset dilinin kurulabilmesine büyük bir önem atfediyorum. Bunun sebebi, siyaset dilinin mahiyetinin sonuçları belirlemesidir. Siyaset dili, yapıcı da olabilir, yıkıcı da. Siyasetin aktörleri, kullanmayı tercih ettikleri dille ortak bir anlayışın kurulmasına da hizmet edebilirler, ayrıştırıcı olmaya da. Yakın dönem siyasi tarihimiz, eskittiğimiz siyaset dilinin yapıcı olmaktan ziyade çatışmacı olduğunun örnekleriyle doludur.
 
YENİ BİR SİYASET DİLİ ÜRETMELİYİZ

İşte bu yüzden, en az ilk iki husus kadar önemli olan üçüncü bir konu da bu çatı altında bulunan tüm milletvekillerinin, bu yeni siyaset dilinin kurulmasına katkıda bulunmasıdır. Unutmayalım ki, çözüm bekleyen temel meseleleri olan bir ülkeyiz. Kullanacağımız yeni dil, diyalog ortamının oluşmasını ve neticesinde Türkiye'nin önem arz eden meselelerinin ortak bir anlayış ile çözülebilmesini kolaylaştıracaktır.
 
FARKLI BAKIŞ AÇILARI KUTUPLAŞMA DEĞİLDİR

Referandum, halkın bizzat gerçekleştirdiği katılımın somut bir örneğidir. Aziz milletimiz referanduma yüksek oranda iştirak ederek, katılım görevini, farklı tercihlerde bulunarak da temsil görevini yerine getirmiştir. Ertesi güne de yine millet olma şuuru ve güçlü Türkiye iradesiyle uyanmıştır. Aynı tutumun siyaset kültürümüze de hakim olması gerekir. Millet, tercihine sunulan pakete farklı cevaplar vermiştir. Referandumla milletimizin iradesi tecelli etmiştir. Mesele referandum öncesinde kimin ne dediği değil, söylenenlerin toplamının milletin sözü ve iradesi olduğunu bilmek ve bunu milli bir şuur olarak selamlamaktır. Her demokratik ülkede yapılan seçim ve referandumlarda olduğu gibi, bizim ülkemizde de siyasi konularda farklı tercihler mevcuttur ve olmak zorundadır. Aksi halde demokrasi olmaz. Farklı bakış açılarını 'kutuplaşma' olarak görmek, olgunlaşmamış bir demokratik anlayışın tezahürüdür. Bu farklılıklar, dışlama, tahkir etme, yok sayma, kültürel bölünme değil, tam tersine demokratik zenginliğin bir göstergesi olarak alınmalıdır. Aslolan, referandumda temsil edilen tüm kesimlerin hassasiyetlerine, kaygılarına, umutlarına, beklentilerine cevap vermek ve tercihlerine saygı duymaktır. Bu sorumluluk, başta iktidar olmak üzere, Meclis'te olan ve olmayan bütün siyasi partilerin sorumluluğudur. Bu, sivil veya resmi tüm kurumlarımızın hassasiyetle üzerinde durması, dikkat etmesi gereken bir sorumluluktur.
 
DEMOKRASİ SADECE SEÇİMLERDEN İBARET DEĞİLDİR

Dünyanın en yetkin demokratik kurumlarını dahi kursanız, onlara eşlik eden, onları mümkün kılan ve değerini artıran bir kültür geliştiremezseniz o demokrasilerin, kalıcı bir ehemmiyeti ve değeri yoktur. Şüphesiz, demokrasi sadece seçimlerden ibaret değildir. Demokrasi bir şekil meselesi olduğu kadar, bir içerik meselesidir aynı zamanda. Kuşkusuz demokratik süreç seçimlerle başlar, halkın tercihlerine saygı duymakla başlar... Ve oradan itibaren, o seçimleri aşan vizyon, irade ve kurumlarla beraber, demokrasimiz genişleyerek ve derinleşerek yoluna devam eder. Bu yolda, açıktır ki henüz kat edilecek çok mesafemiz var.
 
YENİ ANAYASA İHTİYACI AÇIKTIR

Yetkin bir demokratik kültür ve uzlaşı ahlakını geliştirmek sadece siyasetçilere düşen bir görev olarak görülmemelidir. Bu konuda, yasama, yargı ve yürütmenin ve tüm devlet kurumlarının, sivil toplumun, bürokrasinin sorumluluğu da bulunmaktadır. İşte bu çerçevede, son referandumun en önemli kazanımı, kuşkusuz, milletin kendi seçtiği temsilcileri tarafından hazırlanmış bir değişikliğin, milletin bizzat kendisi tarafından onaylanmış olmasıdır. Ancak, bu değişiklikler, önemli olmakla beraber, yeterli değildir. Yeni bir anayasanın, tamamen sivil bir irade tarafından hazırlanması ihtiyacı bugün çok açıktır.
 
TBMM DEMOKRASİYE KARŞI HAMLELERE TEK SES OLMALIDIR

Son dönem, Türkiye'de halk iradesinin, kendi tercihlerini dikkate almayan ve demokrasi dışı yöntemlere tevessül eden odaklara karşı daha bilinçli duruşuna tanıklık ettik. Bu önemli bir gelişmedir. Milletin bu çatı altındaki temsilcileri, demokratik düzen ve ilkeler çerçevesinde milletin iradesinin tecellisi konusunda çok dikkatli olmalı ve milletin sesini bastıracak, iradesini askıya alacak girişimlere karşı durmalıdır. Demokrasimiz üzerinde her zaman tehdit teşkil etmiş olan demokrasi karşıtı plan ve programlara millet adına TBMM tek bir ses olarak karşı çıkmalıdır. Bu çatı altında, bu iradenin  varlığından kuşkum yoktur.
 
TSK'YA MESAJLAR

Açık toplumun, basın hürriyetinin olduğu bir ülkede yanlışlar hiçbir zaman saklanamaz. Anayasa ve kanunlarla verilen görevlerin dışına taşanlar söz konusu olduğunda, bütün kurumların bunlara derhal müdahale etmeleri gerekir. Bu tip bireysel ve mevzii durumlar ortaya çıktığında ise bunların istismar edilmesi, bunlar üzerinden kurumlara yönelik bilinçli veya bilinçsiz yıpratıcı tavırlar alınması bir başka büyük yanlıştır ve ülkemize çok büyük zarar verir. Söz konusu olan güvenlik güçleri ise onların yıpratılmasının sonuçları daha da vahim olur. Bu konuda herkesin dikkatini çekmek isterim.
 
YARGININ İŞ YÜKÜ FAZLA OLSA DA...

Geride bıraktığımız sürece baktığımızda, en sert tartışmaların yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı etrafında sürdürülmüş olduğunu ve bu konuda bir saflaşmanın ortaya çıktığını gördük. Bu tartışma ortamının en büyük riski, 'mülkün temeli' olduğuna inandığımız 'adalet'in işleyişinde küçük de olsa bir sapma veya aksamanın ortaya çıkma ihtimalidir. Bu ihtimali, herkes tarafından fazlasıyla ciddiye alınması gereken bir tehlike olarak gördüğümü belirtmek istiyorum.
 
Bu konudaki hassasiyet, hükümet edenlerden, muhalefetten ve genel olarak bütün siyasetçilerden beklendiği gibi, tarafsızlığını ve adalet konusundaki titizliğini, beyanları ve tutumlarıyla da göstermek zorunda olan yargı mensuplarından da beklenmektedir. İnanıyorum ki bu süreçte birey olarak hangi tarafta yer almış olurlarsa olsunlar, bütün yargı mensupları, hukukun üstünlüğüne ve adalete olan bağlılıklarını yeniden kuşanarak işlerini en adil ve tarafsız şekilde yapmaya devam edeceklerdir. Bundan şüphem yoktur.
Ayrıca, geçmiş tartışmaların en hararetli konularından birini teşkil eden 'yargı bağımsızlığı' meselesinin, sadece bir yasal statü sorunu olmayıp, en az 'tarafsızlık' kadar içselleştirilmesi gereken bir tutum ve duruş, en önemlisi de millete bağlılığın nişanesi olan vicdan meselesi olduğuna inanıyorum.
 
Diğer taraftan, bütün vatandaşlarımızın yargı sisteminin işleyişi ile ilgili ortak sorunları ve taleplerine de değinmeyi gerekli görüyorum.
 
Yargının iş yükünün fazlalığı ve bunun adaletin tecellisinde yol açtığı gecikmeler, bütün vatandaşlarımızı etkileyen en önemli sorunlar arasında yer almaktadır. Yargılama sürecindeki gecikmelerin, sebebi ne olursa olsun, tutukluluğu fiili bir mahkumiyet durumuna dönüştürmemesi gerekir. Bu tür aksaklıkların düzeltilmesi ve 'geç tecelli eden adaletin adaletsizlikten farklı olmadığı' anlayışı ile gerekli yasal düzenlemelerin en kısa zamanda hayata geçirilmesi, büyük önem taşımaktadır. Bu sorunun sadece bir yasal düzenleme konusu olmadığı, adalet mekanizmasının etkinliğinin arttırılmasının da gerekli olduğu ve bu görevin de bizzat yargı sistemine düştüğü açıktır.
 
 

Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
 
 
Gazipaşa'da Eski Köy Muhtarı 88 Gündür Kayıp
 
İşte Cildi Genç Tutmanın Sırları
 
 
FACEBOOK YORUM Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
YORUMLAR     Onay bekleyen yorum yok.
 

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
 
 
 
   
 
Bu haber henüz yorumlanmamış...

 
DİĞER HABERLER
 
Antalya Adliyesi’ne Getirilen Sanıkların İfadesi Alınıyor
Sağlık kontrolünden geçirilerek, özel yetkili savcı Yusuf Hakkı Doğan’a ...
Şanlıurfa’da 25 Kişi Gözaltında
Şanlıurfa'nın Viranşehir ve Suruç ilçelerinde düzenlenen eşzamanlı operasyonda ...
Kılıç: İlk 3 maddeye dokunulabilir
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Anayasa'nın "değiştirilmesi teklif ...
Sınav güvenliği işte böyle sağlanacak
KPSS'de yaşanan kopya skandalının ardından sınav sisteminin son teknolojiyle ...
 
 
En Fazla Parayı Diyanet Topladı
Sel felaketinin vurduğu Pakistan'a yardım için 3 ayrı kurum tarafından ...
Yalova'da 3'üncü feribot kazası
Yalova’da meydana gelen feribot kazasında iskeleye çarpan feribotun içindeki 7 kişi yaralandı
Geleneksel ‘Babıali Şenliği’ Başladı
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin (TGC) düzenlediği geleneksel 'Babıali ...
BDP'li Kaplan:1 Ay Önemli Süre
Terör örgütünü PKK'nın eylemsiz kararını 1 ay süreyle uzatmasını değrelendiren ...
 
 
İşte Başkanlık Anketi Sonuçları
Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden biri olan ‘Başkanlık Sistemi’, ...
Dinlemede Yeni Dönem
Adalet Bakanı Ergin, 'Teftiş Kurulu müfettişleri soruşturmalarında doğrudan ...
Büyük Anket Bugün Saat 17.00’de Bitiyor
BYTURCO İnternet Gazetesi’nin düzenlediği “Başkanlık Sistemine Geçilsin ...
Davutoğlu'ndan ABD'ye: Sükut-u hayal içindeyim
Cenevre'de Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'nin hazırladığı raporu ...
 
 
  GÜNÜN MANŞETLERİ
KKTC 'de Patates Krizi,Gözler Hükümette

KKTC 'de Patates Krizi,Gözler Hükümette

  ANTALYA,Mehmet Kesim'in SİZ ANTALYAYI HAK EDİYOR MUSUNUZ ? Köşe yazısını Konuşuyor
 
  KKTC'de Ziya Öztürkler'den Beklenen TARİHİ DAVRANIŞ.
  ÇOK OKUNANLAR
www.buyukantalya.com
  YAZARLAR
 
 
KKTC'de Ziya Öztürkler'den Beklenen TARİHİ DAVRANIŞ.
 
Mehmet Kesim
 
 
Erdoğan Hristodulidis Görüşmesi
 
Prof.Dr.Ata Atun
 
 
İnsanlık Hali
 
Hüseyin Kaya
 
 
KKTC'DE YEREL SEÇİM HEYECANI
 
Reşit KESİM
 
 
ANTALYA,Mehmet Kesim'in SİZ ANTALYAYI HAK EDİYOR MUSUNUZ ? Köşe yazısını Konuşuyor
 
Byturco diyor ki...
   
  Alkışlar Turgül Tomgüsehan İçin  
   
  Yılmaz Erdoğan  
  FOTO GALERİ
Güzeller Güzeli Rus Spor Spikeri, Sosyal Medyaya Damga Vuruyor

Güzeller Güzeli Rus Spor Spikeri, Sosyal Medyaya Damga Vuruyor

magazinekibi
   
  BONNE VIE Dergisi  
   
  ​Mehmet Akif Alakurt  
  ÇOK YORUMLANANLAR
 
  Bak Sen Sıla'ya!
  FACEBOOK'TA BYTURCO
  TWITTER'DA BYTURCO
  ANKET
     
 
Düzenli Olarak Spor Yapabiliyor Musunuz?

Evet
Hayır

Sonuçlar Anket arşivi
 
     
 
 
 
  •Künye
  •İletişim
  •Reklam
  •Sitene EKle
 
 
  •Antalya
  •KKTC
  •Türkiye
  •Dünya
  •Spor
  •Özel Röportaj
 
 
  •Siyasiler
  •Yaşam
  •Çeşitli
 
 
  •Spor
  •Magazin
  •Antalya
  •KKTC
  •Türkiye
  •Dünya