Törene katılan Aktürk'ün ağabeyi Cemal Gürsel Aktürk, kısa bir süre önce kardeşinin kendisine 'Tehdit alıyorum ağabey' dediğini söyledi.
Daha çok çete suçlularının kaldığı cezaevinin müdürü İsmet Aktürk'ün içinde bulunduğu 06 BP 4679 plakalı araç, dün sabah saatlerinde trafik ışıklarında beklerken yanına yaklaşan 34 KGZ 76 plakalı otomobilden peş peşe ateş açıldı. Vücuduna isabet eden 3 kurşunla ağır yaralanan Aktürk, aracın şoförü tarafından götürüldüğü Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
2 çocuk babası Aktürk'ün cenazesi, Kocaeli Adliyesi önünde düzenlenen törenin ardından Adana'nın Tufanbeyli İlçesi'ne gönderildi.
Bu sabah saatlerinde Tufanbeyli Devlet Hastanesi Morgu'ndan alınan İsmet Aktürk'ün cenazesi ilk olarak baba ocağına getirildi. Daha sonra Tufanbeyli Adliyesi önüne götürülen Aktürk için burada tören düzenlendi. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, Adana Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan, Tufanbeyli Kaymakamı Serdar Demirhan, Belediye Başkanı Ak Partili Remzi Ergü, Saimbeyli Belediye Başkanı MHP'li Mustafa Şahin Gökçe, adliye personeli, çevre illerdeki cezaevi müdürleri ile çok sayıda vatandaş katıldı.
İsmet Aktürk'ün eşi Gülay ile çocukları Mete ve Ayşegül Aktürk'ün gözyaşları içinde izlediği törenin ardından Adana İl Müftüsü Arif Gökce cenaze namazını kıldırdı. Daha sonra omuzlara alınan Aktürk'ün cenazesi götürüldüğü şehir mezarlığında göz yaşları arasında toprağa verildi.
TEHDİT EDİLİYORDU
İsmet Aktürk'ün ağabeyi Cemal Gürsel Aktürk, kardeşiyle en son ölümünden bir gün önce görüştüğünü belirterek, "20 gün önce görüştüğümde 'Tehdit alıyorum ağabey' dedi. Bir gün önce görüştüğümde ise bu konuyla ilgili hiçbir şey anlatmadı" diye konuştu. Aktürk ayrıca, kardeşinin tehditler karşısında koruma talep edip etmemesiyle ilgili soru üzerine ise kendine 'Hiç gerek yok ağabey' dediğini söyledi.
KUZENDEN ZIRHLI ARAÇ TEPKİSİ
İsmet Aktürk'ün amcasının oğlu Bülent Aktürk ise, kritik görevlerde bulunan görevlilere zırhlı araç tahsis edilmesi gerektiğini ifade ederek şöyle konuştu:
"Daha kaç tane Uğur Mumcu, Abdi İpekçi, Eşref Bitlis, İsmet Aktürk kaybedeceğiz. Böyle kritik görevlerde, makamlarda bulunan insanlara zırhlı araç verilmelidir. Diyanet İşleri Başkanlığına verilmemeli zırhlı araç, en azılı suçluların, terör örgütü suçlularının yatmış olduğu bir cezaevi müdürüne verilmesi gerekiyor. Bu utanç kaynağıdır. Bu hükümet, 'Bir Doblo'ya bin' diyor koskoca müdüre. Ben bu hükümet ve devlet yetkililerine sesleniyorum. Lütfen bir daha İsmet Aktürk, Uğur Mumcu, Abdi İpekçi, Eşref Bitlis ölmesin. Onlar bu vatanın dürüst evlatları. O yüzden sesleniyorum. Benim amcamın oğlu, kalbim yanıyor, içim eriyor."
Avukat Emrah Aktürk ise, amcası İsmet Aktürk'e, onu tanıyan kişilerce 'Dürüst müdür' diye lakap takıldığını, dürüstlüğünün yanında disiplinli bir yönetici olduğunu belirterek, "Hatta en son Antalya'da Adalet Bakanlığı'nın seminerinde birileri tarafından 'Seni bir yere düzeltmeye gönderiyorum' denilen bir insan. Maalesef dürüst ve disiplin çalışması sebebiyle böyle bir suikast yapıldı. Allah onların belasını versin. Şu anki aşamada maalesef bu devletin büyüklüğü tartışılmaz ama o taraftan da acılıyız, ne bir helikopter ne de bir uçak tahsis edildi cenaze için. Daha kaç tane dürüst ve değerli insan kaybedeceğiz" diye konuştu.