Cumhurbaşkanı Erdoğan BM Genel Kurulu'nda Konuştu
|
|
|
|
Erdoğan, BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, "Bizim yaşadığımız tecrübeyle sabittir ki FETÖ ile bu aşamada mücadele etmezseniz yarın çok geç olabilir." dedi. |
|
|
|
21 Eylül 2016 Çarşamba - 09:00 |
|
|
|
|
|
|
|
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Kurulu'nda Suriye krizine ve 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Açılış konuşmasını ABD Başkanı Obama'nın yaptığı 71'inci BM Genel Kurulu'nda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 16. sırada açıklamalarda bulundu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Kurulu'nda 16. sırada konuşma yaparken mülteci krizi ve Suriye'de yaşanan gelişmelere dair önemli ifadeler kullandı.
Uluslararası kamuoyunun Filistinli çocuklara borcu olduğunu söyleyen Erdoğan, İsrail ile ilişkilerin geliştirilmesinin bu konuya yardımı olacağına dikkat çekti.
Erdoğan ayrıca tüm dünya ülkelerinin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tehditi altında olduğunu belirtirken 15 Temmuz'da yaşananları anlattı.
İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları;
"UTANÇ VERİCİ BİR TABLO"
"21. Yüzyılda insanlık, bilim, teknoloji ve ekonomi bakımından zirve dönemini yaşıyor ancak bu parlak tablonun utanç verici bir yüzü de var. Suriye'de, Irak'ta terörün kıskacında inleyen birçok ülkede yüzbinlerce kadın çocuk ve genç öldürülmeye devam ediliyor. Ölüm ve zulümden kaçan mülteciler Avrupa şehirlerinde aşağılayıcı muamelelerle karşı karşıya kalıyor. DAEŞ, El Nusra, YPG ve PKK gibi terör unsurları bölgedeki eylemlerini sürdürüyor."
"Dünyanın birçok ülkesinde insanlar açlık ve sefaletle boğuşuyor. Utanç verici bir tablodur. Daha da acısı bu krizlerin çoğu kolayca çözülebilecek mahiyette. Gelecek nesillerin huzuru, refahı ve güvenliği bugünden atacağımız adımlara bağlı. Zaman sorunların üzerine kararlılıkla gitmek zamanıdır."
"KARŞINIZDA BULUNUYORSAM MİLLETİMİZİN CESUR VE ASİL DURUŞU SAYESİNDEDİR"
"Günümüzde terör örgütleri çeşitli şeylere başvuruyor. 15 Temmuz gecesi kısa adı FETÖ olan Fetulalhçı Terör Örgütü'nün başlattığı darbe girişimine maruz kaldık 241 vatandaşıımızı şehit ettiler. Parlamento binamız, Cumhurbaşkanlığı Külliyemiz bu terör örgütü tarafından savaş uçaklarıyla bombalandı. Tanklar insanları ezip geçti. Helikopterlerden sivillerin üzerine ateş açıldı. Bu darbe girişimi milletimizin demokrasisine, geleceğine ve anayasal düzenine kahramanca sahip çıkmasıyla bertaraf edildi. Milletimle iftihar ediyorum. Ve 29 gün gece sabahlara kadar demokrasi nöbetleri tuttukları için iftihar ediyorum. Hain darbe teşebbüsünü canını hiçe sayarak, bedenini tankların önüne siper eden milletimle iftihar ediyorum. Karşınızda bulunuyorsam milletimizin cesur ve asil duruşu sayesindedir"
"FETÖ İLE MÜCADELE ETMEZSENİZ YARIN GEÇ OLABİLİR"
"Bugün temsil edilen ülkelerin büyük bölümü bu yapılanmanın tehditi altındadır. Türkiye'nin ötesinde tüm dünyayı boyunduruğu altına almak gibi derin sapkınlık içerisindedir. Devlet kurumlarına sızmak, toplumu etkilemek ve ekonomik kaynaklara hakim olma hedefindeler. FETÖ'ye süratle önlem alınması çağrısında bulunuyorum. FETÖ ile mücadele etmezseniz yarın çok geç olabilir. Bu örgütün kurumları ve örgütle bağlantılı kişiler tarafından kullanılan Türkiye gibi ifadelerin kesinlikle ülkemizle ilgisinin bulunmadığını belirtmek isterim."
"NİYE TÜRKİYE'YE GELDİNİZ DEMİYORUZ"
"Suriye'de 12 milyon insan yerini yurdunu kaybetti. 2 milyon 700 bini benim ülkemde. Evimizde misafir ediyoruz. Niye Türkiye'ye geldiniz demiyoruz. Kapılarımızı kapatmadık, zira bombalardan kaçan uçakların attığı bombalardan kaçan bu insanlara karşı bizler insani ve vicdani görevimizi yaptık, devam edeceğiz. Dünya, Batı almayabilir, ama biz alacağız. Çünkü insanız. Öyleyse bu felaket karşısında kapılarımızı açmak durumundayız"
"TOPLAMDA 25 MİLYAR DOLAR HARCAMA YAPILDI"
"Suriye halkı katil ve terörist bir iktidarın pençesinde tükeniyor. Bu süreçte uluslararası toplum insani değerler sınavında sınıfta kaldı. Şu ana kadar bizim faturalı olarak yaptığımız harcama 12 buçuk milyar dolardır. STK'lar, belediyelerin yaptığı harcamalar bir o kadar. Toplamda 25 milyar dolar harcama yapıldı. Peki dünyadan size ne geldi? Çatısı altında bulunduğumuz BM'den gelen destek 525 milyon dolar. Başka herhangi bir şey yok. Avrupa Birliği de verdiği sözleri tutamadı. UNICEF'e 178 milyon dolar gönderdiler, o kadar. Fakat Türkiye'ye gelen yardım söz konusu değildir.
"AKRABAMIZ VE KOMŞUMUSZ SURİYELİLERİN KIYAMETİNE SESSİZ KALMADIK"
"Meselenin başından beri tüm insanlığın sorunu olduğu inancıyla, bölgesel ve küresel güçlerle işbirliği yapmaya özen gösterdik. Akrabamız ve komşumuz Suriyelilerin bu kıyametine sessiz kalmadık, kalmayacağız. 3 milyon mülteciye bizler hiçbir etnik mezhep veya din ayrımı gözetmeksizin kucak açtık. Türkiye'deki bu çadır kentlerde konteyner kentlerde misafir ettiğimiz insanlarla ilgili desteğimiz sürecek. AB olmak üzere bize katkı sözü verenler sözlerini yerine getirmediler. Aynı şekilde BM de verilen sözlerini yerine getirsin. Bu genel kurul bu sesi tüm dünyaya duyurma bakımından da çok önemlidir."
"SURİYE TOPRAKLARINDA KİMSENİN GÖZÜNÜN OLMAMASI GEREKİR"
"Bizim Suriye'nin topraklarında asla gözümüz yoktur. Bütün mesele Suriye, Suriyelilerindir. Suriye topraklarında kimsenin gözünün olmaması gerekir. Suriye muhalefetine verdiğimiz destekle başlayan Fırat Kalkanı Harekatı umutsuzluğun hakim olduğu bir bölgede istikrarın, huzurun ve dengenin yeni tesisi için kritik bir öneme sahiptir. PKK, PYD terör örgütünün önceliğinin DAEŞ ile mücadele etmek olmadığı bu operasyonla birlikte açıkça ortaya çıktı. Operasyon, Suriye'deki ılımlı muhalif unsurların özgüvenlerinin yerine gelmesini de sağlamış oldu. Hatta bu gelişme Musul'u DAEŞ teröründen kurtarmak isteyen Irak'taki yerel güçleri de cesaretlendirdi.
"SABRETTİK ANCAK 14 AĞUSTOS'TA..."
"911 km sınırımız var. Ve Türkiye tehdit altındadır. Sabrettik ancak 24 Ağustos'ta Gaziantep'te bir düğün merasiminde 14 yaşındaki çocuğu canlı bomba yapmak suretiyle kalabalığın içerisinde göndererek patlattılar. O ana kadar duran Türkiye artık duramazdı ve ılımlı muhaliflerle birlikte bizler bu olaya müdahale ettik. Cerablus'tan DAEŞ'ı derdest ettik. Rai'de de aynı şekilde. Böylece Cerabluslu Cerablus'a, Rai'li Rai'ye yerleşmiş oldu. Terör koridoru olmaktan çıktı bölge, barış koridoru halinde geldi"
"YERLEŞİM YERLERİ İNŞA ETMEYİ PLANLIYORUZ"
"Cerablus'taki Fırat Kalkanı Harekatı sayesinde bölge halkı evlerine dönmeye başladı. Bölgenin elektrik ve su altyapısını çalışır hale getirmek için hemen harekete geçtik. Kızılay, AFAD ve sivil toplum kuruluşlarımız bölge halkının ihtiyaçlarını yerinde karşılıyor. Yine bu bölgede ülke dışına gitmiş tüm mültecilerin de kullanacağı tüm sosyal donatılara sahip yerleşim yerleri inşa etmeyi planlıyoruz. Bunun için güvenli alan haline getirdiğimiz yerlerin uçuşa yasak bölge ilan edilmesine yönelik kararlı bir duruş göstermeli ve hep birlikte çalışmalıyız."
'BM VE GÜVENLİK KONSEYİ, SURİYE REJİMİNE NE KADAR MÜSAMAHA GÖSTERECEK?'
"Hayata geçirilmesi için yoğun çaba sarf ettiğimiz ateşkes maalesef işler hale gelmedi. İşte görüldüğü gibi ateşkes ortadan kalktı ve dün de BM konvoyuna bir saldırı rejim tarafından yapıldı. Bunun neticesinde bir kişi öldü ve yaralılar, vesaire. Suriye rejimi, BM gözetimindeki yardımların acil insani yardıma ihtiyacı olan Halep halkına ulaştırılmasına izin vermiyor. Hatta yardım konvoylarına saldırıyor. Rejimin insanları açlığa mahkum ederek 'Ya teslim ol ya öl' politikasına BM ve Güvenlik Konseyi daha ne kadar müsamaha gösterecek? Irak'ın en büyük gücünü oluşturan etnik ve mezhebi çeşitliğiliği muhafaza edecek siyasi durumun oluşturulamayacağı görülüyor. Bölgede yeni sorunlara yol açabilecek 1 milyondan fazla insanın sığınmacı durumuna düşeceği insani krizin çıkması kaçınılmazdır."
"ULUSLARARASI TOPLUMUN FİLİSTİNLİ ÇOCUKLARA BİR BORCUDUR"
"Filistin halkına iki devletli çözüm temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan her bir Filistinli için bir huzur kaynağı olacak hür bir Filistin’de yaşama imkanı tanınması, uluslararası toplumun Filistinli çocuklara bir borcudur. Harem-i Şerif’in kutsiyetine özellikle İsrail tarafından saygı gösterilmesi, statüsüne yönelik ihlallere artık bir son verilmesi gerekiyor. İsrail ile normalleşen ilişkilerimizi, gerek barış sürecinin kolaylaştırılması, gerekse Filistinli kardeşlerimizin yaşadığı bu ekonomik ve insani sıkıntıların giderilmesi için değerlendirmeye çalışacağız"
AVRUPA BİRLİĞİ'NE MÜLTECİ KRİZİ TEPKİSİ
"Dünyada en az gelişmiş ülkelere destek konusunda ilk 3 sırasında ABD, Türkiye ve İngiltere var. Gayri safi milli hasılaya göre en fazla biz yardım ettik. En fazla sayıda mülteciye ev sahipliği yapan ülke olarak, elinden gelen tüm gayreti gösteren ülkeyiz. Suriyeli mülteciler konusunda geçen yıl BM oturumunda ilk kez ele alındı. G20'nin gündemine göç ve terörizm konularının alınması ülkemizin girişimleri neticesinde gerçekleşti. Avrupa Birliği ile, mülteci krizine karşı işbirliği içinde hareket ediyoruz. Ege Denizi'ndeki ölümlerin önünü almak amacıyla, 2015 Ekim ayında günlük 7 bin olan düzensiz göç rakamının, son aylarda 50'ye kadar düşmesini sağladık. Bu tablo, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile olan mutabakatı çerçevesindeki taahhütlerini başarıyla yerine getirdiğini gösteriyor. Ne var ki, 18 Mart 2016'da varılan mutabakatta Avrupa Birliği tarafından verilen sözlerin adeta unutulduğunu, karşımıza sürekli suni mazeretlerin çıkarıldığını görmenin üzüntüsü içindeyiz."
"DÜNYAYI 5 ÜLKENİN AĞZINA MAHKUM EDEMEZSİNİZ"
"Güvenlik Konseyi'ni, temsil niteliği güçlendirilmiş, daha demokratik, adil, şeffaf ve etkin kılacak kapsamlı bir reform üzerinde mümkün olan en geniş uzlaşmayı sağlamalıyız. Birleşmiş Milletlerin reforme edilmesi gerekir. Özellikle barışı koruma ve inşa faaliyetlerinin daha etkin hale getirilmesi konusunda Genel Sekreter Ban Ki-mun önderliğinde atılan adımları takdirle karşılıyoruz. Bununla birlikte uluslararası barış ve güvenliğin temininden sorumlu ana organ olan BM Güvenlik Konseyi reforme edilmekçe bu çabaların tam manasıyla amacına ulaşamayacağı açıktır. İşte bu sebeple, 'Dünya 5'ten büyüktür" gerçeğini her fırsatta, uluslararası kamuoyuna hatırlatıyoruz hatırlatıyorum. 1. Dünya Savaşı şartları içerisinde yapılmış BM Güvenlik Konseyi'nde aynı şeyi yaşamamız mümkün değil. 5 ülkenin ağzına dünyayı mahkum edemezsiniz. Ama dünya şimdi bu 5 ülkeye mahkum edildi. Böyle bir BM Güvenlik Konseyi olamaz. Tüm dünyanın temsil edilmediği BM Güvenlik Konseyi, adaleti tesis edemez. Düşünebiliyor musunuz 3 tane ülke Avrupa'dan, 1 ülke Asya'dan, bir ülke ABD. Dünyanın diğer ülkeleri ne olacak? Bunları bir kenara koyuyoruz. 20 ülke mi BM Güvenlik Konseyi'nde olacak, bunlar daimi olsun. Ve hepsi de dünyayı temsil etmek üzere tüm dünya ülkeleri burada yerini alsın. Adalet ancak böyle tesis edilir."
"DEMOKRASİ DİYORSAK ANCAK BU ŞEKİLDE SAĞLAYABİLİRİZ"
"Siyasetçi omurgalı olacak, inandığı doğruları söyleyecek. Eğer demokrasi diyorsak ancak bu şekilde sağlayabiliriz. Irkçılık ve İslam karşıtlığı milyonlarca vatandaşı olan Türkiye için önemli bir konudur. 10 yıl önce dönemin İspanya Başbakanı ile bu tehditlere karşı kalıcı çözümler amaçlıyorduk. 2010'da Finlandiya ile BM çatısı altında barış için arabuluculuk girşimine ilginin artmasından da memnuniyet duyuyoruz. Birlikte oluşturduğumuz 2030 Birlikte Kalkınma hedefi hepimiz için iddialı şeyler içeriyor. Türkiye olarak 2011 yılında yaptığımız en az gelişmiş üllkelere yılda 200 milyon dolar verme iddiamızın üzerine çıktık"
"71. Genel Kurul'un yaşanan acıları dindirmek ve dünyamızı değiştirmek için bir başlangıç olmasını diliyorum. BM üyesi tüm ülke ve halkları, ülkemin en kalbi duyguları ile selamlıyorum, kalın sağlıcakla"
|
|
|
|
|
|
|
FACEBOOK YORUM |
Yorumlarınızı
Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın... |
|
|
|
|
|
|
|
YORUMLAR |
Onay bekleyen yorum yok. |
|
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din,
ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük
harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bu haber henüz yorumlanmamış...
|
|
|
|
|
|
|
|
DİĞER HABERLER |
|
|
|
|
|
|
|