Türkiye’yle her olasılığı değerlendirdiklerini ve her duruma karşı bir yol haritaları bulunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, görüşmelerle bir yere varılamıyorsa mevcut kalıplar dışında bazı alternatiflerin gündeme gelmesinin kaçınılmaz olacağını; bunların neler olabileceği konusunda ise özellikle soğuk harbin bitiminden bu yana uluslararası alandaki gelişmelere bakmanın yeterli olduğunu ifade etti.
“Statükonun devamı kabul edilemez! Kıbrıs Türk halkı barışçı tutumuna rağmen mağdurdur” diyen Eroğlu, Kıbrıs Türk halkına uygulanan ambargoların insanlık ayıbı olduğunu yineledi.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, LTB’deki sorunun uzamasının çok üzücü olduğunu, artık bir formülle aşılma sürecine girilmesi gerektiğini belirterek, ülke karanlıkta kalmadan elektrikteki sorunlara da çözüm bulunmasını istedi.
Kimsenin anayasa ve yasaların üstünde olmadığını vurgulayan Eroğlu, yasaların Anayasa dikkate alınarak yapılması, yeni bir ekonomik program uygulamaya konulacaksa konulması gerektiğini söyledi.
KKTC’nin 29. kuruluş yıldönümü nedeniyle Lefkoşa’da Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda düzenlenen törende konuşan Cumhurbaşkanı Eroğlu, bugün Kıbrıs Türk halkının en mutlu gününü yaşadığını, Anavatan Türkiye’yle birlikte uğruna nice şehitler verdikleri, cefalar ve sıkıntılar çektikleri egemenliğin, özgürlüğün, kendi kendini yönetme iradesinin, Türkiye’yle birlikte yürüme kararlılığının simgesi cumhuriyetin, devletin 29 yaşına ulaştığını söyledi.
“Kim ne derse desin, kim aleyhinde ne kadar isterse uğraşsın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti doğmuştur, fiilen yaşıyor ve yaşamaya devam edecektir” diyen Eroğlu, istedikleri sonuca ulaşmanın bir süreç meselesi olduğunu; varoluş, özgürlük ve egemenlik mücadelelerinin devam ettiğini kaydetti.
“HEDEF ULUSLARARASI ALANDA TESCİL ETTİRMEK, PERÇİNLEMEK”
Eroğlu, hedeflerinin KKTC devletiyle ortaya konan siyasi, sosyal, ekonomik hakları uluslararası alanda tescil ettirmek, perçinlemek olduğunu vurguladı. Bunu Rum komşularla varılacak bir anlaşmayla bütünleştirmeyi dilediklerini ancak bu olmuyorsa daha uzun süre haklarının yenmemesi gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Eroğlu, verdikleri mücadelenin uluslararası hukuka uygun, insan haklarıyla bağdaşan, çağdaş bir mücadele olduğunu ifade etti.
Göreve başladığı günden beri halkın kabul edebileceği, onu 1974 öncesine götürmeyecek bir anlaşmaya imza koyacağını vurguladığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Eroğlu, görüşme tutanaklarının ilgili kişilerce rahatlıkla takip edilebildiğini, kendisinin de zaman zaman meclise, partilere, danışma ve halk konseylerine bilgi verip değerlendirmelerini aldığını anlattı.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kıbrıs Rum tarafının uzlaşmaz tutumu yüzünden Kıbrıs konusunun özüne yönelik görüşmelerin bir süredir tıkandığını kaydederek, ocak ayındaki 2. Greentree toplantısında Rum lider Hristofyas’ın katı tutumu yüzünden istenilen hedefe ulaşılamadığını; Hristofyas’ın şubat ayında yapılacak başkanlık seçiminde aday olmayacağını açıkladığını hatırlattı.
Eroğlu, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un raporuna göre görüşmelerdeki tıkanıklığın ancak iki tarafın mutabakatıyla aşılabileceğini, kendilerine göre de mutabakat ihtimalinin ancak Rum kesimindeki seçimlerden sonra ortaya çıkabileceğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, en güçlü aday görülen Nikos Anastasiades ve ona destek vereceğini açıklayan DİKO ile DİSİ’nin tutumlarına bakıldığında çok da ümitlenmenin mümkün görünmediğini kaydederek, Anastasiades’in dönüşümlü başkanlığı ortadan kaldırmak istediğini, oysa bunun artık BM parametresi haline geldiğini; Anastasiades’in Rum seçmenlerin yüzde 75’ini temsil eden kitlenin ve partilerin desteğini almadan masada öneri yapmayacağını ve görüşmelerin seviyesini liderlerden görüşmeciler düzeyine indireceğini söylediğini belirtti.
“Bu da demektir ki uzlaşma ümitlerimizi yüksek tutmamız yanlış olur. Ancak yine de iyi niyetle bekleyecek ve göreceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kıbrıs’taki gerçekler ve barış istencinin ön plana çıkmasını ve Kıbrıs konusunda ilerleme sağlanması umudunu ifade etti.
HER DURUMDA YOL HARİTASI
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Türkiye ile sürekli temas halinde olduklarını ve her olasılığı değerlendirdiklerini, her duruma karşı bir yol haritaları bulunduğunu söyledi.
Görüşme sürecinde takvimlemeyle, sonuç alıcı bir yöntem ve çok taraflı toplantıyla hedefe yürümek istediklerini, eğer bir yere varılamıyorsa mevcut kalıplar dışında bazı alternatiflerin gündeme gelmesinin kaçınılmaz olacağını ifade eden Eroğlu, şöyle devam etti:
“SOĞUK HARBİN BİTMESİNDEN SONRAKİ GELİŞMELERE BAKMAK YETERLİ”
“Bunların ne olabileceği konusunda ise özellikle soğuk harbin bitiminden bu yana uluslar arası alanda yer alan gelişmelere bakmak yeterli olacaktır. Statükonun devamı kabul edilemez! Kıbrıs Türk halkı barışçı tutumuna rağmen mağdurdur.
Bir anlaşma sağlanamıyor diye ambargolara, izolasyona maruz kalmamız bize göre bir insanlık ayıbıdır. Umarız tüm bunlar dikkate alınır ve artık yolumuz kesilmez, daha fazla mağdur edilmeyiz. Bizim gençlerimizin, bizim sporcularımızın da en az Rumlar kadar uluslararası müsabakalara katılma hakları vardır. Turistler ve bizim insanımız da doğrudan uçuşlarla ülkesinden, başka ülkelere veya başka ülkelerden ülkemize seyahat edebilmelidir.
Biz Kıbrıs’ta var olan gerçeklere dayalı bir anlaşma yaparak bölgemize örnek olmak istiyoruz.
Türkiye ve Yunanistan’ı ayıran, onlara sorun yaratan değil; iki halkın Anavatanlarının işbirliğini, dayanışmasını artıran bir noktaya gelmeliyiz. Biz bunun için çalışıyoruz.”
“YAPICI ÖNERİ KOYDUK, OLUMSUZ YANIT ALDIK”
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, ada etrafındaki hidrokarbon yatakları konusunda yapıcı bir öneri ortaya koyduklarını ama olumsuz yanıt aldıklarını belirterek Rum tarafının tutumunu eleştirdi; petrol ve doğalgazın Kıbrıs’ta çözüm için olumlu bir unsur olarak kullanılabileceğini ve bundan herkesin kazançlı çıkabileceğini söyledi.
Her halükarda, önerilerinin Anavatan Türkiye ve kendilerinin bugüne kadar yaptıkları uyarılarla birlikte geçerliliğini koruduğunu belirten Eroğlu, yeni seçilecek Rum Yönetimi liderinin buna olumlu yanıt vermesini diledi.
“TÜRKİYE’Yİ BİR BÜTÜN GÖRÜYORUZ”
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Anavatan Türkiye’yi bir bütün gördüklerini ve milli çıkarlar doğrultusunda yürüyen herkese aynı mesafede olmayı tarihi sorumluluklarının gereği saydıklarını ifade ederek, “Güçlü bir Türkiye’nin güçlü bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti anlamına geldiğini biliyoruz” dedi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, devlet ve hükümet yetkililerinin zaman zaman Kıbrıs konusunda yaptıkları açıklamaların kendilerine güç verdiğini kaydeden Eroğlu, TBMM’nin kararlarının ve Kıbrıs milli davasına sahip çıkışının da büyük değer taşıdığını vurguladı.
İslam ülkeleri ve Türk dünyasıyla ilişkilere de önem verdiklerini, dış ilişkileri daha iyi duruma getirerek kendilerini dünyaya daha iyi anlatmak için çalıştıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Anavatan Türkiye ile birlikte el-ele, gönül-gönüle daha güzel yarınlara doğru yürüyeceğiz. Kimse bizi bizden ayıramaz. Bu yönde beklenti içinde olanlar hayal içinde yaşıyorlar. Biz Anavatanımız Türkiye’ye güveniyor ve inanıyoruz. Anavatan Türkiye’nin de bize güvendiğinden, inandığından eminiz. Daha müreffeh, daha çağdaş, demokratik değerleri en üst seviyeye taşımış, gerçek anlamda iki kardeş ülke olarak sonsuza dek yaşayacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, “Anavatanımıza olduğu kadar kendimize de güvenmeliyiz” diyerek, 8 üniversitenin bulunduğunu ve ne kadar övünseler az olduğunu söyledi.
“Üniversite olayına dört elle sarılmalı, gerekli tüm çalışmaları yaparak öğrenci sayımızı ilk etapta 60 bine, daha sonra ise 100 bine çıkarmalıyız” diyen Eroğlu, turizmin de gelecekleri olduğunu vurguladı.
Milli gelire katkının artması için 30 bin yatak kapasitesi hedefinin 50 bine çıkarılması gerektiğini belirten Eroğlu, ne gerekirse yapılması, mazeret yerine çare üretilmesi gerektiğini kaydetti.
Eroğlu, gelen turistin sadece kum ve güneşten yararlanmasının yeterli olmadığını; turistlerin alış-veriş yapacağı, tüketimlerini artıracağı, çağdaş mekanlar sunmanın da şart olduğunu vurgulayarak turistlere restoranlara, tarihi yerlere çekebilmenin yolunu bulmanın zaruri hale geldiğini söyledi.
“SU, ADANIN KADERİNİ DEĞİŞTİRECEK NİTELİKTE”
“Anavatan Türkiye’den su getirilmesi projesi sadece bizim değil, eğer akıllı ve barışçı davranılırsa tüm Ada’nın kaderini değiştirecek niteliktedir ama buna hazır olmalı, gerekli çalışmaları yapmaya başlamalı, hatta sonuçlandırmalıyız” diyen Eroğlu, 7 Mart 1014’te suyun ve elektrik de getirilmesiyle 10-15 yıl içinde KKTC vatandaşlarının refahının bugünle kıyaslanmayacak ölçüde artacağını söyledi.
“LTB’DEKİ SORUNUN UZAMASI ÇOK ÜZÜCÜ”
Sorunların bulunduğunu ancak aşılamayacak sorunlar olmadığını kaydeden Eroğlu, güncel meselelerin karşılıklı anlayış ve diyalogla halledilmesi gerektiğini söyledi. Eroğlu, Lefkoşa Belediyesi’ndeki sorunun uzamasının çok üzücü olduğunu, diğer belediyelerdeki sıkıntıların artık bir formülle aşılma sürecine sokulması gerektiğini ifade etti.
“KARANLIKLA KARŞILAŞMADAN ÇÖZÜM BULUNMALI”
Eroğlu, “Elektrik Kurumu çalışanlarının söyledikleri ortadadır. Ülkemiz karanlıklara karşılaşmadan çözüm bulunmalıdır” diyerek, Özelleştirme Yasası’nın Anayasa Mahkemesi’nin de kararıyla yürürlükte olduğunu, kimsenin Anayasa’nın ve yasaların üstünde olmadığını, yasaların Anayasa dikkate alınarak yapılması, yeni bir ekonomik program uygulamaya konulacaksa konulması gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, ekonomik tedbirlerin zamanında alınması, ilgili kesimlerle diyalog ve onlardan da öneriler alarak değerlendirilmesi, kısır iktidar-muhalefet çekişmesi yerine vizyon üreten, bu ürettikleri ile hizmet için yarışan bir siyasal rekabet ortamına süratle ulaşmak gerektiğini belirtti.
“ANAYASA, SİYASİ PARTİLER, SEÇİM YASALARI DEĞİŞMELİ”
“Siyasal ve sosyal sorunlar için vizyoner davranılmalı, Cumhuriyet Meclisimiz etkin ve verimli bir şekilde devrede olmalıdır. Ciddi politik reformlar yapmaktan kaçınmamalıyız” diyen Eroğlu, uzun yıllardır konuşulan Anayasa değişikliğinin artık sonuca taşınması gerektiğini vurguladı.
Seçim ve Halk Oylaması Yasası ile Siyasi Partiler Yasası’nın değişmesi, kamu reformunun yapılması gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı, bunların partilerin ortak hedefi haline gelmesi ve en geniş uzlaşıyla sonuca bağlanması gereğini dile getirdi.
“DEMOKRASİMİZE GÖZÜMÜZ GİBİ BAKMALIYIZ”
Cumhurbaşkanı Eroğlu, cumhuriyetin Atatürk’ün dediği gibi fazilet ve demokrasiyi en iyi işleten sistem olduğunu vurgulayarak, “Demokrasimize gözümüz gibi bakmalıyız. Her türlü sorunun çözümü demokrasidedir. Tartışmaktan, eleştirmekten, eleştirilmekten korkmamalıyız.
Bilime, ilime, sanata, kültüre, spora önem vermeliyiz. Çağımız hızla gelişiyor, değişiyor. Dünyayı takip etmeliyiz. İletişim alanındaki baş döndürücü gelişmeler iyi izlenmeli, üniversitelerimizin çağdaş gelişmelere ayak uydurmasına ağırlık vermeliyiz” diye konuştu.
“DENKTAŞSIZ... BURUK”
Konuşmasının sonunda özgürlük mücadelesi lideri Dr. Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş başta olmak üzere devlet ilanındaki sürece katkı sağlayan herkesi rahmet ve minnetle anan Cumhurbaşkanı Eroğlu, ilk kez Denktaşsız bir Cumhuriyet Bayramı kutlamanın burukluğunu yaşadıklarını ancak gururlu da olduklarını söyledi.
Eroğlu, “O’nun halkımız ve anavatanıyla el ele yarattığı bu eser hepimizin en büyük övünç kaynağıdır. Bu Cumhuriyet’in kurulmasının her aşamasında onun eşsiz hizmetleri, alın teri, göz nuru vardır. Kıbrıs Türk halkı asla Denktaş’ını unutmayacaktır. Ruhu şad olsun” dedi.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Türkiye’ye ve cumhuriyetin kuruluğuna katkı sağlayanlara şükranlarını ifade ederek, “Ne mutlu bize ki devletimiz var, özgürüz. Anavatanımızla el-ele, gönül gönüle geleceğe güvenle ilerliyoruz” dedi ve halkın bayramını kutladı.
_1600x1067R9654.jpg)
Arkadaşına Gönder
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
.jpg)
_1600x1067R9654k1.jpg){kind=small}
k1.jpg)
k1.jpg){kind=small}
