Osman Ertuğ, “Unutulmamalıdır ki ortak açıklama kendisi bir amaç değil, bizi kapsamlı uzlaşıya götürebilecek bir araçtır” dedi.
Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, Ertuğ, tam teşekküllü müzakerelerin bir yıllık bir gecikmeden sonra nihayet başladığı ve mevcut fırsat penceresinden yararlanılmak suretiyle kısa sürede olumlu bir sonuca götürülmesinin beklendiği bir aşamada tek yanlı yorum ve beyanların sürece zarar verdiğini ifade etti.
Ertuğ tarafından yapılan açıklamada, “Bu cümleden olmak üzere, Sayın Mavroyiannis’in, öngörülen iki toplumlu, iki kesimli yeni federal ortaklığın nasıl oluşacağına ilişkin beyanları özellikle kaygı vericidir. Başarılı bir sonuç için ümit ve beklentilerin yeniden yükselmiş olduğu bir dönemde bu tür yorum ve beyanlardan kaçınılması gerektiği açıktır” denildi.
“BM PARAMETRELERİNE TERS”
Mavroyiannis’in, bahse konu federal devletin salt bir anayasal egzersizle ve “editoryal düzeltme” diye tanımladığı bir çalışmayla oluşacağını iddia ettiğini söyleyen Ertuğ, bu söylemlerin konuya ilişkin mevcut Birleşmiş Milletler (BM) parametrelerine de ters düştüğünü belirtti.
Yapılan çalışmanın yeni bir ortaklık devleti kurma çalışması olduğunu vurgulayan Ertuğ, bunun somut koşullarının masada yapılacak görüşmelerle her iki tarafça birlikte belirleneceğini ifade etti.
Mavroyiannis’in, “geri dönüş hakkının mülkiyet haklarının üzerinde” olduğu şeklinde bir söylemle kendine göre bir “haklar hiyerarşisi” yaratmaya çalıştığını söyleyen Ertuğ, “Biz, bireysel hak ve özgürlüklerin inkarından değil, bu hak ve özgürlüklerin, üzerinde mutabık kalınan en temel parametrelerden birisi olan iki toplumluluk ve iki kesimliliğe halel getirmeyecek şekilde nasıl düzenleneceğinden bahsediyoruz” dedi.
Ertuğ, şöyle konuştu:
“Kimse bireysel hak ve özgürlükleri diğer toplumun, toplumsal ve bireysel hak ve özgürlüklerine zarar verecek, halel getirecek şekilde kullanamaz ve kullanmamalıdır. Kıbrıs adasında bazı ‘mağduriyetleri’ gidermek adına yeni mağduriyetlerin yaratılamayacağı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin konuya ilişkin kararlarıyla da teyit edilmiştir. Sayın Mavroyiannis’in söylemlerinde ‘geriye dönme hakkı’ adı altında, 1974 öncesine dönüşün reçetesinin yazılmaya çalışıldığını görüyoruz. Halbuki, süreç, geriye değil ileriye bakmamızı ve geleceğin Kıbrıs’ının eskisinden daha sağlam, geçmişin acılarını yaşatmayacak yeni bir ortaklık temeli üzerine inşa edilmesini gerektirmektedir”
“KELİME OYUNLARINA YÖNELİYOR”
Ertuğ, üzerinde çok tartışılan egemenlik konusunda Mavroyiannis’in kendi tarafının anlayışına göre yaptığı tek yanlı yorumun, ortak açıklamanın lafzı ve ruhuyla bağdaşmadığını ve bir talihsizlik olduğunu kaydetti.
Geleceğin federal Kıbrıs’ında iki taraf arasında eşit şekilde paylaşılacak olan egemenliği bu tür yorumlarla soyut tartışmalara çekmeye çalışmayı, ortak açıklamayı amacından saptırmaya yönelik bir yaklaşım olarak değerlendirdiklerini belirten Ertuğ, “Unutulmamalıdır ki ortak açıklama kendisi bir amaç değil, bizi kapsamlı uzlaşıya götürebilecek bir araçtır” dedi. Ertuğ, Mavroyannis’in kelime oyunlarına yöneldiğini söyledi.
Ertuğ, artık yetkilerin, geniş kabul gören olağan anlamı gereği, Kurucu Devletlerde kalacak olan yetkiler olduğunu ifade etti.
Kurulması öngörülen iki toplumlu, iki kesimli yeni ortaklığın tek uluslararası kimliği ve tüm BM üyesi ülkelerde olduğu gibi bir tek egemenliği olacağının ortak açıklamada yer aldığını vurgulayan Ertuğ, ancak bu egemenliğin eşit şekilde Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlardan, yani iki halktan eşit şekilde kaynaklanacağının da bildiride yer aldığını ifade etti.
Bu soyut kavramların pratikte nasıl uygulanacağı, örneğin, dış politikanın nasıl oluşturulacağının müzakere masasında belirlenmesi gerektiğini söyleyen Ertuğ, Mavroyiannis’in buna kendi tek yanlı yorumlarını getirmesinin uzlaşıcı bir zihniyetle bağdaşmadığını belirtti.
“ÜSLUBU UZLAŞI RUHUYLA BAĞDAŞMIYOR”
Ertuğ, Mavroyiannis’in açıklamalarının üslubunun ne ortak açıklamanın ne de öngörülen uzlaşının ruhuyla bağdaşmadığını ifade etti.
Kıbrıs Türk halkının özgür iradesiyle kurulan KKTC devletine, tanınmamış olsa bile, yakışıksız ifadelerle atıfta bulunmanın Kıbrıs Türk halkına karşı bir saygısızlık olduğunu söyleyen Ertuğ, “Kıbrıs Rum tarafı bu devleti benimsemiyor olabilir, ancak hukuku ayaklar altına alarak fiilen işgal ettikleri sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’ni Kıbrıslı Türklere hiçbir zaman empoze edemeyeceklerini bilmeleri gerekir” dedi.
Ertuğ, açıklamalarında güvenliğe de atıfta bulunan Kıbrıslı Rum müzakereciye, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini içeren mevcut garanti sisteminin devamının Kıbrıs Türk halkı için vazgeçilmez olduğunu bir kez daha hatırlatmak istediğini belirtti.