Özkaramanlı, eğitim kurumlarının ihalesiz kiralandığını, bu yüzden sürecin şaibeli olduğunu, burada kişisel menfaat bile sağlanmış olabileceğini savunarak, “Savcılığı göreve çağırıyoruz” dedi ve bu konuda şeffaf, açık ve demokratik bir süreç istediklerini söyledi.
Siyasilerin yarattığı sıkıntılardan dolayı Kıbrıs Türk halkının öz kurumlarının kimseye “peşkeş” çekilemeyeceğini, artık herkesin kurumlarına sahip çıktığını, sesini yükselterek göstermesi gerektiğini ifade eden Özkaramanlı, Kıbrıs Türk halkının kurumlarını yönetebilecek bilgi ve tecrübede olduğunu, bu yüzden kurumların “peşkeş” çekilmesine karşı çıkarak her türlü mücadeleyi ortaya koyacaklarını vurguladı.
DAÜ-SEN Başkanı Hüseyin Özkaramanlı, bugün KTÖS Lokalinde basın toplantısı düzenleyerek, DAÜ Kolej, İlkokul ve Kreşinin Doğa Kolejlerine habersiz gizli ve kapalı kapılar ardında anlaşılarak 10 yıllığına kiralandığını savundu ve bunu protesto etti.
Sendikal Platformun da destek verdiği Özkaramanlı, basın toplantısında bir gazetecinin “DAÜ’nün de bu şekilde devredilmesinden korkuyor musunuz?” sorusu üzerine, parça parça özelleştirmenin, “peşkeşin devamı” olduğunu ve kurumların ciddi bir tehlikede olduğunu, sermaye gruplarının sadece kreşle kalmayacağını, arka planda “büyük bir pasta olan” DAÜ’nün bulunduğunu savundu.
Özkaramanlı, bu durumun artık toplumsal bir konu olduğunu ve sadece DAÜ veya telefon ya da elektrik dairesi ile süt kurumunu ilgilendirmediğini ifade ederek, “yok oluşa sürüklenen Kıbrıs Türk halkından” destek istedi.
DAÜ-SEN Başkanı Özkaramanlı, DAÜ üniversite öncesi eğitim kurumlarının “mali sıkıntıdan” dolayı kiralanmasını eleştirerek, çalışanların her zaman fedakarlık yaptığını, bu durumda da fedakarlıktan kaçmayacağını herkesin bildiğini ancak gizli yapılan devrin kendilerinden onay almayacağını kaydetti.
Özkaramanlı, bu kurumların geri gitmesinin ve sıkıntıya girmesinin ne sendikanın ne de çalışanların suçu olduğunu, tek sorumlunun siyasiler olduğunu iddia ederek, bu konudan Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Kemal Dürüst’ün de haberi olmadığını, izin vermediğini ve bu konuyu inceleyeceğini kendisinin söylediğini savundu.
Başbakan İrsen Küçük’ün ise okullarla ilgili olarak “ben olsam kapatırdım” dediğini anımsatan Özkaramanlı, bunu talihsiz bir açıklama olarak nitelediklerini söyledi.
Küçük’ün “DAÜ özerk bir yapıdır” sözünü de eleştiren Özkaramanlı, “bu nasıl bir özerkliktir, yönetim kurulunu oraya kim atıyor, bu konuları kamuoyuna doğru aktarın, bu devri haklı çıkaracak hiçbir gerekçe yoktur ve bunu hiçbir zaman kabul etmiyoruz” dedi.
SENDİKAL PLATFORM
Sendikal Platform adına KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil ile KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel de, ülkenin öz kurumlarının “peşkeş” çekilmesindeki esas yapılmak istenenin Kıbrıs Türk halkının yaşam şansını ortadan kaldırma olduğunu savunarak, “bundan sonra artık her türlü sürpriz eylemin olacağını” bildirdi.
KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel, esas yapılmak istenenin sosyal devletin tasfiye edilmesi ve Kıbrıs Türk halkının yaşama şansının ortadan kaldırılması olduğunu iddia ederek, ülkede sorunlar yumağı bulunduğunu, işsizliğin artırılması, alım gücünün de azaltılması için çalışıldığını savundu.
KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil de, Başbakan Küçük’ün açıklamalarının “bilgisizliğini ve cehaletini” gösterdiğini iddia ederek, “Bir eğitim kurumu sıkıntıda diye satılamaz… devlet bu kuruma sahip çıkarak devlet okulu yapabilir, Gazimağusa’da ihtiyacı olan eğitim kurumu peşkeş çekmez” dedi.