DAÜ-SEN'in açıklaması şöyle:
"Koltukta kalabilmek için ülkeyi tümden gözden çıkaran Ulusal Birlik Partisi hükümetinin uzantısı DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu (VYK) ve Rektör Prof.Dr. Abdullah Öztoprak DAÜ’yü parça parça satmaya devam ediyor. Bir süre önce Doğu Akdeniz Kreşi, İlkokulu ve Kolejini şaibeli bir süreç sonunda şüpheli şahısları zengin etmek amacıyla peşkeş çeken DAÜ VYK ve Rektör Öztoprak şimdi de yeni peşkeş projeleri peşinde koşmaktadır.
Ders kitaplarının satışının yapıldığı ve yıllık cirosu iki milyon TL’yi aşan DAÜ Kitap Satış’ı da bir türlü yönetemeyen Rektörlük, her zaman yaptığı gibi “önce batıralım sonra peşkeş çekelim” yöntemiyle ve gizli kapılar ardında yaptığı pazarlık sonucu Kitap Satış’ı yine gizli bir anlaşmayla özel bir şirkete vermiştir.
Her girdiği projede başarısız olan, her elini attığı birimimizi batıran Rektörlük en son olarak da Turizm Yüksek Okulu Uygulamalı Oteline el atmıştır. Önce otelin yenilenmesi ve faaliyete geçmesi için yüklü miktarda yatırım yapan Rektörlük, otelin yönetimini ise nedeni anlaşılmayacak bir şekilde herhangi bir yönetim tecrübesi olmayan bir öğretim görevlisine vermiştir. Rektör Öztoprak’ın bu yönetim anlayışının bir sonucu olarak da Turizm Oteli bir tür yurt-pek kullanılmayan konuk evi statüsünde Üniversitemizi zarara uğratmaya başlamıştır. Yani herhangi bir masrafı olmayan Otel önce yüklü miktarda masraf yapılıp kullanıma hazır hale, sonra da zarar eder hale getiriliyor. Köklü bir kurum olan DAÜ her ne koşul altında olursa olsun böyle beceriksiz ve kötü bir yönetim anlayışını hak etmemektedir.
Kendi beceriksizliğini örtmeyi amaçlayan VYK ve Rektörlük, eski Rebecca Otel olan DAÜ Turizm Uygulamalı Oteli’ni garip bir ihaleyle peşkeş çekmiştir. Bir süre önce “DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ YERLEŞKESİ İÇERİSİNDE YAP- İŞLET-DEVRET MODELİ İLE ‘ ÖĞRENCİ YURDU KOMPLEKSİ ’YAPIMI, KULLANIMI VE İŞLETİMİ İLE İLGİLİ TEKLİF KABUL EDİLMEKTEDİR” diyerek ilan veren Üniversite, aynı ilana “Firmalar, D.A.Ü Rektörlüğü ile görüşmek suretiyle teklif alınacak olan ‘ Öğrenci Yurdu Kompleksi ’ ile ilgili İdari Şartname’yi bedelsiz olarak temin edebileceklerdir” demektedir. Buna göre başvurucu firmalar önce Rektörlük ile görüşecek ve ancak Rektörlüğün uygun bulması üzerine ihaleye katılabileceklerdir. Yani DAÜ’de ihaleye katılma şartlarından biri de artık Rektörlük ile iyi ilişkiler içinde olmak ve onların yapacağı mülakatlardan geçmektir. Böyle bir ihale ancak söz söylemeye cesareti olmayan bir Sayıştaylığın olduğu bir ülkede olur; ne yazık ki bu ülke de KKTC’dir, bütün bunların olduğu kurum da DAÜ’dür.
İhalenin neden bu şekilde yapıldığını ise bu sözde ihalenin sonuçlarına bakıp anlamak mümkün. Alınan bilgilere göre ihaleyi Sağlık Bakanı Ahmet Kaşif’in oğlunun sahip olduğu Reflex Ltd. kazanmıştır.
DAÜ’nün mallarının peşkeş çekildiği bu ihale şaibelidir. Bu ihalenin sonucu ise ortada siyasi rant olduğunu göstermektedir.
DAÜ-SEN, her geçen gün anlamını yitirmekte olan Sayıştayı bu ihaleyi incelemek üzere göreve çağırmaktadır.
DAÜ-SEN, mecliste temsil edilen siyasi partilerimizi bu şaibeli ihale konusunda meclis soruşturması açılması için göreve davet etmektedir.
Sendikamız, DAÜ’nün mallarını peşkeş çekenlerin yargılandığı güne kadar mücadeleye devam edecektir."