Hüseyin Karakullukçu’nun yaş haddinden emekliye ayrılmasıyla birlikte, yargı tarihinde ilk defa yaşanılan bir kriz ortaya çıktı, Danıştay Başkanlığı’na kimse aday olmadı. Karakullukçu bu durumu şöyle değerlendirdi:
ADAY ÇIKACAK: Başkanlık için birden çok aday olduğu ve bu adaylar da kendilerini çok göstermedikleri için süreç tıkandı. Ama aday çıkacaktır. Niye göstermiyorlar, tereddüt içerisindeler. ‘Boş oylarla karşılaşabilir miyim?’ diye düşünüyorlar. Biraraya gelip çözüm bulacaklardır. Gerçekten de aday çıkmaması bir ilk. Birden çok aday olması nedeniyle biraz hassas davranıp birbirlerini kırmak istemiyorlar. Kendilerini çok belli etmek istemiyorlar. Belli oy alamayınca refüze olmak da istemiyorlar.
SÜRPRİZ OLDU: Ben de bu kadar beklemiyordum. ‘Mutlaka birileri çıkar’ diye düşünmüştüm. Benim için de sürpriz oldu açıkçası. Ama mutlaka bir adayda anlaşırlar. Hepsi arkadaşlarımız, hepsi bu görev layık.
HERKESİN BAŞKANI: Görev sürem boyunca biz hep hukukun üstünlüğü, hukuk devletinden yana olduk. Konuşmalarımız da öyle. Gerçi farklı yöne çekmeye çalıştılar ama hiçbir şekilde hukuktan ödün vermedik. Uzlaştırıcı olduk. İnsanların fikir anlaşmazlıkları olabilir, insanların dinsel, sosyal ekonomik farklılıkları olur, etnik farklılıklar olabilir, eşit değillerdir çünkü. Ama insan insandır. Herkesi dinlemek gerekir. Bize oy verenler de var oy vermeyenler de. ‘Bize oy vermeyenlerin başkanı olamayız’ diye bir şey olamaz. Hatta onlara çok daha fazla yaklaşmamız, eğilmemiz gerekir
HÜKÜMETLE İLİŞKİLER: Bizim yargılama görevimiz itibariyle mutlaka muhataplarımızdan birisi hükümet, devletin organları, Başbakanlık, bakanlık, belediye, valilik vs. Mutlaka davalı tarafta bu vardır. İdari yargının özelliği bu. İdare olduğuna göre karşısınızda idarenin yanında da karşısında da olamazsınız. Yargıladığınız kişi idare edenler değil, idareyi yargılıyorsunuz. Dolayısıyla idare edenlerle temas kurmanızda her düşüncede olursa olsun bizim görevimiz. Danıştay hep Danıştay’dır. Böyle olunca hata yapma payı daha azdır. İdare edenlerle ‘Merhaba’ dememiz, onları yargılamayacağımız anlamına gelmez. (Bülent Arınç’la sınıf arkadaşlığına vurgu yaparak) Onların hepsi arkadaşlarımız. İktidarda da muhalefette de vardır, hep olmuştur. O da sınıf arkadaşımdır doğrudur.
DEVLET ÇAĞRIRSA: Geleceğe yönelik çok planlar yapmadım. Devlet bize bir ihtiyaç görür, bir şey sorarsa niye katkı sunmayalım? Kısa bir süre dinleneceğim ondan sonra aktif bir hayatın içine gireceğim. Çünkü boşta kalan bir şey paslanır.