Ledra Palace’ta, ara bölgede yer alan Dayanışma Evi’nin açılışını kutlama seremonisine, Kıbrıslı Türk Müzakereci Kudret Özersay ile Rum Müzakereci Andreas Mavroyannis de katıldı.
Etkinlikte, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Lisa Buttenheim, Norveç Güney Kıbrıs Büyükelçisi Sjur Larsen ile diğer yetkililer ve konuklar da yer aldı.
Dayanışma Evi’nin tarihçesinin gösterildiği belgesel gösterimi ile başlayan etkinlikte açılış konuşmalarını Dr. Meltem Onurkan Samani ile Dr. Kyriakos Pachoulides yaptı ve 3 yılda Dayanışma Evi’nin aktif olarak iki toplum tarafından da kullanıldığına işaret etti.
Samani ile Pachoulides, Dayanışma Evi’nde çeşitli aktiviteler, konferanslar, sergi ve müzik etkinliklerinin düzenlendiğini, her yaştan insanın burayı kullandığını ifade ederek, evin barışa ve geleceğe hizmet ettiğini kaydetti.
Norveç Güney Kıbrıs Büyükelçisi Larsen de, Dayanışma Evi’nin tarihsel ve kültürel mirasları barındırdığını, iki toplumun ilişkilerini geliştirmesine hizmet ettiğine dikkat çekerek, evin, iki toplum için faydalarına ve birleştirici özelliğine işaret etti ve geleceğin birleşmesine yardımcı olduğuna inanç belirtti.
BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Temsilcisi Lisa Buttenheim da, 3 yıl önce açılışı yapılan Dayanışma Evi’nin güzel ve anlamlı bir mekan olduğunu belirterek, Dayanışma Evinin kültürel aktivitelerle iki toplum arasındaki diyalog ve ilişkiyi artırdığına inanç belirtti.
Butternheim, Dayanışma Evi’nin bulunduğu bölgenin önemine de işaret ederek, evin BM binalarının karşısında, ara bölgede yer aldığını, BM’nin Kıbrıs’ta barış için hizmet ettiğini, Dayanışma Evi’nin de ülkenin geleceği gençleri ve her yaştaki insanları bir araya getirdiğini anlatarak, evin yapımında emek harcayanları tebrik etti.
MAVROYANNİS
Mavroyannis dayanışma evinin amaçlarına ve çabalarına değindiği konuşmasında, kuruluşun çabalarını takdir ettiğini vurguladı ve kutladı.
Statükonun kabul edilemez olduğunu kaydeden Mavroyannis, Kıbrıs sorununda gösterilen çabaları anlatarak süreçle ilgili bilgi verdi.
Varolan boşlukları doldurmak için hayati bir döneme girdiklerini söyleyen Rum Müzakereci, süreçte iki taraf için de “kazan-kazan”sonucuna ulaşmak adına, sürece pozitif bir ivme kazandırmak için kararlı ve tutkulu olduklarını ifade etti.
Fonksiyonel ve kalıcı, tüm Kıbrıslıların insan haklarına ve temel haklarına saygı gösterecek kalıcı bir anlaşmaya varmak amacında olduklarını ifade eden Mavroyannis,bu sonuca ulaşmada bir an bile tereddütleri bulunmadığını, bunun dışında bir B Planı üzerinde de çalışmaları olmadığını kaydetti.
Amaçlarının, AB üyesi, tam fonksiyonel, modern demokratik, iki toplumun da kimliklerini sürdürebileceğini gördüğü bir yapıya ulaşmak olduğunu kaydeden Rum müzakereci, birleşik bir Kıbrıs’ın, AB’deki pozisyonunu da güvence altın alacağını ve AB’de aktif bir halde yer alarak birliğin yapılarından faydalanacağını vurguladı.
Bu amaçlara ulaşmak için sivil toplum örgütlerinin de daha aktif olması gerektiğini anlatan Mavroyannis, bu sürece bu adanın geleceği olan genç insanların katılımının ziyadesiyle önemli olduğunu söyledi.
Mavroyannis, sadece Kıbrıs halkları için değil, Doğu Akdeniz için de denge oluşturacak, barış ve zenginlik için model olabilecek bir yapı oluşturmanın vizyonları olduğunu söyledi.
Mavroyannis, Dayanışma Evi’ni temel oluşturan ve adanın her santimini işbirliği için yola koyan, Kıbrıslıların ortak geleceğinin alt yapısını oluşturan bir yapı olarak görmek istediklerini kaydetti.
ÖZERSAY
Özersay’ın “size bugün bir anlaşmayı açıklamak için burada olduğumuzu söyleseydim” diyerek söze başlaması üzerine konuşması alkışlarla kesildi. Özersay, etkinlik için resmi bir konuşma hazırlamadığını kaydederek, 3 yıl önce Dayanışma Evi’nin kuruluşu için yine burada olduklarını hatırlattı.
Ardından meydana gelenlerin tereddütsüz Dayanışma Evi’nin bir başarı öyküsü olduğunu ispatladığını vurgulayan Özersay, Dayanışma Evi’nin açılmasından sonra, o dönemde yaşanan bazı sorunlardan dolayı görevinden istifa ettiğini anımsattı.
Özersay, o dönemde yeniden akademisyenliğe döndüğünü ve Dayanışma Evi’nin düzenlediği bir çok etkinliğe bu kimlikle katıldığını ifade ederek, bunlardan örnekler verdi. Bunlar arasında Toplumsal Cinsiyet Eştliği, Güven Yaratıcı Önlemler, Hidrokarbon konularında etkinlikler yer aldığını, diplomatlarla temaslar bulunduğunu ifade eden Kıbrıslı Türk müzakereci, Dayanışma Evi’nin bu anlamlarda “kesinlikle” bir başarı öyküsü olduğunu söyledi.
Özersay, Mavroyannis ile Dayanışma Evi’nde de iyi ve yararlı temaslar yaptıklarını ifade ederek, “Ancak düzeltmek durumundayım kahve içmedik limonata içtik” dedi. Özersay’ın esprisi kahkahalarla karşılandı.
Tüm bunların haricinde, bu binanın çeşitli nedenlerle karşı tarafa geçemeyenler için de çok kullanışlı ve yararlı olduğunu ifade eden Özersay, “İnsanlar için bir araya gelebilecekleri, işbirliği yapabilecekleri ve tartışabilecekleri bir yer oluşturuldu” dedi.
Güven Yaratıcı Önlemlerin önemine vurgu yapan Özersay, “Biz kendimizi ortak açıklamanın bir parçası olarak, Güven Yaratıcı Önlemler oluşturmaya adadık. Kapsamlı çözüm müzakerelerine paralel olarak bunun üzerinde çalışıyoruz. Tabii ki önceliğimiz eşit statüde iki kurucu devletten oluşan, siyasi eşitliğe, iki toplumlu, iki kesimli federasyona dayalı yaşayabilir kalıcı bir anlaşmadır. Dayanışma Evi’nin üçüncü kuruluş yıldönümünü kutlamak önemlidir. İnanıyorum ki gelecek yıl Dayanışma Evi’nin dördüncü kuruluş yıldönümünü farklı bir ortamda kutlayabiliriz.”
Özersay, Mavroyannis’in de dediği gibi, ara bölge dışında da, farklı işbirliği ortamları yaratacak Güven Yaratıcı Önlemler için çalışacağına söz vererek, ancak bunu yaparken önceliklerinin kapsamlı bir anlaşma olduğunu da akıllarında tutacaklarını vurguladı.