Dışişleri Bakanı Özdil Nami, Kıbrıs’ın her iki tarafında da üst noktada yaşanan derin ekonomik kriz ve siyasi, ekonomik bunalımı aşmanın en emin ve en hızlı yolunun; Kıbrıs’ta kapsamlı bir çözümden geçtiğini ifade ederek, Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğine ve her türlü hak ve çıkarına saygı duyan kapsamlı bir çözümü süratle elde etmek için var güçleriyle çalıştıklarını vurguladı.
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası’nın (KTÖS) Genel Sekreteri Şener Elcil de, Kıbrıs’ta çözüm için iki halkın da istekli olması ve çalışması gerektiğine işaret ederek, “Çünkü iki halkın kaderi ortaktır. Eğer Kıbrıs Türk toplumu çözümsüzlükle yok olma noktasına gelirse, eminim ki bunun sonucunda Kıbrıs Rum toplumunun da yok oluşu gündeme gelecektir” dedi.
KTÖS toplantı salonunda yer alan görüşmede, Dışişleri Bakanı Nami’ye Özel Kalem Müdürü Hüseyin Özel eşlik etti.
KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, görüşmede yaptığı konuşmada, ülkede en sıcak konunun Kıbrıs sorunu olduğunu ifade ederek, Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili 2004 yılında referandum süreciyle sonuçlanan bir dönem yaşandığını ve o dönemde de Nami’nin bulunduğu kurumlarda çok sıkı işbirlikleri yaptıklarını anımsattı.
Elcil, şimdi de aynı şekilde Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili süreci yakından takip ettiklerini, gelişmelerin de 2004’ten daha ileri olduğunu ifade ederek, Kıbrıs Türk toplumunun yaşadığı ekonomik sosyal siyasal sorunların temelinde Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünün yattığını savundu.
Bu açıdan Kıbrıs sorununun bir an evvel varılan ilkeler, zirve anlaşmaları ve BM kararları çerçevesinde “Federalizim temelinde çözümü” için gereken şartların uygun olduğu düşüncesinde olduklarını belirten Elcil, bu açıdan her iki tarafa da büyük görevler düştüğüne işaret etti.
Elcil, Özdil Nami’nin Kıbrıs konusunda ciddi bir gayret sarf ettiğini, sendika olarak kendisini basından ve yaptıkları görüşmelerden yakından takip ettiklerini ifade ederek, “Sorunun çözümü bizim açımızdan çok önemlidir. Kıbrıs Türk toplumunun bu topraklarda tutunabilmesi ve varlığını devam ettirebilmesi için, bir Kıbrıslı Rum kadar siyasi eşit ve bu ülkede başı dik yaşayabilmesi için çözüm şarttır diye düşünüyoruz. O açıdan tüm gayretimizi çözüm bulunabilmesi için ortaya koymamız gerekiyor” diye konuştu.
Sendika olarak geçmişte de şimdi de bu konuya kendilerini odakladıklarını söyleyen Elcil, toplumsal hareketlilik yaratmak zorunda olduklarını, çünkü halkın çözümü istemesi gerektiğine vurgu yaparak, halkın da bu çözüm isteğini yükseltmesi gerektiğini, ancak bunun tek taraflı olmayacağını kaydetti.
Elcil, bu istemin çift taraflı olması gerektiğini, iki halkın da çözümü istemesi gerektiğini ifade ederek, “Güney Kıbrıs’taki Rum dostlarımızın da bu konuda hareket etmesi çaba göstermesi şarttır. Çünkü iki halkın kaderi ortaktır, eğer Kıbrıs Türk toplumu çözümsüzlükle yok olma noktasına gelirse, eminim ki bunun sonucunda Kıbrıs Rum toplumunun da yok oluşu gündeme gelecektir” dedi.
İki halkın aynı adayı ve aynı kaderi paylaştığını, bölgede Kıbrıs’ın stratejik öneminin çok önemli olduğunu, bunun dışında doğal kaynakların varlığının da ortaya çıkmasının Kıbrıs’ı nüfus ve ülke olarak Avrupa’nın en zengin ülkesi durumuna getirebileceğine dikkat çeken Elcil, “Önümüzde çok önemli bir fırsat penceresi var, çözüm; ekonomik, sosyal, siyasal sorunların çözümü için de çok çok önemlidir” görüşünü dile getirdi.
Elcil, bugün bu çerçevede Dışişleri Bakanı Nami ile istişarelerde bulunacaklarını ve çalışmalar hakkında bilgiler alacaklarını, kendilerinin de görüşlerini sunacaklarını ifade ederek, güçlerini birleştirip çözüm konusundaki iradenin bir sonuca varması için çaba göstereceklerini belirtti ve Nami’ye ziyaretinden dolayı teşekkür etti.
NAMİ
Dışişleri Bakanı Özdil Nami de, Dışişleri Bakanlığı olarak bakanlığın faaliyetlerini en üst düzeyde yerine getirmek için var güçleriyle çalıştıklarını; başta gelen konunun da Kıbrıs konusu olduğunu belirterek, Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğine saygı duyan, her türlü hak ve çıkarına saygı duyan kapsamlı bir çözümü süratle elde etmek, buna ulaşmak için var güçleriyle çalıştıklarını vurguladı.
Nami, bu çalışmaların sadece hükümet ve devlet yetkilileri seviyesinde olamayacağını, tüm sivil toplum örgütleri ve halkın, herkesin katkısıyla ancak olumlu bir yere varabileceğini ifade ederek, 2004 süreci hatırlanacak olursa, tüm toplumun destek ve omuz verdiği bir süreç neticesinde Annan Planı Referandumuna en sonunda gidilebildiğini anımsattı.
Nami, “O zaman özlediğimiz çözümü elde edemedik, Rum tarafının ‘hayır’ oyu yüzünden… O zamandan geçen 10 yıl her iki tarafa da yeni gerçekleri ortaya çıkardı, birçok yeni unsur artık gündemdedir” dedi.
Bunlardan başta geleninin; ada etrafında bulunan doğal kaynaklar olduğunu, diğerinin; adanın her iki yanında yaşanan derin ekonomik kriz ve her iki tarafta yaşanan siyasi, ekonomik bunalımın üst noktada olduğunu ifade eden Nami, şöyle devam etti:
“Bunları aşmanın en emin ve en hızlı yolu Kıbrıs’ta kapsamlı bir çözümden geçmektedir. Biz bunun bilincindeyiz, buna ulaşmak için de yapılan tüm çalışmaları hem yürütmekte hem de katkı koymakta, en üst düzeyde sorumluluk sahibiyiz hepimiz.
Bu çerçevede odalar, sendikalar ve sivil toplum örgütleriyle yaptığımız çalışmalara devam edeceğiz, fikir alışverişinde istişarelerde bulunmayı sürdüreceğiz, kendi yaptığımız çalışmalar hakkında detaylı bilgileri aktaracağız, değerlendirmelerini alacağız ve çalışmalarımızı bu yönde şekillendirip yolumuza devam edeceğiz.”
Nami, KTÖS’e bu yolda kendilerine verdiği güçlü destekten dolayı teşekkür ederek, işbirliklerinin süreceğini söyledi.