Özgürgün, yazılı açıklamasında, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın katıldığı bir etkinlikte, Kıbrıslı Türkler’in Türkiye’den gelen Türkler tarafından asimile edilmek istemediklerini söyleyerek KKTC vatandaşları arasında suni bir ayrım yaratmaya çalıştığını dile getirdi.
Özgürgün, “Hristofyas’ın da aslında çok iyi bildiği üzere, Kıbrıs Türk halkını uzun yıllar asimilasyon politikalarına mağruz bırakan esasen Kıbrıs’ı bir Elen adası olarak gören Rum zihniyetidir. Anavatan Türkiye ise, Kıbrıs Türk halkını asimile olmaktan kurtarmış, kimliğini ve varlığını bu günlere taşımasına imkan sağlamıştır. Siyasi ve dini Rum liderlerin yapmış olduğu açıklamalar, Kıbrıs’ı bir Elen adası olarak gören Rum zihniyetinde en küçük bir değişiklik dahi olmadığını açıkca ortaya koymaktadır” dedi.
Hristofyas’ın bu tarz söylemlerinin, Kıbrıs Rum liderliğinin sahip olduğu zihniyetin, medeniyet ve çağdaş değerler noktasında ne kadar geri olduğunu ortaya koyduğunu kaydeden Özgürgün, “Hal böyleyken, bu tarz ırkçı yaklaşımların kabul gördüğü bir yönetimin Avrupa Birliği gibi çağdaş değerleri savunduğunu iddia eden bir oluşumun üyesi olması akıl ve mantıkla açıklanabilecek bir durum değildir” şeklinde konuştu.
2012 Temmuz ayından itibaren Avrupa Birliği’ni, dönem başkanı sıfatıyla bu zihniyetin temsil edecek olmasının ise Avrupa Birliği’nin içine düştüğü aczin en büyük göstergesi olduğunu ifade eden Özgürgün, Avrupa Birliği’ni evrensel değerler üzerine kurmak için yola çıkanların, bu hazin tablodan bir rahatsızlık duymuyor olmasının manidar olduğunu vurguladı.
Rum liderliği tarafından yapılan bu tarz açıklamaların müzakerelerin geleceği açısından ümit vermekten çok uzak olduğunu kaydeden Özgürgün, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Kıbrıs Türk halkı, geçmişte maruz bırakıldığı tüm acılara rağmen, Kıbrıs Rum halkı ile yerleşmiş BM parametreleri zemininde yeni bir ortaklık kurulması için samimiyetle çaba sarf etmektedir. Rum liderliğini bir kez daha provokatif söylemlerden ve girişimlerden vazgeçerek, samimi ve yapıcı bir şekilde müzakere etmeye ve çözüm için var olan fırsat penceresi yıl ortasında kapanmadan önce adada adil ve kalıcı bir çözüm bulunmasına katkı koymaya çağırırız”.