Bülent Şık, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nca 1993 yılından itibaren 22 Mart'ın Dünya Su Günü olarak belirli bir tema ön plana çıkarılarak kutlandığını belirtti. Bu yıl temanın 'su ve enerji' olarak belirlendiğine değinen Şık, Dünya Su Günü'nün kutlama yerine, kederle anılması gereken bir gün haline dönüştüğünü dile getirdi. Bülent Şık, dünya genelinde yaygınlaşan yoksulluk, çevre kirlenmesi gibi nedenlerle gıda ve su kaynaklarının değişen iklim koşullarına bağlı olarak yetersiz hale gelmesi sonucu insan varlığını derinden etkileyecek bir süreç yaşandığına dikkati çekti.
Suyun yaşadığımız gezegende hayatın temel kaynağı olduğunu vurgulayan Şık, Türkiye'de bu yıl yaşanan kuraklığın geçici bir durum olmayabileceğini belirtti. Son yıllarda yapılan çalışmalarda geleceğe dair endişeler duyulduğunu aktaran Şık, NASA'nın gözlem uydularından 'GRACE'in 12 yıldır yeryüzünün çekim kuvvetindeki küçük değişimleri kaydederek yer altı ve yer üstü su havzalarındaki durumu hassas biçimde belirleyip yeryüzünün kuraklık haritasını çıkarabildiğini anlattı.
Uydudan elde edilen verilerin ocak ayında değerlendirildiği çalışmada dünyadaki yer altı ve yer üstü su havzalarında hızla küçülme belirlendiğini söyleyen Şık, kullanılabilir su miktarının her yerde giderek azaldığını, özellikle kurak ve yarı kurak bölgelerde çok hızlı azalma gözlendiğini söyledi. Bülent Şık, bu azalışın en önemli nedeninin tarımsal sulama, aşırı endüstriyel kullanım, nüfus artışı, devasa ölçekteki kentleşme olgusu ve iklim değişikliği olarak gösterildiğini belirtti.
Araştırma sonuçlarına göre Orta Doğu, Afrika ve Güney Asya bölgelerindeki ülkelerde yaşanacak kuraklık sorununun önümüzdeki yıllarda daha çok artacağına işaret eden Şık, "Uydu verilerine göre Türkiye, Suriye, Irak ve İran'ı kapsayan bölgedeki yer altı su havzalarındaki küçülme nedeniyle, en önemli iki ırmak olan Dicle ve Fırat'ın 2003 yılından bu yana taşıdığı su miktarı yüzde 60 oranında azalmıştır. Bu azalma sadece bizim ülkemizin içinde bulunduğu coğrafi bölgeye ait olmayıp bütün dünyada çeşitli bölgelerde de gözlenen bir durumdur" diye konuştu.
Su havzalarındaki küçülme veya daralmanın gıda üretimini olumsuz etkileyeceğini, gıda temininde ve hijyeninde yetersizliklere yol açabileceğine değinen Şık, "Yapılan çalışmalar önümüzdeki 30 yıl içinde dünyada buğday ile soya ürünleri üretiminde yüzde 30 oranında düşüş olacağını belirtmektedir" dedi.
Suyun endüstriyel ürünler ile enerji üretimi için son derece kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Bülent Şık, küresel ısınma sorununun artık geri dönüşsüz bir sürece girdiğini ve iklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarına adapte olmaktan başka bir seçenek bulunmadığını vurguladı.
Şık, kentleşme, tarım, enerji ve endüstriyel üretim gibi su kullanımının yoğun olduğu alanlarda hem tasarruf sağlayacak ve hem de suyu kirletmeyecek önlemlerin acele biçimde ele alınması gerektiğini söyledi.