Başbakan Erdoğan gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Anayasa değişikliğindeki vatandaşlık tanımına ilişkin bir soru üzerine Başbakan Erdoğan, her zaman için 'Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını' savunduğunu belirtti.
Hala Güneydoğu'da, ''Biz Kürtlerin temsilcisiyiz'' diyenlerin bunu bile kabul etmediğini kaydeden Erdoğan, ''ABD'deki, 'Ben Amerikan vatandaşıyım' diyor; Alman, rahat rahat 'Ben Alman vatandaşıyım' diyor, bundan çekinmiyor. Ama bizdekiler bunu diyemiyor" dedi.
ARTVİN JANDARMA KOMUTANININ GÖREVDEN ALINMASI
Artvin İl Jandarma Komutanının görevden alınmasına ilişkin soru üzerine Erdoğan, "Bu bizzat İçişleri Bakanıma verdiğim talimattır. Kendileri de Jandarma Genel Komutanı ile görüşmek suretiyle, Jandarma Genel Komutanımız bunları yerine getirir'' dedi.
Başbakan Erdoğan, ''Askeri meseleden, sivilleşme meselesinden geriye kalanlar nelerdir? Mesela Askeri Yüksek İdare Mahkemesi mi, Genelkurmay'ın statüsü mü, Jandarma mı?'' sorusunu ise şöyle yanıtladı:
''Bunların hepsi şu anda belli bir takvim içinde yürüyor. Bunları aramızda görüşerek, müzakere ediyoruz. Bu arada da AB süreci içinde attığımız adımlar var, atmakta olduğumuz adımlar var. Bunları da yapıyoruz. Bunlar, ister istemez çözüme kavuşacak."
SIRTIMDA YUMURTA KÜFESİ VAR
CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun sürekli konuştuğunu, bedelli askerlik konusunu emekli askerlerle değerlendirdiklerine ilişkin açıklamalar yaptığını ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Benim şu anda Genelkurmay Başkanım var. Biz otururuz, takvimi onunla belirleriz; emeklilerle değil. Varsın Kılıçdaroğlu emeklilerle yoluna devam etsin" dedi.
TARZA MÜDAHALE OLMADIĞININ ANLAMI
''Haritaya bakıldığında bir hat olduğu ve bu hattın AK Parti'ye çok da yakın durmayan bir hat olduğu, Eğer bu bölgede ters dönme olur da kıyı hattında AK Parti ön plana çıkarsa bunun sembolik anlamı AK Parti ve Türkiye için ne olur?'' şeklindeki soruya Başbakan Erdoğan, ''Bana göre anlam itibariyle olaya baktığımız zaman vatandaşlarımın hizmet, eser siyasetine ve bizim gerek ileri demokrasi hedefimizle, gerek özgürlükler noktasında halkımıza hizmetkar olmanın ve onun yaşam tarzlarına, koşullarına müdahale etmediğimizin bir ifadesi olacaktır diye düşünüyorum" diye konuştu.
SEÇİMDEKİ HEDEFİNİ AÇIKLADI
Çıkarabilecek milletvekili sayısıyla ilgili bir değerlendirme yapıp yapamadığının sorulması üzerine Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Asıl hedefimiz Parlamentoda Anayasa değişikliğini yapabilecek güce ulaşmak. Bu tabi en büyük arzumuz. Vatandaşım bize bu yetkiyi verirse bunu biz sadece bir ceberut yapıyla kendimiz yaparız demiyorum asla. Bunda bile grubu olan bütün partilerle biraraya gelir, parlamento dışındaki siyasi partiler, sivil toplum örgütleri onlarla yine görüşürüz ve şu ana kadar bazı Anayasa çalışmaları olmuştur, o taslakları alır onlar üzerinde yine çalışmalar yaparız ve bir uzlaşma komisyonuyla parlamentomuzdan, eğer oluyorsa parlamento içinde bu iş, parlamentodan bu yeni anayasayı temel hak ve özgürlüklere gerçekten değer veren, kuşatıcı, tüm halkımızın 'bu benim anayasamdır' diyebileceği, özellikle dil itibariyle, söyle bir anayasayı, daha özet, daha kısa bir Anayasayı tabii ki hazırlamak şahsen benim hedeflerimin ilkidir. Eğer halkımız bize AK parti olarak bu yetkiyi verirse, parti olarak organize ederiz. Vermiyorsa diğer partilere de bu teklifi yaparız. Birlikte yapabiliyorsak yaptık, yapmıyorsak orada ellerimi açarım. Böyle bir sayıya ulaşamamamız halinde o zaman tabi tek yol var. 330'un üzerinde bir rakam olursa burada da referandum yolunu zorlarız. 26 maddelik pakette olduğu gibi.''
''367 milletvekilinin aşılması halinde referandum yapmayacak mısınız?'' sorusuna da Erdoğan, ''367'yi aştıktan sonra zaten millet size 'al bu işi yap' diyor. Yani bu yetkiyi size veriyor. Tekrar referanduma gitmenin orada anlamı yok. O zaman bu zaman kaybından başka bir işe yaramaz'' yanıtını verdi.
ÖZÜR DİLENECEK BİR ŞEY YOK
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, ''Yerel yönetimler özerklik ile ilgili sözlerinin Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından çarpıtıldığı ve bu sebeple 12 Haziran'dan sonra Kürt sorunun çözümü için kendilerinden destek istemeleri halinde öncelikle özür dilemelerini beklediğine'' ilişkin bir soruyu yanıtlarken, ''Biz yanlış yaptığımızda özür dileriz. Yanlış yapmadığımız bir şeyle ilgili olarak özür dilemeyiz ve burada da özür dilenecek hiç bir şey yoktur. Eğer özür dilemesi gereken birisi varsa bizzat kendisidir'' dedi.
ERDOĞAN EN ÇOK NEYE ÜZÜLDÜ
Seçim meydanlarında kendisi aleyhinde birçok söz, suçlama ve eleştirinin söylendiği belirtilerek, ''Bu süreçte sizi en çok üzen ne oldu'' sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:
''Bütün bu hakaretleri eleştiri tablosu içinde değerlendirmek bizi çok rahatsız ediyordu. Bize ölüm tehdidine varıncaya kadar her şeyi yapanlar var. 'Konuşturmayacağız', şudur, budur diye önceden tehditleri gönderenler var. Hakkari'de olan olay budur. Kepenklerin kapattırılması olayı budur. Kepenkleri kapattıranlara ekranlarını açanlar var. Ona ekran açıyorlar, bunları konuşturuyorlar. Kepenkler kapatılmıyor, kapattırılıyor. İnsanların ekonomik özgürlükleri, ticaret özgürlükleri engelleniyor. Bunlara karşı medyanın ortak tavır takınması lazım ama takınılmıyor. Bunlar el bebek, gül bebek alınıyor. 'Demokrasi' diyorlar bilboardlarda, 'özgürlük' diyorlar, nerede bu demokrasi, nerede bu özgürlük? İmam Hatip yurdunu gidiyorsunuz molotoflarla bombalıyorsunuz, çocukları yakıyorsunuz. Bir tanesi en az iki-üç ay Ankara'da yatacak. Diyarbakır'da da İmam Hatip okulunun yurduna saldırıyorlar. Şimdi bunun kiminle ilişkili olduğu belli. Bunların siyasi uzantısı yok mu? Var. Bu siyasi uzantı da belli. BDP'nin bunlara karşı bir tavrı var mı? Yok. Çünkü BDP Türkiye'de bu terör örgütüne, 'terör örgütü' ifadesini kullanmamıştır bugüne kadar. Çünkü onlar nemalanıyor, kullanamaz.''
ÖNE ÇIKAN DİĞER BAŞLIKLAR
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:
*''MHP'nin iktidarı döneminde de imralı ile görüşmeler yapılmıştır. Dürüst davranmıyorlar''
*''Devlet her yerle görüşür. Görüşülmesi gerektiğine karar verdiği zaman her yerle görüşür. Bu illa, siyasi suçlu olması da şart değildir. Bunun dışındakilerle de görüşür''
*''Bu ülkenin 780 bin kilometrekaresinde en ufak bir operasyon, en ufak bir ameliyat yaptırtmayız. Böyle bir şeye kimsenin tevessül etmesine müsaade etmeyiz''