Erdoğan :“Suriye'nin kuzeyinde bir terör devletinin kurulmasına müsaade etmeyeceğiz”
|
|
|
|
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi'nde gazete, televizyon ve ajansların yöneticileriyle bir araya geldi. |
|
|
|
14 Ekim 2019 Pazartesi - 10:56 |
|
|
|
|
|
|
|
Gazete, televizyon ve ajansların yöneticileriyle buluşmasında, Barış Pınarı Harekâtı’na ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Altını çizerek ifade etmem gerekirse, biz Kürtlere değil, PKK, onun yan kuruluşları durumundaki PYD/YPG'ye karşı operasyon yapıyoruz. Kısacası biz, Suriye'nin kuzeyinde bir terör devletinin kurulmasına müsaade etmiyoruz, müsaade etmeyeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi'nde gazete, televizyon ve ajansların yöneticileriyle bir araya geldi.
Barış Pınarı Harekâtı hakkında açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin başarılı bir şekilde operasyonu yürüttüğünü söyledi.
Suriye Millî Ordusu'nun da gerçekten kahramanca bir mücadeleyle terör örgütünün yerleşim yerlerinden temizlenmesinde büyük başarılar gösterdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölücü terör örgütünün ABD’den tarafından sağlanan 30 bin kamyonluk silah, mühimmat, araç ve gerece rağmen, ciddi bir direniş ortaya koyamadığını kaydetti.
“RASULAYN ŞEHİR MERKEZİ KONTROL ALTINA ALINDI”
Rasulayn şehir merkezi ve dört köyü ile Tel Abyad tarafında da 17 köyün kontrol altına alındığını, şehir merkezinin de iki taraftan kuşatıldığını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sahada askerlerimizin ve Suriye Millî Ordusu'nun, karşısında duramayan hainler, sınırlarımıza yakın yerlerden havan ve roketlerle sivil vatandaşlarımızı hedef alıyor. Şu ana kadar Şanlıurfa, Mardin, Şırnak ve Gaziantep illerimizdeki yerleşim yerlerine yönelik 652 havan ve roket saldırısı olmuştur. Teröristler, saldırmak için Türkiye'nin henüz operasyon başlatmadığı yerleri seçiyorlar” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sınır şehirlerine yapılan saldırılar sonucunda önemli bir bölümü çocuk olmak üzere 18 vatandaşın şehit olduğunu, 140 vatandaşında yaralandığını belirterek, harekât alanında da iki Türk askeri ve 16 Suriye Millî Ordusu mensubunun şehit düştüğünü, 27 Türk askeri ile 57 Suriye Millî Ordusu mensubunun yaralandığını ifade etti.
“SURİYE’DE BULUNAN DEAŞ'LILAR KONUSUNDA HER TÜRLÜ SORUMLULUĞU ÜSTENMEYE HAZIRIZ”
Ölü, yaralı ve teslim alma suretiyle 490 teröristin etkisiz hâle getirildiği bilgisini paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sayıdan 440'ının öldürüldüğünü, 26 yaralı, 24 tane de teslim alınan terörist bulunduğunu bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ana kadar kontrol altına alınan alan büyüklüğün de 109 kilometrekare olduğunu işaret ederek, Barış Pınarı Harekâtı'na yönelik sosyal medyada kara propaganda yürüten 129 kişinin gözaltına alındığını, 509 kişiye de idari işlem yapıldığını aktardı.
Suriye'de yürütülen operasyonla ilgili tereddütlerin üç başlıkta toplandığını dile getiren Erdoğan, “Birinci konu bu operasyonun ardından Suriye'de bulunan DEAŞ'lıların durumudur. İkinci konu bu operasyonun terör örgütünün mü yoksa Kürtleri mi hedef aldığıdır. Üçüncü konu ise, Türkiye'nin Suriye'de kontrolü altına aldığı bölgelerle ilgili gelecekteki hesabıdır” dedi. Türkiye’nin DEAŞ’a karşı gerçek anlamda mücadele vermiş terk devlet olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de bulunan DEAŞ'lılar konusunda her türlü sorumluluğu üstenmeye hazır olduklarının altını çizdi.
“HAREKÂT TERÖRİSTLERİ HEDEF ALIYOR”
“Harekâtımızın Suriye halkını özellikle de oradaki Kürtleri değil, teröristleri hedef aldığı açıkça ortadadır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, adeta bir kuyumcu hassasiyeti ile çalışıldığını, tek bir masumun burnunun bile kanaması için gayret gösterildiğini vurguladı.
Operasyonda en büyük desteği Suriye Kürtlerinden aldıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerek önden gelen Kürt sivil toplum temsilcilerinin yaptığı açıklamalar, gerekse askerlerimizin girdiği yerlerde gördükleri hüsnü kabul, bu durumun ispatıdır. Altını çizerek ifade etmem gerekirse, biz Kürtlere değil, PKK, onun yan kuruluşları durumundaki PYD/YPG'ye karşı operasyon yapıyoruz. Kısacası biz, Suriye'nin kuzeyinde bir terör devletinin kurulmasına müsaade etmiyoruz, müsaade etmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE'NİN MEŞRU OPERASYONUNU, İŞGAL OLARAK TANIMLAYACAK KADAR ŞUURUNU KAYBETMİŞ ÜLKELER ÇIKTI”
Barış Pınarı Harekâtı başladıktan sonra Türkiye için de ve uluslararası alanda kimlerin nerede durduğunu görme imkânı da elde ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin bu meşru operasyonunu, işgal olarak tanımlayacak kadar şuurunu kaybetmiş, kaybeden, kaybedecek olan ülkeler çıktı. Aylardır söylüyor olmamıza rağmen, operasyonumuzun ardından ülkemizi ekonomik yaptırımlar ve silah ambargoları gibi konularla tehdit edenlere rastlıyoruz. Türkiye'yi, bu tür tehditlerle yolundan döndürebileceklerini sananlar çok yanıldılar çok yanılıyorlar” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Dışişleri Bakanı’nın "Türkiye'ye silah satışını durduracağız" dediğini hatırlatarak, "Az önce Şansölye Merkel'e söyledim. Dedim bak, hükûmetinizde ortağınız Dışişleri Bakanınız bu ifadeyi kullanıyor. Bunu ne ile izah edeceksiniz. ‘Bana bir şeyi izah edin’ dedim. ‘Biz, sizinle NATO'da müttefik miyiz değil miyiz? Yoksa terör örgütünü NATO'ya aldınız da benim haberim mi yok?’ dedim. Böyle bir garip yaklaşım olabilir mi? Siz, bizden yana mısınız yoksa terör örgütünden yana mısınız?” ifadelerini kullandı.
“BU MESELE, TÜRKİYE İÇİN BİR BEKA MESELESİ”
Türkiye'yi, bu tür tehditlerle yolundan döndürebileceklerini sananların çok yanıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, her şeyden önce bu konunun ülke ve millet için taşıdığı önemin hâlâ anlaşılamadığını gördüğünü söyledi. Bu meselenin, Türkiye için bir beka meselesi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin meşru sebeplerini dinlemek dahi istemeyenlerin, terör örgütünün her söylediğini peşinen doğru kabul etmesinin takdirini millete bıraktığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz, bir yandan doğruları yapmaya, bir yandan doğruları anlatmaya devam edeceğiz. Kararlılığımızın karşısında bunların hiç birinin önemi yoktur. İşte böyle bir ortamda sizler aracılığıyla hem milletimizi hem de dünya kamuoyunu aydınlatalım istiyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hava savunma ihtiyaçlarının yerli ve millî imkânlarla karşılamak üzere başlatılan Hisar Projesi ve SİPER hava savunma sistemleri hakkında bilgi verdi. Dün yapılan başarılı testin ardından Hisar alçak irtifa hava savunma füzesinin seri üretimine başlanacağını, bunun uzun menzilli hava savunma füze sistemi SİPER bakımından da büyük bir müjde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir başka ifadeyle sıra artık Patriot ve S-400 benzeri sistemlere geldi. Onların Patriot’u varsa bizim de SİPER’imiz olacak" diye konuştu.
“TÜRKİYE İLE TERÖR ÖRGÜTÜ ARASINDA ARABULUCULUK YAPMAYA TALİP OLANLAR VAR”
Türkiye ile terör örgütü arasında arabuluculuk yapmaya talip olanlar bulunduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunlar nasıl başbakandır, nasıl devlet başkanıdır anlamak mümkün değil. Ya siz ne zamandan beri bir devletin terör örgütüyle masaya oturduğunu gördünüz. Önce bunu bir defa bunların anlaması lazım. Bunlara bir de kavram açıklamaları yapıyoruz. Diyoruz ki; ‘bak Türkiye'nin karşısında bir terör örgütü var ve siz bir terör örgütüyle Türkiye'yi mi masaya davet ediyorsunuz? Önce bu yaklaşımınızı bir düzeltin” değerlendirmesinde bulundu.
Bazı devletlerin de Türkiye'nin karşısında, yanında farklı konuştuğunu, arkasından farklı açıklamalarda bulunduğunu sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarına şöyle devam etti: “Şu anda ülkemizdeki 4 milyon mültecinin 400 bini Kürt, 3 milyon 600 bini de Arap; bunların hepsine biz bakıyoruz, Arap’ına da biz bakıyoruz, Kürt’üne de biz bakıyoruz. Çok cüzi bir miktarda da Türkmen var, onlara da biz bakıyoruz, ayrım yok. Ha bu da değil Ezidi’si var, Keldani’si var, Hristiyan’ı var, bunlar da oradan kaçtılar, aynı şekilde onlara da biz bakıyoruz. Bütün bunların hepsini başta Amerika olmak üzere Avrupalıların hepsine anlattık, anlatıyoruz. Ama hani bir sözümüz var ya bizim ‘kellim kellim la yenfa’ diye, konuş konuş fayda vermiyor, maalesef tablo böyle. Bu durum içerisinde biz dini azınlıkları asla bir kenara koymadık, onlara da gereken bütün hassasiyeti gösterdik. Ve bütün bunların yanında işte bakın açıklamalar geliyor, Ermeni Patrikliği açıklamasını yaptı, Kadim Süryani Kilisesi ve Süryani Arami Kilisesi açıklamalarını gayet güzel, olumlu bir şekilde yaptılar, PYD-YPG’nin zulmüne karşı harekâta desteklerini ifade ettiler. Çünkü bunlar Suriye’de çok çektiler, kimlerden? Bunlardan. Bunlara çok zulüm ettiler. Ve Suriye’yi oradan kaçarak terk edenler oldu. Ve bu tablo içerisinde bugüne geldik. Tabii bizim kalkıp da teröristlerle masaya oturmak gibi Allah göstermesin kendimizi inkâr edecek hâlimiz söz konusu değildir, böyle bir şeyi asla yapamayız. Ve bu bizim bugüne kadar aldığımız siyasi terbiyeyle de asla bağdaşmaz. Bu bizim ne karakterimize, ne cibilliyetimize, ne de bizim tarihi duruşumuza asla uymaz. Ve bizim teröristlerle duruşumuz, onlar 30 kilometre derinlik ve en batıdan en doğuya bütün o havzayı bunlar terk edene kadar devam edecek. Bunu dün İngiltere Başbakanı’na da söyledim, bugün Şansölye Merkel’e de söyledim.”
|
|
|
|
|
|
|
FACEBOOK YORUM |
Yorumlarınızı
Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın... |
|
|
|
|
|
|
|
YORUMLAR |
Onay bekleyen yorum yok. |
|
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din,
ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük
harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bu haber henüz yorumlanmamış...
|
|
|
|
|
|
|
|
DİĞER HABERLER |
|
|
|
|
|
|
|