AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Siz bakmayın Türkiye’nin sevincine gölge düşürmek isteyen ehliyetsiz, liyakatsiz insanların bir bardak suda kopardıkları fırtınaya...
Bakınız, memleket adına, millet adına, ülke adına ne pozitif bir cümle kurabiliyorlar, ne gelecek için bir umut olabiliyorlar. Türkiye’nin onurunu
yaralamak pahasına, ülkenin itibarına gölge düşürmek pahasına muhalefet ediyorlar. Ne acıyı, ne sevinci paylaşabiliyorlar" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan AK Parti İl Başkanları toplantısında konuştu.

Erdoğan şunları söyledi: "Türkiye böyle olumsuz küresel şartlar içinde kalkınma iradesini koruyor. Bu tablo ekonomimizin ne kadar dayanıklı hale geldiğinin göstergesidir. Zeminimizin ne kadar güçlendiğinin göstergesidir. Bu gerçeği dile getiren sadece bizler değiliz. Küresel krizin en ağır olduğu 2010'da ekonomi kısa bir durgunluğun ardından toparlandı ve milli gelir yüzde 8.9 arttı. İlk çeyrekte yüzde 11'le rekora imza attı. Kişi başına geliri 10 bin doların üzerine çıktı. Tüm olumsuzluklara rağmen enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara düşüren, ihracatı 130 milyar dolara çıkarmaya namzet bir ekonomiden söz ediyorum. Bugün Türkiye ekonomisiyle istikrarıyla dünyanın gıpta ettiği bir ülkedir. Hedeflerimizi bu özgüvenle ama hesabımızı iyi yaparak, yere sağlam basarak, dikkati asla elden bırakmıyoruz. Kriz psikolojisinin bizi esir almasına izin vermeyeceğiz.

Bakıyorsunuz anamuhalefet lideri ne desin diyorsunuz. Madem iyi gidiyor niye toplantı yapıyorsunuz diyor. Aman yarabbim. Evlere şenlik muhalefet. Toplantı yapmasak hükümet nerede diyecek, niye biraraya gelmiyor diyecek. Biz şu anda dünyayı mercek altına yatırarak yansıması ne olur, olabilir mi, tedbirimizi önceden almak durumundayız. Bunlar çırak bile olamaz. Bunlar ülke filan yönetemezler. Sadece son bir haftada değer kaybeden borsaları, para birimlerini görüyorsunuz. Bunun Türkiye ekonomisine de bazı etkileri olabileceği ihtimalini, kriz işportacılğından medet uman anamuhalefetin dışında herkes bunu tahmin ediyor. Yapılan toplantıları kriz var diye sunanlar sorumsuzluk içinde.

NE DEMEK HARCAMA YAPMAYIN

2008'de başlayan krizin Türkiye'yi teğet geçeceğini söylediğimde kriz tellallığı yapanlar mahcup oldu. Şimdi onları yine mahcup edeceğimizi memnuniyetle ifade etmek istiyorum. Küresel ekonomide yaşanan son gelişmeler orta ve uzun vadede bu kez Türkiye'yi teğet bile geçmeyecektir. Ramazan ayını da bir imkan bilerek israftan kaçınalım. Birilerinin dediği gibi 'harcama yapmayalım' demiyorum. Ne demek harcama yapmayın. Tabii ki harcama yapacaksınız. Piyasada bu hareketlilikler olacak. Ama israf etmeyeceksiniz. Biz israf etmeyeceğiz. İsraf ekonomisinden yana değil, verim ekonomisinden yana olacağız.

LÜKS BİR EVE GİRME

Diyelim ki iki seçenek çıktı. Bir araba, bir de satın almak istediğiniz bir ev. Arabayı almayın diyorum. Sizin için israf olur. Evi alacaksınız, kiradan kurtulacaksınız. Bence bu dönemde lüks bir eve girme. Verim ekonomisinin gerekliliği bunu ifade ediyor. Bu süreç bizler için artı yazacaktır.

'İÇ MESELE' SÖZÜNDEN RAHATSIZ OLANLAR OLABİLİR

Yanıbaşımızda yaşanan acılar canımızı yakıyor, biz barış olsun istiyoruz. Bunlara yönelik hassasiyetlerimiz devam ediyor. Ama komşumuzda olan olayı bir iç mesele olarak gördüğümüzden rahatsız olanlar da olabilir. Biz bunu kardeşliğimizin gereği olarak söylüyoruz. 910 kilometrelik sınır sebebiyle bunları söylüyoruz. Dışişleri Bakanımız bölge hakkındaki projeksiyonumuzu iletirken, bakanımızın başka ülkenin mesajını götürdüğünü iddia etmek şifa bulmaz bir cehaletin ilanı değil midir? AK Parti iktidarı bugüne kadar gittiği her yere aziz milletimizin mesajını götürmüştür. Ama bunlar kendilerini aynada görüyorlar. Yıllarca bunu yaptılar. Yapılması gereken halkın iradesinin tecelli edilmesini sağlamaktır.

GİRİŞİMİMİZLE TANKLAR ÇEKİLDİ

Suriye'deki gelişmeleri yakından izlemeye devam edeceğiz. Bugün aldığımız bir haberler büyükelçimiz Hama'ya gittiler. Tankların çıkmaya başladığını söylediler. Bu da bizim girişimin olumlu netice vermesini göstermesi bakımından çok önemli. 10-15 günlük süre içerisinde bunlar gerçekleşsin ve Suriye'de artık reforma dönük adımlar atılsın. Suriye halkının demokrasi talebine kulak verilmeli.

AİLEMİZLE SOMALİ'YE GİDECEĞİZ

Dışişleri Bakanı ve ailemizle birlikte Somali'ye gideceğiz. Afrika'da bir iftar, bir sahur sofrası açan vatandaşlarımızdan Allar razı olsun. Bu örnek gayretler dünyayı da harekete geçirecektir. Artık siyasetin sınırları ülkelerin sınırlarını açıyor. Afrika'da yaşanan açlık sorununu Eylül ayında New York'ta yapılacak Birleşmiş Milletler toplantılarında gündeme getireceğiz."