Fransa’da merkez sağ Cumhuriyetçiler’in (LR) cumhurbaşkanı adayı François Fillon, ‘Penelope-Gate’ skandalının ardından kamuoyu yoklamalarında kendisine olan desteğin azalmasına rağmen geri adım atmıyor.
Fillon, eşi Penelope Fillon’un çalışmadığı halde ‘milletvekili danışmanı sıfatıyla maaş aldığı’ iddiaları nedeniyle, Ulusal Mali Suçlar Savcılığı tarafından hafta başında sorguya alınmıştı.
Yapılan ödemenin yasal olduğunu savunan Fillon, tüm bunların Sosyalistler’in kendi ‘seçim kampanyasını baltalamak’ amaçlı bir komplosu olduğunu iddia ediyor.
Ancak bu skandal öncesinde cumhurbaşkanlığının en güçlü adaylarından olarak görülen Fillon ile ilgili suçlamalar bununla sınırlı değil. Fransız Fransız Le Canard Enchaine dergisi, Penelope Fillon’a ödenen ücretin söylenenden çok daha fazla olduğunu, eşinin yanında Fillon’un çocuklarına da çalışmadıkları halde öğrenciyken avukat sıfatıyla maaş bağlandığını iddia etmişti.
Fillon ise iki oğlunun 2005 ile 2007 arasında kendisine senatoda danışmanlık yaptığını doğrulamıştı ancak Le Canard Enchaine merkez sağcı adayın iki oğlunun o tarihte avukatlık yapma yetkisinin olmadığını ileri sürüyor.
Kamuoyu yoklamaları, bu skandalın ardından Fillon’un cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci tura çıkamayacağını gösteriyor.
Anketler sağın oyunun aşırıya, yani Ulusal Cephe lideri Marine Le Pen’e kayabileceğine işaret ediyor.
Yıldızı iyice parlayan, hatta kimi anketlerce cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmasına kesin gözle bakılan isim ise Emmanuel Macron. Kurduğu “En Marche” (Yürüyüş) adlı yeni bir hareketle merkezin oylarına oynayan Macron, başta politikadaki deneyimsizliği nedeniyle pek de favori görülmemiş ancak, geçtiğimiz sene yapılan anketlerde yılın politikacısı seçilmişti.
Macron, Fransız TFI televizyon kanalına verdiği röportajda izledikleri siyaseti şöyle özetledi:
“Yürüyüş Hareketi’nde biz ekonomik ve sosyal reformlara inanıyoruz. Biz dijital ve ekolojik değişime inanıyoruz, herkese bu dünyada başarılı olma ve yeniden başlama şansı veren kişisel güvenliğe inanıyoruz. Biz eğitim politikasına ve hayat boyu eğitime inanıyoruz. Biz Avrupa’ya ve Avrupa projesine inanıyoruz.”
Geçtiğimiz hafta sonu ise Sosyalist Parti, yapılan ön seçimlerle cumhurbaşkanlığı için diğer isimler arasında ‘en solcu’ duruşa sahip Benoit Hamon’u adayı olarak seçmişti.
49 yaşındaki Hamon, François Hollande dönemindeki Eğitim Bakanlığı görevini, hükümetin sosyalist politikalardan uzaklaştığı gerekçesiyle bırakmıştı.