Gül, "Avrupalı politikacıların vizyonu yok." derken, Birlik üyesi ülke yöneticilerini 50-60 yıl sonrasını planlayamamakla itham etti. Türkiye'nin üyelik için gösterdiği çabaya dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, "Avrupa Birliği maalesef zaman zaman bu çabayı yavaşlatıcı politik bir tavır alıyor'.' dedi. Gül, İran ve İsrail konusunda da açık mesajlar vererek, İsrail'in uluslararası hukuka uymasını söyledi. Gül, İran'ın nükleer programıyla ilgili sorunun diplomatik yollarla çözümünden yana olduklarını ancak bölgelerinde nükleer silaha tahammüllerinin olmadığını kaydetti.
New York'ta bir düşünce kuruluşunda konuşan ve soruları yanıtlayan Gül, AB politikacıları için "O kadar çok iç politika ile meşguller ki stratejik vizyonları yok. Açıkça söylüyorum; Avrupa Birliği'nin stratejik bakışı çok noksan. 50, 60 sene sonrasını hiç düşünmeyen bir Avrupa var karşımızda." dedi.
Avrupa'ya stratejik bakış geldikten sonra Türkiye'nin üyelik sürecinin hızlanacağını belirten Gül sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz Avrupa'ya otomatik olarak girelim demiyoruz. Şartları yerine getirdikten sonra girelim diyoruz. Ama bu şartları yerin getirme konusunda bizleri engellememeleri lazım. Şimdi engelliyorlar. Ama biz ne yapıyoruz, Avrupa Birliği hukuku standartlarını adapte ediyoruz. Avrupa bizim adapte etmemizi adeta engelliyorlar. Böyle bir şey olmaz."
Avrupa'ya enerjinin en güvenli şekilde Türkiye'den sağlandığına dikkat çeken Gül, aynı zamanda da Birliğin ihtiyacı olan enerjinin kaynaklarını çeşitlendirilmesinin de yine Türkiye üzerinden yapılabileceğini vurguladı. Gül şöyle devam etti: "Biz enerji faslını Avrupa Birliği ile hala konuşamadık. Halbuki Avrupa'ya en güvenli enerjiyi taşıyan ülke Türkiye. Ve enerji kaynaklarını çeşitlendiren ülke Türkiye. Bunu Türkiye nereden yapıyor Kafkaslardan yapıyor, nereden yapıyor Orta Asya'dan yapıyor. Kazak petrolleri Türkiye üzerinden akıyor. Nereden yapıyor Irak'tan yapıyor, nereden yapıyor Arap gazı Türkiye'ye geliyor yapıyor. Eğer İran ile işler normalleşirse İran gazı ve petrolü de Türkiye üzerinden geçecek."
Yunanistan'ın geçen yıl Avrupa'da enerji sıkıntısı çekmeyen tek ülke olduğunu Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin enerji sıkıntı çekmesine karşı komşusuna giden gazı kısmadığını söyledi. Gül, "Bu kadar stratejik önemi var Türkiye'nin Avrupa için. Çeşitli politik engeller çıkardıkları için bunları kendileri ile konuşmuyoruz." dedi.
"BÖLGEDE NÜKLEER SİLAHLARA SAHİP BİR ÜLKEYE TAHAMMÜLÜMÜZ YOK"
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin bölgesinde nükleer silaha "tahammülü" olmayacağını belirterek, İran'ın nükleer programı sorununun diplomatik yollarla çözülmesi gerektiğini vurguladı.
BM 65. Dönem Genel Kurul toplantıları çerçevesinde CFR'da (Dış İlişkiler Konseyi) konuşan Cumhurbaşkanı Gül, Soğuk Savaş döneminde "güvenlik eksenli" olan Türkiye-Amerika ilişkilerinin yeni dönemde stratejik ortaklığı aşarak "model ortaklık" düzeyine çıktığını ifade etti. Türkiye'nin bölgesinde barış ve güvenlik tesis etmek konusunda yapıcı bir aktör olduğunu dile getiren Gül, ABD Başkanı Obama'nın Ortadoğu barışı çabalarına destek verdiklerini, Irak'tan Kafkaslara ortak bir vizyon çerçevesinde çalıştıklarını kaydetti.
Konuşmasında Mavi Marmara yardım gemisine uluslararası sularda saldırarak uluslararası hukuku çiğnediğini belirten Gül, BM İnsan Hakları Komisyonu raporunun somut sonuçlar ortaya çıkardığını belirterek, BM'deki soruşturma komisyonuna da her türlü desteği verdiklerini söyledi. Gül, İsrail'in Türkiye ile dost ülke olmasının Türkiye'nin uluslararası hukuk çerçevesindeki taleplerine cevap vermesine bağlı olduğunu vurguladı.
"NEDEN HAYIR DEDİK?"
Türkiye'nin Afganistan konusunda Türkiye'nin yaptıklarını anlatırken özellikle eğitim, sağlık ve güvenlik güçlerinin eğitimine atıfta bulunan Gül, 17 bin kız ve erkek öğrencinin Türk okullarına giderek kendi dillerinde İngilizce ve Türkçe eğitim aldıklarını hatırlattı.
Konuşmasından sonra soruları cevaplandıran Gül, Türkiye'nin İran konusunda BM'deki "hayır" oyuna ilişkin bir soru üzerine, nükleer silahlanma konusunu asla hafife almadıklarını ve nükleer silahlanmaya "tahammül" edemeyeceklerini belirterek, "Bu bir mesele. İran Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ve uluslararası toplumun bir üyesi. Programı konusunda yeteri kadar açık olmadığı söyleniyor. Bir sorunu nasıl çözersiniz? Ya savaşla ya da diplomasi ile." dedi.
Türkiye'nin sorunun çözümüne açılan tek bulvar olarak diplomasiyi gördüğünü söyleyen Gül, "Başkan Obama da konuşmasında diplomasi penceresinin açık olduğunu söyledi. Herkes diplomatik çözüm istiyor. Soruyorum, İran ile konuşabilen, mesaj verebilen kaç lider var, kaç ülke var? Hiç kimse. Türkiye'nin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Dışişleri Bakanı yapıyor bunu. Bunun görülmesi lazım". diye konuştu.
Tahran deklarasyonunun diplomasi kanalını açık tuttuğunu ifade eden Gül, güzel gelişmelerin yaşanacağına inandığını söyledi.
"İSLAMOFOBİA POLİTİKTİR"
İslam'ın Avrupa'da yüzyıllardır var olduğunu ve bu kıtanın Müslümanlara yabancı olmadığını aktaran Gül, Kilise, Sinagog ve Camilerin yan yana olduğunu dile getirdi. Kendisine bir dinleyicinin İslamofobia'nın Avrupa ve Amerika'da artmasını neye bağladığının sorması üzerine Gül, bunun nedenin politik olduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Gül şöyle konuştu; "Toleranssızlık politik nedenlerden dolayı kaynaklanıyor. Amerika, Avrupa'dan da dünyanın diğer coğrafyalarından daha güvenli, herkesin inancına, dinine, düşüncesine, kılığına-kıyafetine saygılı bir ülke. Amerika böyle bir ülke. Ancak burada da bu tür tartışmaların olduğunu görüyoruz ve bunun da politik olduğunu düşünüyorum. Bu tehlike. Onun için herkes bu tip aşırı şeyleri susturması lazım. Avrupa, burada ya da İslam ülkelerinde, her nerede olursa olsun susturmak lazım."