Tatar, “Kıbrıs’ta Gerçekçi Bir Çözüme Doğru” konulu konuşmasında, Kıbrıs meselesinin en büyük sorunlarından birinin asimetri olduğunu çünkü dünya tarafından Kıbrıslı Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı; Kıbrıslı Türklerin ise toplum olarak görünmesi olduğunu söyledi.
2004 yılında gerçekleştirilen Annan Planı'nın sorunun çözümüne yönelik bir fırsat olduğunu anımsatan Tatar, ancak Kıbrıslı Rumların bu plana yüzde 75’in üzerinde ret oyu verdiğini Kıbrıslı Türklerin ise yüzde 85 oranında evet dediğini kaydetti.
“ANNAN PLANI ÖNCESİ KIBRISLI TÜRKLERE VERİLEN VAATLER HAVADA KALDI”
Annan Planı öncesinde Kıbrıslı Türklere dünya tarafından çok sözler verildiğini hatırlatan Tatar, ancak ezici oranda evet oyu kullanan Kıbrıslı Türklere verilen tüm vaatlerin havada kaldığını anlattı.
Tatar,“Ancak Kıbrıslı Rumlar şimdi Avrupa Birliği’nde ve Avrupa’nın tüm kurumlarından faydalanıyorlar ve Kıbrıslı Türkler'in eşit muamele görmesini engelliyorlar” ifadelerini kullandı.
“SEMPATİ, POLİTİKADA YETERLİ DEĞİL”
Antalya Formu'nda Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Josep Borrell ile yaptığı görüşmeye de değinen Cumhurbaşkanı Tatar, Borell’in kendilerine sempati gösterdiğini ancak politikada sempatinin yeterli olmadığını kaydetti.
Kıbrıs meselesinin sadece Kıbrıslı Türklerle Rumlar'ın değil, bölgesel bir konu olduğunu dile getiren Tatar, diplomasiden ve uluslararası politikadan anlayan herkesin Doğu Akdeniz’deki enerji rezervleri ve güç dengeleri ile ilgili 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası gerçeklerini bilmiş olması gerektiğini söyledi.
Tatar, “Bugün Türkiye’nin çıkarları ve Kıbrıslı Türklerin bununla ilişkili sorunlarının göz ardı edildiği bir durumla karşı karşıyayız, Kıbrıs Cumhuriyetini çok haksız bir şekilde AB’ye alarak bir sorunu da ithal ettiler. Türkiye’nin ne zaman AB ile bir müzakere süreci olsa Kıbrıs ile ilişkili olsun olmasın Rumlar hemen bir veto tehdidinde bulunuyor.” dedi.
"EGEMENLİĞİMİZ TANINMADIĞI SÜRECE, RESMİ GÖRÜŞMELERE BAŞLAMAYACAĞIZ"
Tatar konuşmasında bundan sonraki sürece de değinirken, Türkiye’nin verdiği destekle politikalarını sürdürdüğünü ve federasyon fikrinin Türkiye tarafından da desteklenmediğini belirtti. Tatar, Kıbrıs Türk halkının egemenliği ve eşitliği tanınmadığı sürece Rum kesimiyle resmi görüşmelere başlamayacaklarını vurguladı.
Tatar, “Eğer bu hakkımız tanınırsa o zaman karşılıklı resmi görüşmelere başlarız” dedi.
Kıbrıslı Türklerin Uluslararası toplumun bir parçası olmak istediğini ve kendi kendini yönetme hakkı bulunduğunu dile getiren Tatar, “Biz kendi devletimizle ilerlemek istiyoruz, eğer bu hakkımız tanınırsa o zaman iç ve bölgesel konular üzerine konuşabiliriz. O durumda Türkiye de bölgenin kalkınması ve refahı için çalışacaktır” ifadelerini kullandı.