Rum tarafının Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı’na (TPAO) verilen ruhsat alanlarında sismik araştırma faaliyetleri yürütmekte olduğunun öğrenildiğine de dikkat çeken Bakanlık, tüm uyarılara rağmen, yeni bir boyuta taşınan bu provokatif adımları, bölgede gerginliği artıran, kabul edilemez bir yaklaşım olarak değerlendirdi.
Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Doğu Akdeniz’de yürütmekte olduğu gayrı yasal hidrokarbon arama faaliyetleri çerçevesinde sözde münhasır ekonomik bölgesinde yer alan 12. Parselde teyit sondajına başlanmış olması talihsiz bir gelişmedir. Bunun da ötesinde Rum tarafının tarafımızdan TPAO’na verilen ruhsat alanlarında sismik araştırma faaliyetleri yürütmekte olduğu öğrenilmiştir. Tüm uyarılarımıza rağmen Rum tarafının devam etmekte olduğu tek taraflı hidrokarbon arama ve çıkarma faaliyetlerini yeni bir boyuta taşıyan bu provokatif adımlar, bölgede gerginliği artıran, kabul edilemez bir yaklaşımdır” denildi.
“ÇÖZÜM VE İSTİKRAR YÖNÜNDEKİ SAMİMİYETSİZLİĞİNİN GÖSTERGESİ…”
Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik kapsamlı müzakerelerin canlandırılması yönünde hazırlıkların davam ettiği bir dönemde, Rum liderliğinin bir yandan çeşitli bahaneler öne sürerek ayak sürümesi ve müzakerelere kaldığı yerden başlanmayacağı yönünde olumsuz beyanlar vermesi, öte yandan taraflar arasında gerilimi artırıcı eylemlerine devam etmesinin, Rum tarafının çözüm ve istikrar yönündeki samimiyetsizliğinin esef verici bir göstergesi olduğu ifade edildi.
Kıbrıs adasının ortak sahibi Kıbrıs Türk halkının, her konuda olduğu gibi, Ada’nın deniz yetki alanlarında bulunan doğal kaynakların araştırılması, çıkarılması ve işletilmesinde de eşit ve ayrılmaz haklara sahip olduğu kaydedilen açıklamada, bir oldu-bitti yaratılmak suretiyle Kıbrıs Türk halkının haklarının gasp edilmesine kesinlikle izin verilmeyeceği vurgulandı.
“TPAO’LA YENİ SİSMİK ARAŞTIRMALAR PLANLANIYOR”
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bu çerçevede yürütülmekte olan çalışmalar devam etmekte olup, Hükümetimizce TPAO’ya arama/çıkarma ruhsatları verilen sahalarda önümüzdeki günlerde yapılacak yeni sismik araştırmalar yanında, alınacak neticeye göre sondaj faaliyetlerine de başlanması planlanmaktadır.
Hak ve çıkarlarımızı koruma kararlılığımız muhafaza edilirken, Rum tarafının yarattığı hidrokarbon sorununun karşılıklı diyalog ve iyi niyetle çözümü yönündeki irademizi bir kez daha yinelemek istiyoruz.
Bu bağlamda, 24 Eylül 2011 ve 29 Eylül 2012 tarihlerinde BM Genel Sekreterine sunmuş olduğumuz yapıcı önerilerimiz halen masadadır. Kıbrıs Türk halkının hakları hilafına yaşanabilecek ve iki devletli bir çözümü gündeme getirebilecek gelişmelerin sorumluluğunun bütünüyle Kıbrıs Rum tarafı ve onları aklı selime davet etmeyenlere ait olacağını hatırlatmakta yarar görüyoruz.
Ada’da ve Doğu Akdeniz’de barış ve istikrarın teminat altına alınabilmesi için Rum tarafının bir an önce hayalperest politikalarına son vererek, Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm bulunması yönündeki müzakerelere ve çözüm bulununcaya kadar hidrokarbon arama/çıkarma faaliyetlerinin karşılıklı mutabakatla belirlenecek ortak bir zeminde yürütülmesi arayışlarına yapıcı katkı koymaya başlayacağını ümit ediyoruz.”