KTAMS, yayımladığı basın bidirisinde şu görüşmelereyer verdi:
"KTAMS’ın 55. kuruluş yıldönümünü yine çözümsüzlük ortamında, işbirlikçi UBP hükümetinin çalışanından emeklisine, Kıbrıslı Türklerin tümüne dayattığı AKP patentli siyasi ve ekonomik yıkım paketinin gölgesinde kutlamaktayız.
Bugün işbirlikçi ve ayrılıkçı, beceriksiz, kendi halkını düşünmeyen, Kuzey Kıbrıs’ta AKP’nin misyonerliğini yapan UBP, Kıbrıslı Türkleri ada üzerinden yok etmeye yönelik ekonomik ve siyasi dayatmalar ile sindirme politikaları uygulamaktadır. Tam bir sömürge yönetimi zihniyeti ile hiçbir siyasi ve ekonomik irade ortaya koymadan tamamen teslimiyetçi bir anlayışla halkına rağmen yıkım paketini uygulamaya çalışan UBP hükümeti, Kıbrıslı Türkler’e tarihteki en zor günlerinden birini yaşatmaktadır. .
Kıbrıs sorununun çözümü konusunda, AKP’nin Kıbrıslı Türkleri rehin tutma politikası sonucu tam bir sömürge yönetimi gibi davranan işbirlikçi UBP hükümeti, Kıbrıslı Türklerin tek kurtuluş yolu olan Kıbrıs’ta Federasyon temelinde bir çözümden hızla uzaklaşmaktadır.
Elbette UBP, AKP tarafından kendisine biçilen bu rolü koltuk uğruna oynamaya devam etmekten hiç bir tereddüt duymayacaktır. UBP hükümeti kendi insanının ezilmesine, horlanmasına ve hızla yok olma sürecine girmesine çanak tutarak kendi halkına karşı insanlık suçu işlemekte, kendi halkına ihanet etmektedir.
İşbirlikçi UBP hükümetinin yalana dayalı seçim propagandası ile işbaşına geldiği 2009 Nisanından bugüne kadar gerek ekonomide gerek çalışma hayatında, gerekse diğer bütün sektörlerde yapılanlara baktığımız zaman ülkenin ne durumda olduğunu anlamak için çok büyük bir çaba harcamaya gerek olmadığı görülmektedir. Hükümet olmadan önce “ekonomiye dair bütün formüller cebimdedir” diyen dönemin UBP Genel Başkanı şimdiki Cumhurbaşkanı Sn. Dr. Derviş Eroğlu hükümet olduktan sonra verdiği sözleri unutarak ve olmayan formülleri bir kenara bırakarak saraya girmenin yollarını aramış ve popülist politikalar geliştirmiştir. Akabinde kurulan Sn. İrsen Küçük hükümeti de hiçbir konuda kendi hükümet politikalarını üretmediği (daha doğrusu üretemediği) görülmektedir. Bu kukla hükümet Kıbrıslı Türklerin sosyal yapısına, çalışma hayatına ve kültürüne uymayan ve halkını her alanda yok oluşa sürükleyecek AKP patentli politikaları büyük bir iştahla uygulamaktadır
UBP hükümetince uygulanan yanlış ekonomi politikaları sonucu özel sektör çalışanları yoksulluk sınırı altındaki ücretlerle çalışmak zorunda bırakılmaktadır. Üretici durumda olan hayvancı, çiftçi ve narenciye üreticisi ise dayatılan ekonomik yıkım paketi ve neoliberal politikalar sonucu UBP’nin beceriksizce ve üreticiyi yok edecek kararları sonucu çok zor koşullarda yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadır.
Ülkenin kayıt dışı işçilikle tam bir ucuz emek pazarına dönüştürülmesi sonucu, sendikal tüm haklara saldırılar artmakta, toplu iş sözleşmeleri ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır.
İşbirlikçi UBP hükümeti iğneden ipliğe her geçen gün zam üstüne zam yaparak asgari ücretle hayatını sürdürmeye çalışan özel sektör çalışanlarını, işçiyi, emekçiyi ezdikçe ezmekte, buna karşılık ise asgari ücretin günün koşullarına göre yeniden belirlenmesi için ise hiçbir adım atmamaktadır. Bu politikalarda bize göstermektedir ki işbirlikçi UBP hükümeti çalışanı düşünmemekte ve sermaye çıkarlarına teslim olmaktadır.
Aslında bu kukla hükümetten çalışanlar yararına olacak bir hareket beklemek ölü gözünden yaş beklemeye benzer. Çünkü onların misyonu Kıbrıslı Türkleri ada üzerinden yok etmektir.
Bizlere ise düşen görev tüm ilerici kesimlerin güçlerini birleştirerek işbirlikçi UBP’ye karşı verilen toplumsal varoluş kavgasını yükseltmek ve bir an önce bu kukla hükümetten kurtulmaktır. Bu güç ellerimizdedir. Yeter ki bu gücü örgütlü bir şekle dönüştürelim. İnancımızı ve mücadelemizi inatla sürdürelim.
Bu zor koşullarda KTAMS olarak çalışanların ekonomik, demokratik hak arama mücadelesini bıkmadan usanmadan her türlü koşulda sürdürmeye devam edeceğiz. Toplumsal varoluş kavgasında bundan önce olduğu gibi bundan sonra da bütün gücümüz ile ön saflardaki yerimizi alacağız.
Bu bağlamda Kıbrıslı Türkleri yok edecek ekonomik yıkım paketini dayatan gerek AKP hükümetine gerekse onun yerli işbirlikçisi UBP hükümetine karşı verilen toplumsal varoluş mücadelesinin yükseltilmesi gerekliliği bir kez daha çok açık bir şekilde önümüzde durmaktadır. Sendikal Platform, diğer sivil toplum örgütleri ve muhalefet siyasi partileri ile birlikte hiçbir siyasal öngörüsü olmayan UBP hükümetinin bir an önce toplumun başından gönderilmesi için yılmadan mücadelemizi yürüteceğiz. Bu noktadan hareketle tüm ilericilerin, yurtseverlerin, sendikaların, sivil toplum örgütlerinin, üretici birliklerinin, kısaca ülkenin tüm emekçilerinin farklılıklarını bir kenara koyup ortak bir hedefte, işbirlikçi UBP hükümetinin alaşağı edilmesinde güçlerini birleştirmelidir.
Değerli KTAMS üyeleri;
Bugün geldiğimiz bu noktada sendikamıza her zaman olduğundan çok daha fazla sahip çıkma zamanıdır. Sendikamız gücünü siz üyelerinden ve halkımızdan almaktadır. Sizlerin bu destek ve gücü KTAMS’ı daha da mücadeleci ve kurumsal bir yapıya taşıyacaktır."