Ticaret Odası’ndan yapılan açıklamada, odanın ekonomik hayatın kendisi olan üretime büyük önem verdiği ve ülke ekonomisi için katma değer sağlayan, uluslararası standartlara uygun ve rekabet üstünlüğüne sahip yerli mal ve hizmet üretimini her zaman şiddetle desteklediği vurgulandı.
“REKABET ÜSTÜNLÜĞÜ OLAN MAL VE HİZMET ÜRETİMİNE YOĞUNLAŞMALIYIZ”
Kuzey Kıbrıs gibi küçük ekonomilerde hizmet üretiminin de ekonomiyi sürükleyen başlıca faaliyet alanı olduğu ifade edilen Ticaret Odası açıklamasında, “Ülke olarak rekabet üstünlüğümüzün olduğu mal ve hizmet üretimi alanlarına yoğunlaşmalı ve bu alanlarda daha kaliteli ve daha uygun maliyetlerle üretim yapabilmeyi teşvik etmeliyiz” denildi.
“KENDİ AYAĞIMIZA KURŞUN”
Açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“’Ne pahasına olursa olsun üretim yapalım’ anlayışının arkasına saklanıp, bunları yasaklarla ve fonlarla koruyacağız diye ülkeyi pahalılaştırmak, avantajlı olduğumuz turizm ve eğitim gibi sektörlerin rekabet gücünü zayıflatır ve kendi ayağımıza kurşun sıkmış oluruz.
Üretimin desteklenmesi, rekabet üstünlüğümüzün olduğu üretim alanlarında, üreticiyi üretim, pazarlama ve dış satım süreçlerinde sınırlı bir süre doğrudan destekleyip, daha iyi rekabet edebilir seviyelere getirmekle mümkün olabilir. Örneğin üretim aşamasında girdi maliyetlerini ucuzlatılması, yüksek teknoloji kullanımının teşvik edilmesi, verimlilik artışı ve dış pazarlara erişimin, kaynak sağlanabildiği ölçüde desteklenmesi gerekmektedir.
Rekabet üstünlüğümüzün olmadığı alanlarda korunarak, teşvik ve muafiyet alarak üretmeye devam etmenin ekonomik olarak sürdürülebilirliği yoktur. Esas olan tüketici refahı ve memnuniyeti olmalıdır.”
Ticaret Odası, ‘ithalata konacak fonlarla korunma’ taleplerinin, hükümetin ve ilgili diğer tüm çevreler tarafından bu prensipler çerçevesinde değerlendirilmesinin ve ithalatı pahalılaştırma girişimlerine taviz verilmemesinin ülke menfaatleri gereği olduğu belirtildi.