Böbrek yetmezliği çok su içme, sık idrar çıkma, halsizlik, baş ağrısı, iştahsızlık, mide bulantısı, uykusuzluk gibi belirtilerle ortaya çıkabilen bir sorun. Nefroloji Uzmanı Dr. Can Kinalp, kalpteki sorunların hastalığı tetikleyebileceğini belirterek şunları söyledi:
“Kalp yetmezliğinin derecesine göre böbreklere ulaşan kan miktarı azaldığı için klinik tabloya böbrek yetmezliği de eklenmektedir. Böbrek yetmezliği sonucu ödem daha da artmakta, ek olarak böbreklerin vücuttan uzaklaştırdığı birçok zararlı atık maddenin düzeyi giderek artmaktadır. Tüm bu olumsuzlukların kendisi hem kalp hem de böbrek üzerine olumsuz etkide bulunarak mevcut durumun daha da kötüleşmesine neden olmaktadır. Sonuçta kalp yetmezliği, böbrek yetmezliğine neden olarak olumsuz kısır döngüyü tetiklemektedir.”
BÖBREK YETMEZLİĞİ OLUŞMUŞ İSE İLAÇ ETKİ ETMEYEBİLİR
Tedavide kullanılan en önemli ilaç grubunu idrar söktürücülerin oluşturduğunu vurgulayan, ancak kalp yetmezliği ilerledikçe idrar söktürücülerin etkilerinin azaldığını vurgulayan Kinalp, "Bu durumda vücuttan uzaklaştırılamayan sıvı ana sorunu oluşturuyor. Böyle hastalarda periton diyalizi tedaviye eklenmektedir. Periton diyalizinin sürekli uygulanmasıyla artık vücutta sıvı birikimi olmamakta ve hastaneye yatış zorunluluğu azalmakta ya da ortadan kalkmaktadır. Bu sayede hastaların yaşam kalitesi belirgin derecede artmaktadır” dedi.
EN ÖNEMLİ KOŞUL HİJYEN
Nefroloji Uzmanı Dr. Can Kinalp’a göre, periton diyalizinde en önemli nokta genel temizlik kurallarına uymak. Periton (karın) boşluğuna sıvı doldururken ve boşaltırken ortamın ve ellerin temizliğine özen gösterilmeli. Aksi durumda periton zarı iltihabı oluşabilir. Bu durum antibiyotik tedavisini gerektirir ve her peritonit atağı periton zarının geçirgenlik kalitesini bozacağından sık tekrarlayan peritonitler sonucu sıvı çekilmesinde sorun yaşanabilir.