17 Ağustos 1999’da meydana gelen 7.4 büyüklüğündeki depremin etkileri, şiddet haritası, etki alanı yaklaşık 2 ayda hazırlanabilirken, günümüzde tüm verilere ve olası yıkım haritasına 60 saniyede ulaşmak mümkün olacak.
Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı tarafından geliştirilen (Eartquake Loss Estimotion Routine) ELER adlı yazılımın tanıtımı ve güncel konularla ilgili düzenlenen toplantıda, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Nurcan Meral Özen, Kandilli Rasathanesi Ulusal Deprem İzleme Merkezi Müdürü Dr. Doğan Kalafat ve Deprem Mühendisliği Bölümü Araştırma Görevlisi Yaver Kamer bilgi verdi.
ABD VE JAPONYA’NIN KULLANDIĞI GİBİ
Amerika’da ve Japonya’da su, elektrik, ulaşım, nakliye gibi pek çok sistemin bu tip bir yazılım ile koordineli çalıştığını vurgulayan Kalafat, “Depremin merkez üssünde hasarın her zaman daha çok olacağı düşünülür fakat merkeze uzak ancak yapı kalitesizliği nedeniyle hasar gören pek çok bölge var. Bu sistem hangi bölgelerin depremden ne derece etkilendiğini anlamamızda önemli veriler verecek” dedi.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Kalafat, Prof. Dr. Elçin Halilov’un 2011-2015 arasında İstanbul ve İzmir’de şiddetli deprem olasılığının yüksek olduğuna dair açıklamalarına ilişkin olarak şu değerlendirmeleri yaptı:
2090’A KADAR İSTANBUL İÇİN DEPREM OLASILIĞI YÜZDE 95
“Maalesef deprem olayı, kaotik bir olay. Bir depremde gördüğünüzü diğer depremlerde göremiyorsunuz. Yapılan bu açıklamaların tamamı hipotez olarak kalır. İstanbul’da 7 büyüklüğündeki bir depremin 2030’a kadar olma olasılığı yüzde 64. Önümüzdeki 50 yılda olma olasılığı yüzde 75, 90 yılda ise yüzde 95. Yani İstanbul’da 2090 yılına kadar büyük bir deprem olma olasılığı yüzde 95’tir.