Gazimağusa Belediye Başkanı Oktay Kayalp, lağım suları ile ilgili basın açıklaması yaptı. Kayalp açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
Haspolat Arıtma Tesisinden doğaya salınan lağım suları Gazimağusa’yı tehdide devam etmektedir. Kentimizde hem insan sağlığını, hem de doğal yaşamı tehdit eden bu durumun önüne geçmek için Gazimağusa Belediyesi ekipleri dere yatağının önüne set çekmek zorunda kalmıştır.
Haspolat’tan Gazimağusa yönüne gelen derelere kontrolsüz olarak bırakılan vidanjör atıkları, mezbaha atıkları ve eksik arıtılmış sular, normalde Köprü Barajı’na ulaşmaktadır. Ancak baraj alanının bir bölümünü özel şahıslara “tarımsal arazi” olarak kullandıran Gazimağusa Kaymakamlığı, bu alanların su altında kalmasını önlemek için baraj kapaklarını ısrarla açık tutmakta ve kirli suların kentimize ulaşmasını sağlamak için güzergah üzerinde bulunan kanalların yapısını değiştirmektedir. İngiliz zamanından kalma bir mühendislik harikası olan su kanallarının yapısını gelişigüzel müdahalelerle bozan Gazimağusa Kaymakamlığı’nın hedefi çok tehlikeli atıklarla dolu suları doğrudan kentimizin denizlerine ve göllerine ulaştırmaktır. Bu girişimlerden sınırlarımız dahilindeki Çanakkale Gölü, Glapsides Plajı ve Yeniboğaziçi Belediyesi sınırlarında bulunan Silver Beach, tamiri mümkün olamayacak biçimde etkilenecektir.
Uzun bir süredir devam eden lağım suları konusunu çözmek yerine, Gazimağusa’yı daha büyük bir felakete sürüklemek için akıl almaz işler yapılmaktadır. Devlet, felaketin boyutlarını tırmandıracak şekilde, dere yataklarını temizlemek için ihaleye çıkarak lağımlı suyunun akışını hızlandırmaya çalışmaktadır. Amaç, bu atıkları adamızın en değerli kıyılarına ve göllerine ulaştırmaktır. Devlet birimlerinin bu duyarsızlığına karşı, Gazimağusa Belediyesi olarak kentimizi kirlilikten korumak amacıyla hiç arzu etmediğimiz halde, dere yatağının önünü keserek kritik bir müdahale yapmak zorunda kaldık. Tek amacımız Gazimağusa’yı korumaktır. Bunu defalarca açıklayarak “sorunu kaynağında çözün” çağrısı yaptık. Ancak anlaşılan odur ki, bazı özel ve ayrıcalıklı kişilerin çıkarları, halkımızın genel çıkarlarından daha önemli sayılmaktadır.
Gazimağusa Belediyesi olarak kentimizi ve doğal varlıklarımızı her ne pahasına olursa olsun, korumaya kararlıyız. Nitekim, kirli suların kentimize ulaşmasını engellemek üzere aldığımız önlem nedeniyle belediyemize hizmet veren bir dozer ile operatörü, yasadışı iş yaptığı gerekçesiyle tutuklanmıştır. Polisten elde ettiğimiz bilgiye göre, bugün şahsıma da aynı gerekçe ile dava okunacağıdır.
Haspolat arıtma tesisi çıkışından ve buraya bırakılan vidanjör atıklarından halen Gazimağusa yönüne akış devam etmektedir. Bu durumun bir felakete dönüşme tehlikesi vardır. Köprü-Çayönü arasındaki dere yatağını temizleyerek bu akışın hızlanmasını ve böylece sorunu Gazimağusa’nın felaketine dönüştürmek isteyen bir zihniyetle karşı karşıyayız.
Çanakkale Gölü’nün ve Glapsides Plajı’nın Lefkoşa atık sularıyla kirletilmesinin, yıllardır kentimizde bulunan bu doğal zenginliklerin geri dönüşsüz olarak kaybedilmesi ve zincirleme şekilde tüm doğal hayatın felakete sürüklenmesi anlamına geldiğini devleti yönetenlerin halen kavrayamadığını esefle görüyoruz. Yıl boyunca Köprü Göleti’nde birikmesi gereken lağım suları akmaya devam etmekte ve Gazimağusa’ya doğru ilerlemektedir. Çözüm için beklemeye artık sabrımız kalmamıştır. Tüm Gazimağusa Belediyesi yönetici ve çalışanları tutuklansa bile, bu felaketin kentimizi teslim almasına izin verilmeyecektir.
Sorumluluk sahibi olması gerekenler Haspolat’tan bırakılan suyu kontrol altına alana ve Köprü Göleti’nin denetimini sağlayana kadar, Gazimağusa’yı bu felaketin etkilerinden mümkün olduğu kadar korumak için gözümüzü budaktan sakınmadan tüm çabamızı kararlılıkla ortaya koyacağımızdan kimsenin kuşkusu duymaması gerekmektedir. Bilinmelidir ki, birileri gözden çıkarmış olsa dahi, Gazimağusa ve Gazimağusalılar sahipsiz değildir.