Kıbrıs Sosyalist Partisi, 1964’ten beri Kıbrıs’ta yaşanan siyasi sorunlara ve İsviçre zirvesine değinerek liderlerin Mont Pelerin kasabasında sürdürdükleri görüşmeler ve becerebilirlerse devamında herhangi bir burjuva emperyalist çözümü gerçekleştirmelerine karşı olmadığını belirterek burjuva da olsa her türlü uzlaşma, savaşa ve bugünkü ateşkes durumuna tercih edilmesi gerektiğini söyledi.
Kıbrıs Sosyalist Partisi’nin, Kıbrıs’ta 1964’ten beri süregelen ateşkes durumuna son verecek bir burjuva uzlaşmayı, her zaman mevcut duruma tercih ettiğini açıkladı.
KSP, Kıbrıs’ta çatışmakta olan iç ve dış tarafların kendi imzalarını koydukları uluslar arası anlaşmaları bile hiçe sayarak, ihlal ettiklerini ve emperyalist çıkarlar uğruna karşılıklı olarak birbirlerinin sadece canına kıymakla kalmayarak, gasp talan ve daha birçok insanlık düşmanı suçlar işleyerek sorunu bilerek ve isteyerek karmaşık hale, içinden çıkılamaz bir hale soktuklarını ifade ederek “Şimdi de yaratmış oldukları bu çelişkiler yumağını burjuva adaleti çerçevesinde çözmeye çalışıyorlar. Kıbrıs sorunu burjuva hak ve adaleti çerçevesinde çözümlenemez duruma gelmiştir”
KSP, iki toplumun burjuva liderlerinin İsviçre’nin Mont Pelerin kasabasında sürdürülen görüşmeler ve becerebilirlerse devamında herhangi bir burjuva emperyalist çözümü gerçekleştirmelerine karşı olmadığını belirterek burjuva da olsa her türlü uzlaşma savaşa ve bugünkü ateşkes durumuna tercih edilmesi gerektiğini söyledi.
KSP sözlerine şöyle devam etti: “Bu görüşmelerin yürütüldüğü BM şemsiyesi günümüzde barışın değil emperyalist saldırganlığın şemsiyesi haline gelmiştir. Bu şemsiye altında Kıbrıs sorununa çözüm üretmeye yardımcı olma iddiasındaki güçler, yani ABD, İngiltere, AB ve Türkiye hali hazırda Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren, ülkeleri bölen ve milyonlarca insanı çoluk çocuk demeden katledilmesine, evsiz barksız kalmasına yol açan güçlerdir. Bu güçler Kıbrıs’ta yaşanan felaketlerin de baş sorumlularıdırlar.
Bu nedenle bu güçlerin hiçbirine güvenmediğimizi buradan açıkça ilan ediyoruz. Bunların Kıbrıs’ta 52 yıldan bu yana neden oldukları katliamlar, gasp, talan ve adanın her iki yanında sürdürmekte oldukları hak yiyici düzenler üzerine barış kurulması imkânsız değilse bile çok zordur”
Bu koşullarda gerçekleşecek bir burjuva barış adalet temelinde değil taraflardan birinin ötekine şartlarını empoze etmesi temelinde yükselebileceğini belirten KSP, bu gerekçelerle Kıbrıs Sosyalist Partisi, Kıbrıs’ta bir çözüm için Kıbrıs halkının bu çözümün öznesi olabileceği kendi seçeneğini yaratması için mücadele ettiğini söyleyerek bu seçenek emperyalizme karşı Kıbrıslı işçi ve emekçilerin birleşik cephe hükümeti olduğunu bildirdi.
Günümüzde tüm dünyada yaşanan sorunların temelinde özel mülkiyet ve bundan kaynaklanan aşırı kâra dayalı bir toplumsal üretim sistemi olduğunu belirten parti, bu toplumsal üretim sisteminin emperyalist kapitalizmi olduğunu söyleyerek şöyle devam etti: “İnsan toplumlarının önünde duran birincil görev emperyalist kapitalist sistemi, özel mülkiyet sistemini kaldırmak ve bunun yerine insanca bir sistem olan, sosyalist sistemi geçirmektedir.
Tüm dünyada emekçilerin mücadelesinin ana ekseni bu olmalıdır. Ulusal sorunlar, insanlığa karşı suç işlemek suretiyle oluşturulan tüm sorunlar bu mücadelenin gelişimiyle birlikte ortadan kalkacaktır”
KSP, Kıbrıs’ta da gerçek barışın ancak işçi sınıfın önderliğinde emperyalizme karşı tüm emekçilerin güç birliği içinde yürütülecek mücadele sonucunda elde edileceğine vurgu yaparak açıklamasını sonlandırdı.