CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında, gündeme dair bir konuşma yaptı.
Başbakan Erdoğan'ın "17 Aralık'ta bize darbe yapıldı" sözlerini değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Malı götürüyor, ülkeyi soyuyor. Mağdurum diyor. Yeter artık. Kabak tadı verdi bu"diyerek tepki gösterdi ve ekledi: "Yolsuzluktan şikayet mi ediyorsunuz? Oyunuzun adresi belli CHP. Sözüm söz, namus sözü, CHP iktidarında 5 kuruş rüşvet alana da rüşvet verene de göz açtırmayacağım."
İşte o konuşmadan satır başları:
17 ARALIK TARİHİNİ EZBERLEDİK
Kamyon sürücüsü kardeşlerime sesleniyorum. Bu mazot fiyatı ile kazanamazsınız, bu vergilerle siz kazanamazsınız. Haramilerin iktidarını sandıkta yıkacağız. Bir tek bunun mücadelesini yapacağız. 17 Aralık tarihini ezberledik hepimiz. 17 Aralık 1199'da Moğol istilası başlamış. 1908'de 2. meşrutiyetin ilk meclisi toplanmış. 2010 17 Aralığında Google insan vücudunu tarayan bir harita çıkarmış. Bunlar insanlık için önemli, peki bizim 17 Aralık? 17 Aralık 2013'de önemli bir gerçek çıktı. Türkiye Cumhuriyeti devletini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti soyuyor. bu gerçek çıktı ortaya.
17 Aralık darbedir, 60, 70,80 darbelerinden çok daha önemli bir darbedir diyor. O zaman idamlar oldu. Küçücük çocuklar yaşı büyütülüp idam edildi. Neden böyle diyor? Çünkü hortumlar kesildi. Ortada bir darbe yok. Kimse darbe yapmıyor. Adam gibi soru sorduk, adam gibi cevap bekliyoruz. 4,5 milyon doları ayakkabı kutusuna darbeciler mi koydu. Malı götüreceksin, sıkışınca darbe yapıldı diyeceksin. Senin 4 bakanın darbeci miydi?
'MAĞDURUM DA MAĞDURUM’
Hapse girdin kardeşim, eyvallah. Mağdur oldun. Senin mağduriyetini gidermek için anayasayı değiştirdik. Yeni seçim yaptık, Siirt’ten milletvekili oldun. Hala ben mağdurum da mağdurum.
MAAŞIM AZ DİYE AĞLIYOR
2004 hapisten çıktı başbakan oldu. Gitti bir şirket kurdu. İlk kez Başbakanlık koltuğundayken gidip şirket kuruyor. Ne için? Mağdur ya, gidermek için. Sonra başbakanlıktan aldığı maaş yetmiyor, gitti Schröder 2004’te. Diyor ki, sordum diyor kaç lira maaş alıyorsun. Demiş ki 15 bin Euro alıyorum, benim ki 3 bin Euro diyor ben mağdurum diyor. Bu haberi okuduğum gün bütçe görüşmelerinde Sayın Başbakan’ın maaşını arttırın, Türkiye Cumhuriyeti başbakanı kimseye ben az alıyorum maaş demesin dedim. Sen mağdursun da 9,5 milyon emekli mağdur değil mi? Emeklilere söylüyorum maaş düşük diyorsunuz, fazla bile vermişler. Mağdurum diyor demek ki aylıklarınız daha da kesilecek. Eskiden sağlığı bedava yapacağım diyordu şimdi üç kez para kesiliyor. Mağdur olan kim? Emekli değil Erdoğan. Böyle mağduriyet mi olur. 700 bin liralık kol saati takan bakan mağdur, çocuğunun cebine para koyamayan baba mağdur değil.
Hükümet sözcüsü yolsuzluk yok demiyor. Afaki bir rakam bu diyor. Bu ülkede bir başçalan var. Başbakan değil baş çalan. En iyi rakamı o bilir. Çıkar söyler ne kadar olduğunu rakamın.
Hüsnü Mübarek'i bilirsiniz. 55 milyon dolar götürmüş. Bunlarınki 85 milyar Euro. Bari mağduriyet edebiyatı yapmayın.
BENİM BOYNUMUN BORCU
247 milyar nasıl alınır? Herhalde bir tek kişi götüremez. Paralel yapı, bürokrat, savcı, hakim, işadamı gerekiyor. Hayırsever iş adamı diyor. Hayırsever iş adamı 700 bin liralık kol saati gönderiyor bakana. Yatağa aç giren çocukları doyurayım demiyor. Başka kim var? Siyasetçi olması lazım. Devletin içinde bir çete var. Kimse darbe oldu filan demesin. Ülkenin bir gerçeği var. Ülke soyuluyor. 76 milyon vatandaşın her kuruş vergisinin hesabını sormak benim boynumun borcu.
Rüşveti veren adamın uçağı ile umreye gidiyor yine mağdur bunlar. 700 bin liralık saat olur mu diyorlar. Fotoğrafı var. Mamak’ta oturan yurttaşlarıma sesleniyorum. 700 bin liralık kol saati 10 apartman dairesi demektir. Evsizlere söylüyorum. Ne diye takıyorlar o saati? Bakan mağdur olsun diye.
Çetenin reisi kim? Çete üyesi bakan söylüyor: Başbakan söyledi ben gereğini yaptım diyor. Sen yolsuzluklar konusunda çete reisisin ve de ustasın bu konuda. Kimse senin eline su dökemez.
Efendim bunların bir bakanı var devlet şerik kabul etmez diyor. Ortak kabul etmez diyor. Bunu başındaki zata söylesene, sen devletin ortağı değilsin desene. Parayı götürüyor, Sayıştay raporunu getirmiyor. Sonra ortak kabul etmez devlet diyor.
BU DEVLETE MEYDAN OKUMADIR
Darbe yapacaklar korkusunun altında oğlum Bilal Erdoğan ifade vermesin yatıyor. Bütün yurttaşlarıma sesleniyorum. Çocuğu olan, iş arayan bütün yurttaşlarıma sesleniyorum. Biri aranacak, aranan senin çocuğun ise alır götürürler. Başbakan'ın çocuğu ise kimse dokunamaz. Geçen çıktı ortaya Başbakan’ın arabasına binmesi. Bu devlete meydan okumadır. Benim çocuğum yolsuzluk da yapsa, rüşvet de verse, rüşvet de alsa onun garantisi benim diyor. Onun çocuğunun sizin çocuğunuzdan farkı ne? Ayrıca özelliği ne? Temel bir özelliği var: Rüşvet almak. Bütün dünyanın terörü destekliyor diye listeye aldığı adamla oturup konuşuyor.
Bu darbe 60, 70, 80 darbesinden de ağırdır diyor. Ağır çünkü senin tüm rüşvetlerin ortaya çıkarıldı. Sen diyorsun ki ben seçimlerde hesaplaşacağım. Demokratik ülkede rüşvete bulaşanın hesap verdiği yer yargıdır. Benim görevim seni yargının karşısına çıkartmaktır.
BEN SİZE MAĞDURİYET HİKAYESİ ANLATAYIM
Mağdurum diyor, ben size mağduriyet öyküsü anlatayım: Emine Akçay. Eşi iş arıyordu. Küçük çocuğu vardı. Kış mevsiminde 6 lirasıyla oduncuya gitti. Oduncu 10 kilo odun verdi. Sobaya koyuyor odunu? Yanmıyor. Islak olduğu için. Küçük çocuğu üşüyorum diyor. Saç kurutma makinesini prize takıyor. Bununla ısın oğlum diyor, yan odaya gidip kendisini asıyor. Mağduriyet budur.
Sen milyarları götüreceksin, utanmadan sıkılmadan bire darbe yapıldı diyeceksin. Yeter yahu. Bu milletin ahı tuttu. Genç bir kadın. Konya'da yaşandı benzer bir olay. 40 günlük çocuğu var. Eşi askerde. Annenin çocuğu zatüreden ölüyor. Devlet yardım yaptı mı diye soruyorlar bize kimse yardım yapmadı diyor. Bizim bir aile sigortamız vardı. Kimseyi birine muhtaç etmezdik. Kadının banka hesabına her ay 600 lira yatıracaktık. Alnı dik yaşayacaktı. Bunu nasıl finanse edeceksin dediler bize. Hesabını yaptık. 1 yıllık maliyeti 7,5 milyar liraydı. Bunların hortumladığı parayla 32 yıl bu aile sigortası ödenebilecekti.
HARAM OLSUN...
Haram olsun diyorsunuz. Demek yetmiyor. Rezil oldular hala devam ediyorlar halkın önüne çıkmaya. İstifa ederken beni destekleyin diyor bakanlara. bir de çıkmış bize darbe yapıldı diyor.
Operasyon yapan polisi 2 saat içinde görevden aldılar. Şimdi bütün hakim ve savcıları adalet bakanına bağlıyorlar. Bakan tek yetkili olacak. Sözünü dinlemezlerse Teftiş Kuruluna gidilecek. Ama Teftiş Kurulu da bakana bağlanacak. Teftiş Kurulu'nu tehdit kurulu haline getiriyor. Ne diyordu Erdoğan yargılarım HSYK'yı diyordu. İşte o yargılama yetkisini almaya çalışıyor. Adalet Bakanına adli genelge çıkarma yetkisi veriyor. Bu teklif Bakanlar Kurulunda görüşülmüyor. AK Parti vekillerine vermişler. Tek bir parti var adaleti isteyen o partinin adı Cumhuriyet Halk Partisi. O kadar ileri gidiyorlar ki, hakim ve savcı yurt dışına çıkacaksa ancak Bakan izin verebilir. Bir şey daha yapıyorlar HSYK'daki bütün memurların işine son veriyorlar. Darbe yapıldı diyor. Sen darbe yapıyorsun. Adalete darbe vuruyorsun.
NE YAPACAĞIZ?
Ne yapacağız diyorsun? Güzel soru... Seçime az kaldı. Sandığa giderken elimizi vicdanımıza koyacağız. Yolsuzluktan şikayet mi ediyorsunuz? Oyunuzun adresi belli CHP. Sözüm söz, namus sözü, CHP iktidarında 5 kuruş rüşvet alana da rüşvet verene de göz açtırmayacağım. Başka? Güçler ayrılığı ilkesini yeniden oluşturacağız. Hakim vicdanının sesini dinleyecek. Yeter mi? Yetmez. Devletin kurumları çalışacak. Herkes işini yapacak. Güvencesi ben olacağım. Yeter mi? Yetmez. CHP iktidarında kesin hesap komisyonu kurulacak, başkanı da Muhalefetten olacak. Ben hesap vermeyi namuslu ve onurlu bir görev sayacağım. Yeter mi? Yetmez. Siyasi Ahlak yasasını çıkaracağım. Hesabını vermeyen siyasete giremeyecek. Yeter mi? Elbette yetmez. Bağımsız özel kuruluşlar var. SPK gibi bunlar oturacak işilerini adam gibi yapacak. Kamu ihale yasasını yolsuzluk yapmaya izin vermeyecek şekilde değiştireceğiz. 164 kez değiştirldi. Yolsuzluğa 164 kez kapı aralandı demektir bu. Biz bunları biliyoruz. Yolsuzlukla mücadelenin en temel koşulu balık baştan kokar demektir. Sen götürürsen herkes götürür. Sen götürürsen bakan da götürür, bürokrat da götürür, mağdur olan kim ülkenin vatandaşı.
ALİ İSMAİL'İ ÖLDÜRENLER, ETHEM SARISÜLÜK'Ü VURANLAR
Emniyeti değiştiriyor. Hırsıza önce haber verecek polis. Lahmacun yiyen polisi sürdü. Ali İsmail Korkmaz Eskişehir'de öldürüldü sen o polislere bir şey yaptın mı hayır. Lahmacun yiyeni sürüyorsun katile izin veriyorsun. Ethem Sarısülük'ü Kızılay'da polis vurmadı mı? Uludere 34 yurttaşımız öldürüldü. Hesabını soracağız diyordu. Bakanlar kurulunda senin talimatınla 34 yurttaşı öldürdüler sen dosyayı kapattın. O dosyayı açmak, hesabını sormak benim boynumun borcu. İstediğin kadar kapatmaya çalış. Allah büyüktür. Bunun hesabını vereceksin.
Değerli arkadaşlarım bir mağduriyet edebiyatı gidiyor. Bütün vatandaşlarıma sesleniyorum. Kendine bak bir de başbakan'a, kendi çocuğuna bak, bir de başbakan'ın çocuğuna, kendi evine bak bir de başbakan'ın oturduğu eve bak. Bir kıyaslamasını yap. Sonra da dön bir sor ben mi mağdurum Erdoğan mı? Benim çocuğum mu mağdur Erdoğan'ın çocuğu mu? Atama bekleyen öğretmenler mağdur değil milyarlarla oynayan Bilal Erdoğan mağdur.
Benim merak ettiğim şu, bu kadar paraya nasıl tamah ediyorlar. 76 milyonu hortumladılar yine mağduruz diyorlar. Pes... Vallahi pes.
GEMİCİK SAYISI 7 OLDU...
Çocuklar soruyor çocuğunuz gemi sahibi oldu diye yok diyor. Gemi değil gemicik diyor. Ben özellikle AK PArtiye oy veren saygıdeğer yurttaşlarıma soruyorum. Onun oğlunun gemicik sayısı 7 oldu. Senin oğlun hala iş bulamıyor. Hanginiz mağdursunuz. Bu mücadele sıradan bir mücadele değil. Haklıyla haksızın mücadelesi. Hukuku savunanla hukuku çiğneyenlerin mücadelesi. Rüşvetle müdacele edenle, rüşvet verenin mücadelesi bu. Uşak'ta bir anne diyor: Parasızlıktan böbreğimi satacağım. Bu anne mağdur değil ama başbakan mağdur ... Çocuğum işsiz diyen baba mağdur değil, senin çocuğuna iş bulmak zorunda değiliz diyen Erdoğan mağdur. Hepiniz düşünün ve ona göre mücadele edin.
MAĞDUR OLAN İLKER BAŞBUĞ SEN DEĞİLSİN
Hapishanelerde yüzlerce masum insan var dedi. Düne kadar o insanlar hapse girsin diye davanın savcısı benim dedin. Şimdi masum insanlar diyorsun. Bir sorgula bakalım kendini neden ben savcısıyım dedin. Bir mağdur varsa İlker Başbuğ'dur o. Sen değilsin. Teğmen Çelebi'dir mağdur. Boynuna poşu taktı diye 11 yıl hapisle yargılanan Kırmızıgül'dür. Parasız eğitim istiyoruz diyen gençlerdir mağdur.
Mağdursa Kuddisi Okkır mağdur. 8 milletvekili hapisteydi. Hala mağdurum diyor. Sen zalimsin, sen mağrursun. Millet aç sefil perişan, sen milyarlarınla oynuyorsun. Hepimiz bu bağlamda düşünecek ve mücadele edeceğiz.
Amacımız ne: "Bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçe yaşamak."